
Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Hiwell altyapısıyla 1 milyonu aşkın kullanıcı psikolojik destek yolculuğuna güvenli bir adım attı! Siz de size en uygun uzman ile şimdi ücretsiz ön görüşme yaparak tanışın.
BaşlayınBoşanma çoğu zaman yalnızca hukuki bir süreç değil, aynı zamanda yoğun duygusal, sosyal ve psikolojik sonuçları olan çok boyutlu bir yaşam deneyimidir 1. Bu süreç, bireylerin benlik algılarını, sosyal ilişkilerini ve gelecek beklentilerini köklü biçimde etkileyebilir. Yapılan araştırmalar, boşanma sürecinden geçen bireylerde kaygı, depresyon, yalnızlık ve özsaygı kaybı gibi psikolojik sonuçların sık görüldüğünü ortaya koymaktadır 9.
Psikoloji literatürü boşanmayı, bir tür kayıp ve yas süreci olarak değerlendirmektedir. Evliliğin sona ermesiyle birlikte bireyler, hem eşlerini hem de birlikte kurdukları yaşamı kaybetmiş gibi hissedebilirler 16. Bu bağlamda boşanma, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda aile içi rolleri, ebeveynlik görevlerini ve sosyal statüyü de yeniden şekillendirmektedir. Dolayısıyla boşanma sonrası hisler ve duygularla baş etme, yalnızca bireysel psikolojik iyilik halinin korunması için değil, aynı zamanda çocuklar ve diğer aile üyeleri açısından da kritik bir öneme sahiptir.
Boşanma Sonrası Psikolojik Süreçler
Yas Süreci Ve Evreleri
Boşanma, bireylerin sıklıkla yas sürecine benzer evrelerden geçmesine neden olur. Kübler-Ross’un 12 yas modeli —inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme— boşanma sonrası duygusal süreçlerin anlaşılmasında önemli bir çerçeve sunar. Her ne kadar bu evreler doğrusal ilerlemese de, bireyler çoğu zaman evliliğin bitişini kabullenene dek bu aşamalardan geçmektedir.
- İnkâr: İlk aşamada bireyler, boşanmanın gerçekliğini kabullenmekte zorlanabilir. Eşin geri döneceğine ya da ilişkinin bir şekilde kurtarılabileceğine dair beklentiler sık görülür.
- Öfke: İkinci aşamada bireyler, çoğu zaman eski eşlerine ya da kendilerine öfke duyar. Bu öfke, kaybın yarattığı çaresizliğin bir yansımasıdır.
- Pazarlık: Bu evrede bireyler, geçmişi değiştirebilme ya da evliliği kurtarma düşünceleriyle meşgul olabilir.
- Depresyon: Boşanmanın kalıcı olduğunu fark eden bireylerde yoğun üzüntü, yalnızlık ve umutsuzluk duyguları ön plana çıkar.
- Kabullenme: Son aşamada bireyler, yeni yaşam koşullarına uyum sağlar ve geleceğe dair yeni bir bakış geliştirebilir.

Kaygı, Öfke Ve Suçluluk
Boşanma süreci bireylerde yüksek düzeyde kaygıya yol açabilir. Geleceğin belirsizliği, ekonomik sorunlar, sosyal çevre kayıpları ve ebeveynlik rolündeki değişiklikler bu kaygıyı artırır 7. Bunun yanı sıra, özellikle boşanmanın nedenlerine bağlı olarak suçluluk duyguları da gelişebilir. Bireyler, evliliğin bitişini kendi yetersizliklerine bağlayarak özsaygılarında düşüş yaşayabilirler 6.
Özsaygı Ve Kimlik Üzerindeki Etkiler
Boşanma sonrası bireylerin kimlik algıları da sarsılabilir. “Eş” rolünün sona ermesi, bireyin kendini yeniden tanımlamasını gerektirir. Özellikle uzun süreli evliliklerde, benlik kavramı evlilikle iç içe geçtiğinden boşanma sonrası kimlik krizi sık görülmektedir 13. Bu durum, yeniden yapılanma sürecini zorlaştırır ancak aynı zamanda bireylerin yeni bir yaşam kurmaları için fırsat da sunar.
Boşanma ile Başa Çıkma Stratejileri
Boşanma sonrası yaşanan duygusal dalgalanmalarla baş etmek, bireyin psikolojik iyilik hali için kritik bir süreçtir. Bu süreçte kullanılan başa çıkma stratejileri, bireyin hem kısa vadede stres düzeyini azaltmasını hem de uzun vadede yaşamına uyum sağlamasını mümkün kılar. Psikoloji literatüründe, başa çıkma yöntemleri genellikle problem odaklı ve duygu odaklı stratejiler olarak sınıflandırılmaktadır. Problem odaklı stratejiler, boşanma sonrası ortaya çıkan somut sorunlarla başa çıkmayı içerirken; duygu odaklı stratejiler, bireyin hislerini düzenleme ve duygusal yükü azaltma çabalarını kapsar.
