Stockholm Sendromu Nedir? Celladına Aşık Olmanın Psikolojisi, Belirtileri ve Tedavisi

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 500 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Stockholm Sendromu Nedir?

Bireylerin kendilerine eziyet eden, mağdur bırakan kişilere karşı paradoksal şekilde aşırı hayranlık duymaları, övgü ve olumlu duygular beslemeleri Stockholm Sendromu olarak adlandırılmaktadır. Türkçe'de celladına aşık olmak olarak da bilinen, saldırgana/istismarcıya yönelik bu tutum ve duygular, mağdur kişinin yaşadığı tehlike karşısında uyumsuz ve mantıksızdır.

Bunun yanı sıra istismar edilen mağdur kişi mevcut olumsuz koşulları göz ardı etmekte, rehin alan kişiye karşı bir güven ve empati duygusu geliştirmektedir1. Bu tepki, yaşanan travmatik mağduriyete karşı bir nevi psikolojik baş etme mekanizmasıdır. Uzmanlar Stockholm Sendromunun genellikle bilinçsiz ve duygusal bir tepki olduğu konusunda hemfikirdir2, 3.

Bazı araştırmacılar ise Stockholm Sendromunu saldırganla özdeşleşme sürecine benzetmektedirler. İlk olarak Anna Freud tarafından öne sürülen bu kavrama göre kişi, kaygı yaratan otorite figüründen kendisini korumak için kendi duygu ve düşüncelerini göz ardı edip kendisini zor durumda bırakan saldırganın duygu ve düşüncelerini benimser. Bu özdeşleşme sayesinde, düşmanın olası cezalarından kaçınmaya çalışır2, 4.

Stockholm Sendromu Hikayesi

İsveç’in başkenti Stockholm şehrinde meydana gelen bir banka soygununda, 2 adam 4 çalışanı rehin altına almış ve bu rehin durumu tam 6 gün sürmüştür. Rehin alındıkları süreç içerisinde, rehin altındaki bir kadın onu kaçıranlardan birisine karşı sempati duymaya başlamıştır.

Bununla birlikte onu rehin alan saldırganların onu silah zoruyla bankada tuttuklarını bilmesine rağmen onları kendisini polisten koruyorlarmış gibi görmeye başlamıştır. Yaşamının ilerleyen zamanlarında ise kendisini rehin alanlardan birisiyle evlenmiştir1.

Gerçek bir vakayı anlatan bu hikaye size bir şey çağrıştırdı mı? Sizce neden mağdur olan bir kişi kendisini kaçıran ve rehin alan birisine karşı sevgi besler? Stockholm sendromunun ortaya çıkış hikayesi, yine bir banka soygununu anlatan La Casa de Papel dizisinde de paralel bir şekilde işlenmiştir.

Peki celladına aşık olmak normal midir? Bu durumu nasıl açıklayabiliriz? Stockholm sendromu mağduru birisinin duyguları, davranışları ve gösterdiği belirtiler neler olabilir ve daha fazla sorunun cevabı için şimdi “Stockholm sendromu nasıl ortaya çıkar?” sorusunu daha yakından inceleyelim.

Hangi Koşullarda Stockholm Sendromu Yaşanır?

Stockholm Sendromu psikolojide karmaşık bir süreçtir ve ortaya çıkışı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Yaşanan travmatik durumun koşullarına, kişisel deneyimlere ve psikolojik faktörlere göre ciddiyeti değişebilir. Stockholm Sendromu aşağıdaki durumların bazılarında gözlenebilir:8:

  • Rehin alınma durumlarında
  • Çocukların istismara uğradığı durumlarda
  • Kadınların istismara uğradığı durumlarda
  • Savaş esiri olarak alınan insanlarda
  • Tarikat üyesi olanlarda
  • Ensest mağdurları arasında
  • Toplama kampı gibi şartlarda
  • İlişkilerde aşırı kontrolcü veya aşırı sahiplenici özellikler olduğu durumlarda

Graham ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada Stockholm Sendromunun bağlanma ve saldırganla özdeşleşme için elverişli bir ortam yarattığı düşünülen 4 koşul olduğu belirtiliyor. Her tutsaklık veya istismar durumu bu koşulları tam olarak sağlamayabilir ancak bu koşullar sendromun ortaya çıkmasına katkıda bulunabilecek etkide kabul edilmektedir.

