Duygusal Kuraklık: Anhedoninin Nörobiyolojisi

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 500 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Hayatın içindeki neşe dolu renkleri görmekte zorlanmak, bir zamanlar coşku veren anlara duyarsızlaşmak, belki de günlük yaşantının getirdiği zevkleri bulanıklaşmış bir hale getirmek, içsel bir labirentte kaybolmuş gibi hissetmek, kişinin yaşam sevincinin derinden etkilenmesine neden olabilir. Bu yazımızda, anhedoninin ne anlama geldiğini keşfedecek ve bu duygusal durumun altında yatan nedenleri anlamaya çalışacağız.

Anhedoni Nedir?

Anhedoni, bir zamanlar heyecan verici olan şeylere karşı duyarsızlaşma ve zevk alamama durumudur ve sadece günlük aktivitelerden zevk alamamayı değil, aynı zamanda duygusal bağlantıların zayıfladığı bir durumu simgeler.

Fransızca kelime "anhédonie," psikolog Theodule Ribot tarafından 1896'da, Yunanca önek olan "an" (olumsuzluk ifade eden) ile "hedone" (zevk) kelimesine eklenerek türetilmiştir.

Anhedoni, tüm ya da neredeyse tüm aktivitelerde ilgi veya zevkin kaybı, birçok nöropsikiyatrik bozukluğun belirgin bir semptomudur1. Zevk alabilme kapasitesi, ödüllerin normal işlenmesi sırasında kritik bir adım olduğu için ödül eksikliklerinin temel bir özelliğidir.

Ancak zevkli deneyimleri arama motivasyonuna sahip olmak ve bu önceki deneyimlere dayanarak uygun kararlar vermek, anhedoni durumunda bozulmuş önemli süreçlerdir.

Zevk Alamamak Bir Bozukluk Mudur?

Anhedoni, özellikle nöropsikiyatrik bozuklukların önemli bir belirtisi olarak öne çıkıyor. Anhedoni, sadece zevkin yitirilmesi olarak özetlenemez; aynı zamanda ödül süreçlerindeki derin bozuklukları ifade eder. Anhedoni, bireylerin günlük aktivitelerden zevk alamama durumunu içerirken aynı zamanda motivasyon, karar verme ve ödül değerlendirmesi gibi temel süreçlerde de önemli düzensizliklere işaret eder.

Anhedoni Tanısı

Anhedoni, psikopatolojik bir belirti olarak ilk kez 19. yüzyılın başlarında fark edildi. 1809'da şizofreniye sahip ilk psikiyatri tanılı kişinin kapsamlı bir çalışmasını belgeleyen J. Haslam, "önceki zevk ve öğrenme kaynaklarını ihmal ettiğini" belirtti1. Terim "anhedonie" daha sonra Fransız psikolog Ribot tarafından 1896'da, en küçük bir zevki bulmanın imkansız olduğu kişilerde analjezinin karşılığını tanımlamak için tanıtıldı.

Ruhsal Bozukluklarının Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı olan DSM kitabının üçüncü versiyonu olan DSM-III'te, bu anhedoni tanımı "normal aktivitelerde ilgi veya zevk kaybı" olarak özetlenmiş ve major depresif bozukluğun (MDB) iki temel özelliğinden biri olarak belirlenmiştir . Anhedonia terimi daha sonra DSM-IV'te şizofreninin negatif bir belirtisi olarak tanıtıldı.

Dünya Sağlık Örgütü'nün sınıflandırmasında (ICD) 10, anhedonia terimini değil, depresif atakların bir yan semptomu olarak "ilgi kaybı ve keyifli duyguların kaybını" listelemektedir.

Anhedoni, birçok nöropsikiyatrik bozukluğun belirgin bir semptomudur, özellikle de major depresif bozukluk ve şizofreni gibi rahatsızlıklar ile ilişkilendirilir. Duygudurum bozuklukları ve şizofreninin yanı sıra, Parkinson, madde kullanım bozukluğu (özellikle çekilme döneminde), Alzheimer ve yeme bozukluklarında yaygın görülür.