1. Duygusal Düzenleme
Boşanma sonrası duygular genellikle yoğun ve karmaşıktır. Öfke, üzüntü, suçluluk, kaygı ve yalnızlık gibi duygular üst üste yaşanabilir. Bu nedenle duygusal düzenleme becerileri baş etmede merkezi bir rol oynar. Gross’un 8 belirttiği üzere, duygusal regülasyon, duyguların fark edilmesi, kabul edilmesi ve uygun yollarla ifade edilmesini içerir.
- Duyguları Kabul Etme: Duyguların inkâr edilmesi, kısa vadede bir rahatlama sağlasa da uzun vadede depresyon ve anksiyeteyi artırabilir.
- Yazılı İfade: Günlük tutma, bireylerin yaşadıkları duyguları dışsallaştırmalarına ve yeniden anlamlandırmalarına yardımcı olur.
- Sanatsal İfade: Müzik, resim ya da yaratıcı yazarlık gibi yollarla duyguların dışavurumu da sağaltıcıdır.
2. Sosyal Destek
Sosyal destek, boşanma sonrası bireylerin yalnızlık hissini azaltan ve dayanıklılıklarını artıran en güçlü koruyucu faktörlerden biridir 5. Sosyal destek üç boyutta incelenebilir:
- Duygusal Destek: Arkadaşlar veya aile üyeleriyle duyguların paylaşılması.
- Bilgilendirici Destek: Hukuki süreçler, ebeveynlik veya ekonomik düzenlemeler hakkında bilgi edinmek.
- Maddi Destek: Ekonomik açıdan zorlanan bireyler için somut yardımlar.
Araştırmalar, kadınların sosyal destek ağlarını erkeklere oranla daha etkin kullandığını, bu nedenle depresyon riskinin daha düşük olduğunu göstermektedir 11. Erkeklerde ise sosyal destek arayışı genellikle daha sınırlı kalmakta ve bu da duygusal yükün artmasına neden olabilmektedir.
.webp)
3. Bilişsel-Davranışçı Teknikler
Bilişsel-Davranışçı Terapi (BDT), boşanma sonrası ortaya çıkan olumsuz düşünce kalıplarını dönüştürmede etkili bir yöntemdir 4.
- Bilişsel Yeniden Yapılandırma: “Ben başarısızım” veya “Bir daha asla mutlu olamayacağım” gibi otomatik olumsuz düşünceler, daha gerçekçi ve işlevsel düşüncelerle yer değiştirebilir.
- Davranışsal Etkinlik Planlama: Bireyin yeni bir yaşam düzeni kurabilmesi için küçük adımlar atması (örneğin, yeni hobiler edinmek, sosyal etkinliklere katılmak) teşvik edilir.
- Problem Çözme Eğitimi: Hukuki, ekonomik veya ebeveynlik kaynaklı sorunlarda çözüm odaklı yaklaşım geliştirmek.
”Ayrılık ve Boşanma Sürecini Yönetmek: Ayrılık ve Boşanma Simülasyonu ”başlıklı yazımıza da göz atın!
4. Mindfulness Ve Öz-Şefkat
Mindfulness (bilinçli farkındalık) uygulamaları, bireylerin boşanma sonrası yaşadıkları duygusal fırtınaları yargısızca gözlemlemelerine yardımcı olur. Kabat-Zinn 10, mindfulness’ın “şimdi ve burada”ya odaklanmayı sağlayarak kaygıyı azalttığını belirtmiştir.
Öz-şefkat ise bireyin kendisine anlayışlı ve nazik yaklaşmasını ifade eder. Neff’in 14 çalışmalarına göre, öz-şefkat düzeyi yüksek bireyler, boşanma gibi zorlayıcı yaşam olaylarında daha hızlı toparlanma göstermektedir.
5. Fiziksel Aktivite Ve Sağlıklı Yaşam Tarzı
Boşanma sonrası stres yalnızca duygusal değil, fiziksel sağlığı da olumsuz etkileyebilir. Düzenli egzersiz, stres hormonlarını azaltarak psikolojik dayanıklılığı artırır. Ayrıca sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve alkol/madde kullanımından uzak durma da uyum sürecinde kritik rol oynar.
6. Yeni Sosyal Roller Ve Kimlik İnşası
Boşanma, bireyin “eş” rolünden çıkmasını ve yeni bir kimlik inşa etmesini gerektirir. Bu süreçte bireylerin kendi ilgi alanlarına yönelmeleri, yeni sosyal roller edinmeleri ve kişisel gelişim hedefleri belirlemeleri, kimlik krizini aşmada etkili olabilir.
Boşanma Sürecinde Çocuklar Ve Aile Dinamikleri
Boşanma yalnızca çiftleri değil, çocukları da derinden etkiler. Araştırmalar, boşanma sonrası çocuklarda davranışsal sorunlar, akademik başarı düşüklüğü ve duygusal problemler görülebileceğini göstermektedir 2. Ancak bu etkiler kaçınılmaz değildir; ebeveynlerin boşanma sonrası tutumları, çocukların uyum sürecinde belirleyici rol oynar.