  1. Mağdurun hayatta kalmaya yönelik bir tehdit algısı hissediyor olması
  2. Mağdur olan kişinin kendisini rehin alan kişiden nezaket gördüğüne dair bir algısının olması
  3. Mağdurun kendisini kurtarabilecek durumda olan kişilerden soyutlanmış ve izole edilmiş olması
  4. Mağdurun bulunduğu durumdan kaçamayacağına dair bir algısının olmasıdır5-7.

Stockholm Sendromu Belirtileri

Stockholm Sendromunun en temel ve önde gelen belirtisi kaçırılan ya da istismar mağduru olan kişinin kendisine bu istismarı yapan ve eziyet eden kişiye karşı olumlu duygular beslemesidir. Stockholm Sendromunu deneyimleyen bireylerde ayrıca bu belirtileri görebiliriz1:

Stockholm Sendromu Belirtileri
  • Kaçırılan/mağdur kişinin onu kurtarmaya çalışan kişilere karşı olumsuz duygular besliyor olması (Bu kişiler mağdurun ailesi, arkadaşları veya yetkililer olabilir.)
  • Kaçırılan kişinin onu zor durumda bırakan kişinin bu davranışının sebebini ve tutumunu destekleyici bir tavırda olması
  • Rehin alan kişinin yani istismarcının mağdura yönelik olumlu tavırlarının olması
  • Mağdurun destekleyici davranışlarda bulunması ve hatta bazen istismarcıya yardım etmesi durumu

Stockholm Sendromu Bir Bozukluk mudur?

Namnyak ve meslektaşları, “Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı” gibi resmi tanısal sınıflandırma sistemlerinde Stockholm Sendromunun bulunmadığının altını çizmişlerdir5, 12. Ancak Stockholm Sendromu yaşayan kişiler Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) teşhisi konan kişilerle benzer semptomları deneyimlemektedirler. Bu semptomlar9, 10:

  • Uykusuzluk (insomnia)
  • Kabus görmek
  • Genel sinirlilik hali
  • Konsantrasyon zorluğu yaşamak
  • Kolayca şaşırmak
  • Gerçek dışı duygular deneyimlemek
  • Daha önce zevk veren deneyimlerden zevk alamaz durumda olmak
  • Güvensizlik hissi
  • Travmatik yaşantıya dair zihninde o anıyı hatırlamak (flashbackler)

Stockholm Sendromu mu Aşk mı?

Saldırganların eylemleri büyük oranda esir aldıkları kişilerden bir çıkar elde etme amaçlı olsa da esir aldıkları kişilere sundukları yiyecek, içecek, barınak hatta bir miktar şefkat dahi esirler tarafından farklı algılanabiliyor. Bu şefkat durumunu aşk olarak mı kabul ediyorlar?

Muhtemelen evet. Bu hisler de esirleri saldırganlara karşı itaat etmek, istedikleri şeyleri yapmak istemek ve hatta saldırgandan kaçmak istememek gibi mantıksız gözüken eylemleri yapmaya itebiliyor9.

Evrimsel psikologlar bu durumu geçmişte yaşamış atalarımızdan yola çıkarak açıklamaya çalışıyorlar. Bir kabile tarafından bir kadın kaçırıldığında mağdur kadın hayatta kalmak için onu esir eden kabile ile bir bağ geliştirmeye çalışır. Bu bir hayatta kalma eylemi midir yoksa aşk mıdır9, 10? Yani kaçırılan birey kendisini kaçıran kişiye aşık mı olmaktadır?

Aşkla ilgili sinirbilimsel bakış açısı ise aşkın Stockholm Sendromu durumunda ortaya çıkmadığını açıklamaktadır. Bu nedenle bu duygular aşkla ilgili değil açıkça hayatta kalma içgüdüsü ile alakalıdır. Bunun yanı sıra, Stockholm Sendromu ile ilgili sinirbilim perspektifi ile daha fazla açıklama yapılmamaktadır9, 11.