Çocukların Boşanmadan Etkilenme Biçimleri
Çocuklar yaşlarına göre farklı tepkiler verebilir. Küçük çocuklar genellikle terk edilme kaygısı yaşarken, ergenler öfke ve isyan davranışları gösterebilir. Bu nedenle ebeveynlerin çocukların yaş gelişim düzeyine uygun destek sağlaması önemlidir.
Ebeveynler Arası İletişim
Boşanma sonrası ebeveynler arasındaki çatışma düzeyi, çocukların uyumunu doğrudan etkiler. Düşük çatışmalı boşanmalarda çocukların uyum süreci daha sağlıklı iken, yüksek çatışmalı boşanmalarda uzun süreli psikolojik sorunlar görülebilir. Bu nedenle ebeveynlerin, çocukların yararını merkeze alan işbirlikçi bir iletişim geliştirmesi önerilmektedir.
Boşanma Sürecinde Profesyonel Psikolojik Destek
Boşanma süreci, bireyler için yoğun duygusal dalgalanmaların ve psikososyal değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Bu nedenle yalnızca bireysel başa çıkma stratejileri çoğu zaman yeterli olmayabilir. Profesyonel psikolojik destek, bireylerin hem duygusal yüklerini hafifletmelerine hem de yeni yaşam koşullarına daha sağlıklı uyum sağlamalarına yardımcı olur. Psikoterapi yaklaşımları, bilimsel temellere dayalı müdahaleler sunarak boşanma sonrası uyum sürecini kolaylaştırır.
Yaşadığınız zorluklarla tek başınıza mücadele etmek zorunda değilsiniz. Hiwell’de terapistinizle tanışarak bugünden itibaren terapi yolculuğunuza başlayın.
Kaynakça
- Amato, P. R. (2010). Research on divorce: Continuing trends and new developments. Journal of Marriage and Family, 72(3), 650–666. https://doi.org/10.1111/j.1741-3737.2010.00723.x
- Amato, P. R., & Keith, B. (1991). Parental divorce and the well-being of children: A meta-analysis. Psychological Bulletin, 110(1), 26–46. https://doi.org/10.1037/0033-2909.110.1.26
- Andersson, G. (2018). Internet interventions: Past, present and future. Internet Interventions, 12, 181–188. https://doi.org/10.1016/j.invent.2018.03.008
- Beck, J. S. (2011). Cognitive behavior therapy: Basics and beyond (2nd ed.). Guilford Press.
- Cohen, S., & Wills, T. A. (1985). Stress, social support, and the buffering hypothesis. Psychological Bulletin, 98(2), 310–357. https://doi.org/10.1037/0033-2909.98.2.310
- Fischer, J. L. (2007). Identity, emotion, and divorce: Applying sociological theory. Journal of Comparative Family Studies, 38(3), 291–308. https://doi.org/10.3138/jcfs.38.3.291
- Gähler, M. (2006). “To divorce is to die a bit…”: A longitudinal study of marital disruption and psychological distress among Swedish women and men. Family Journal, 14(4), 372–382. https://doi.org/10.1177/1066480706290146
- Gross, J. J. (2002). Emotion regulation: Affective, cognitive, and social consequences. Psychophysiology, 39(3), 281–291. https://doi.org/10.1017/S0048577201393198
- Hetherington, E. M., & Kelly, J. (2002). For better or for worse: Divorce reconsidered. W. W. Norton.
- Kabat-Zinn, J. (2003). Mindfulness-based interventions in context: Past, present, and future. Clinical Psychology: Science and Practice, 10(2), 144–156. https://doi.org/10.1093/clipsy.bpg016
- Kitson, G. C., & Morgan, L. A. (1990). The multiple consequences of divorce: A decade review. Journal of Marriage and the Family, 52(4), 913–924. https://doi.org/10.2307/353308
- Kübler-Ross, E. (1969). On death and dying. Macmillan.
- Marks, N. F. (1996). Flying solo at midlife: Gender, marital status, and psychological well-being. Journal of Marriage and the Family, 58(4), 917–932. https://doi.org/10.2307/353978
- Neff, K. D. (2003). Self-compassion: An alternative conceptualization of a healthy attitude toward oneself. Self and Identity, 2(2), 85–101. https://doi.org/10.1080/15298860309032
- Pedro-Carroll, J. L. (2005). Fostering resilience in the aftermath of divorce: The role of evidence-based programs for children. Family Court Review, 43(1), 52–64. https://doi.org/10.1111/j.1744-1617.2005.00007.x
- Worden, J. W. (2009). Grief counseling and grief therapy: A handbook for the mental health practitioner (4th ed.). Springer.
- Yalom, I. D., & Leszcz, M. (2005). The theory and practice of group psychotherapy (5th ed.). Basic Books.