Stockholm Sendromunun Psikolojik Açıklamaları

Psikoloji bilimi, Stockholm Sendromunun neden ve nasıl geliştiğini birçok farklı alan ve yaklaşımla açıklamaya çalışmaktadır:

1. Bilişsel Uyumsuzluk Teorisi

Bilişsel uyumsuzluk teorisi ile Stockholm Sendromunu incelediğimizde, insanlar uzun bir süre boyunca mutsuz olmaktan hoşlanmazlar fakat kaçırıldıkları süre boyunca mutsuz olacaklardır. Bu durumdan kaçınmanın çözümü ise istismarcı kişiye karşı olumlu duygular beslemek ve uzun süre mutsuz olma durumundan kaçınmaktır1.

2. Psikodinamik Açıklama

Psikodinamik Teoriye Göre Stockholm Sendromu

Dr. Hacker’a göre mağdur kişi saldırganın/rehin alan kişinin davranışlarını içselleştirebilir. Bununla birlikte mağdurda aynı davranış ve bakış açılarını üstlenme durumuna geçebilir. Bu noktada rehin alan kişi mağdura karşı acıma ve empati duyguları ile birlikte bir çeşit bağlantı hissetmeye başlayabilir. Saldırgan/rehin alan kişinin bu tavrı ile birlikte mağdur kişi ise saldırganı “eş kurban” şeklinde görmeye başlayabilir1.

Saldırgan kişi mağdur kişi ile geçmişi hakkında konuşabilir. Mağdur bunun sonucunda saldırgan kişiyi koruma duygusuna kapılabilir. Mağdurun saldırganı “eş kurban” şeklinde görmesi ikisi arasında dayanışmayı arttırmak için bir etken olabilir1.

3. Davranışsal Açıklama

Davranışçılar Stockholm Sendromunu edimsel koşullama ile açıklamaktadırlar. Su veya yiyecek gibi temel ihtiyaçları pekiştireç olarak değerlendirdiğimizde mağdurun belirli davranışları bu pekiştireçleri almasına yol açar ve mağdurun saldırgana karşı tavrı ve duyguları değişebilir1.

4. Bilişsel Açıklama

Mağdur kişi onu rehin alan kişiye karşı olumlu hissederse kendisini kötü hisseder, bunun için bilişini değiştirmesi gerekir. Mağdur, saldırgana yönelik kızgın olmak yerine üzgün bir his beslerse ve bilişini değiştirirse suçluluk duygusu azalacaktır1.

5. Sosyal Psikolojik Açıklama

Mağdur saldırganla özdeşim kurarsa sevgi veya dostluk gibi bir durum oluşabilir. Bu dostluk da lideri takip etme, uyum sağlamak gibi grup dinamiklerindeki kavramlarla açıklanabilir1.

6. Nörofizyolojik Açıklama

“Sendrom” yarı paradoksal beyinsel bir davranış olarak tanımlanabilir. Bu da uzun süreli bir stres yaşantısının ardından kişinin normal davranışının tersine çevrilmesi şeklinde açıklanabilir. Psikodinamik bakış açısından “aktarım” yaşanabildiğinden yani saldırganın kendisini açma veya mağdurun özdeşleşmesi gibi davranışların yaşanabildiğinden bahsetmiştik.

Bu aktarım süreci, sempatik sinir sistemi öğrenmesi ile gelişmektedir. Bu öğrenme ise yüksek oranda adrenalinin var olduğu durumlarda ortaya çıkmaktadır. Hipokampal kodlama hızı yüksek derecede hızlı ve yoğun gerçekleşir1.

Stockholm Sendromu İle Baş Etme Yöntemleri

Stockholm Sendromu yaşayan kişiler kısa süreli uyku bozuklukları için ilaç kullanımına, uzun süreli semptomların hafifletilmesi ve danışanın hayat kalitesinin artırılması için ise travma sonrası stres gibi konularda etkili olduğu bilinen psikoterapi yöntemlerine yönlendirilmektedir1. Travma sonrası streste oldukça etkili olan EMDR terapisi, bu terapi yöntemlerinin başında gelmekte ve online terapide de uygulanabilmektedir.

Bunların yanı sıra grup ve aile terapileri de uygulanabilmektedir. Grup terapilerinde mağdurlar duyguları ile baş etmeyi öğrenirler ve aynı zamanda aynı deneyimden geçmiş diğer mağdurlar ile bağ kurabilme şansı yakalarlar. Duygularla baş edebilmek ve duygu düzenleme konusu hakkında daha fazla bilgi almak için Duygu Düzenleme Nedir ve Nasıl Yapılır? yazımıza göz atabilirsiniz.

Aile terapisi ise ailenin daha fazla söz sahibi olduğu ailelerde, mağdurların ailelerine karşı duyguları hakkında daha açık şekilde konuşabilmelerine yardımcı olmak amacıyla yardımcı olur9. Aile terapisi hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz Aile, Evlilik ve Çift Terapisi yazımızı okuyabilirsiniz.

Her Mağdur Stockholm Sendromu Yaşar mı?

Kişisel deneyimler ve yaşanan travmanın boyutları birbirinden oldukça farklıdır ve her rehin veya istismar durumu bu sendromun ortaya çıkması için gerekli koşulları yaratmayabilir. Kişinin saldırgan ile bağ kurarak ona bir hayranlık ve güven duyması, onu savunma eğiliminde olması ancak belli koşullar bir araya geldiğinde ve birçok faktöre bağlı olarak gelişebilmektedir.

Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) yaptığı bir araştırma 1200’den fazla rehin alma durumunu içermektedir ve bu rehinelerin %92’si Stockholm Sendromu geliştirmemiştir9, 10. Kısacası Stockholm Sendromunun her rehin vakasında ortaya çıkmadığı sonucuna varabiliriz9.

Kaynakça

  1. Chongtham, M. S. (2021). STOCKHOLM SYNDROME.
  2. de Fabrique, N., Van Hasselt, V. B., Vecchi, G. M., & Romano, S. J. (2007). Common variables associated with the development of Stockholm syndrome: Some case examples. Victims and Offenders, 2(1), 91-98.
  3. Strentz, T. (2004). Law enforcement policy and ego defenses of the hostage. FBI Law Enforcement Bulletin, 73, 16–19.
  4. Hall, C. S. (1954). A primer of Freudian psychology. New York: World Publishing.
  5. Hooper, L. M., L'Abate, L., Sweeney, L. G., Ganesini, G., & Jankowsk, P. J. (2013). Models of Psychopathology.
  6. Graham, D. L. R., Rawlings, E. I., Ihms, K., Latimer, D., Foliano, J., Thompson, A., et al. (1995). A scale for identifying “Stockholm syndrome” reactions in young dating women: Factor structure, reliability, and validity. Violence and Victims, 10 , 3–22.
  7. Pearn, J. (2000). Traumatic stress disorders: A classifi cation with implications for prevention and management. Military Medicine, 165 , 434–440.
  8. Sharma, V. S. Stockholm Syndrome–Finally Decoded.
  9. Pramesti, M. A. M. Stockholm Syndrome Phenomenon: Love or Survival Instinct?.
  10. Nair, M. S. (2015). Stockholm syndrome -A self delusive survival strategy. INTERNATIONAL JOURNAL OF ADVANCED RESEARCH, 385-388.
  11. Neurosciences, I. G. (2014). Brain Activity in Love. In I. G. Neurosciences, Charité NeuroScience (CNS) (p. 6). Berlin: Charité – Universitätsmedizin Berlin.
  12. Namnyak, M., Tufton, N., Szekely, R., Toal, M., Worboys, S., & Sampson, E. L. (2008). ‘Stockholm syndrome’: Psychiatric diagnosis or urban myth? Acta Psychiatrica Scandinavica, 117 , 4–11. doi:10.1111/j.1600-0447.2007.01112.x.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.