Nöropsikiyatrik bozukluklardan muzdarip bireylerin deneyimlediği ödülle ilgili eksiklikler, yalnızca zevkin yokluğunu veya kaybını değil, aynı zamanda önemli süreçlerin bozulmasını da içerir. Major depresif bozukluk veya şizofreni gibi rahatsızlıklarda, bu eksiklikler eşit derecede, hatta bazı durumlarda daha fazla belirgindir. Ödül süreçlerindeki eksiklikler sıklıkla anhedoni kavramı altında yanlış bir şekilde değerlendirilebilir veya etiketlenebilir.

Şizofrenide Anhedoninin Rolü

Şizofreninin sadece zevk kapasitesinin azalmasıyla mı yoksa ödül değerlendirmesi ve motivasyonun bozulmasıyla mı ilişkili olduğu konusunda hala birçok tartışma var. Bu bölgeler sadece zevkle ilgili değil, aynı zamanda genel ödül süreçleriyle de bağlantılıdır. Yani, anhedoni denilen durumda, sadece zevk almakla kalmayıp, aynı zamanda diğer ödülle ilgili süreçlerde de sorunlar yaşanabilir1.

anhedonide beyindeki hormonlar görseli

Anhedoninin Ardındaki Ödül Mekanizması Bozuklukları

Anhedonia'nın varlığını veya şiddetini özellikle inceleyen nispeten az sayıda çalışma vardır. MDB ve şizofreninin çeşitli belirtilerle ilişkilendirildiği düşünüldüğünde, anhedoni ile bu belirtiler arasındaki nöral ilişki düşük olasılıklıdır. Karmaşık davranış bozukluklarını tek bir genetik veya nöral mekanizmaya bağlamak zor olabilir. Anhedoni, nöropsikiyatrik bozukluklarda gözlemlenen karmaşık ödülle ilgili eksiklikleri de tam olarak ifade etmez.

Ödül Mekanizması ve Anhedoni İlişkisi

Ödül mekanizmalarıyla anhedoni oldukça girift bir ilişki içerisindedir. Ancak ödül mekanizmalarıyla ilgili birçok süreç söz konusudur. Bu süreçlerdeki eksiklikler, bireyin ödüllere yönelik ve hedefe yönelik eylemlere katılımını engelleyebilir. Bu aşamalarda ortaya çıkan eksiklikler, hedefe yönelik davranışları kısıtlayabilir. Örneğin, bireyler şu yeteneklerden yoksun olabilir1:

  • beklenen ödülleri tahmin etme veya öngörme
  • ödülleri ilişkilendirmek için göreli değerleri ve maliyetleri belirleme
  • ödüller elde etmek için gereken çabayı belirleme; bu bilgiyi bütünleştirme
  • ödüllerin elde edilmesinin değerli olup olmadığına karar verme
  • ödüller elde etmek için gerekli eylemleri yapma konusundaki motivasyonu kazanma

Anhedoninin ölçümleri, dolaylı olarak değerlendirilen motivasyon, değerleme ve karar verme gibi diğer ödül süreçlerindeki eksiklikleri de yansıtabilir çünkü anhedoni, genellikle öznel değerlendirme yöntemleri kullanılarak ölçülen bir durumdur ve sadece anhedoni ile sınırlı kalmayabilir. Yani aynı zamanda motivasyon, değerleme ve karar verme gibi diğer ödül süreçlerindeki eksiklikleri de yansıtabilir.

Zevk Deneyiminin Nöroanatomik Altyapısı

Ventral striatum ve orbitofrontal korteks (OFC), zevk deneyimlerine katkıda bulunur. Özellikle, nükleus accumbens (NAc) ve ventral pallidum'daki mu opioid ve endokannabinoid reseptörleri, ödüllerin hedonik algısını ileten reseptörlerdir, bu nedenle bu reseptörlerin aktivasyonu, özellikle şeker gibi yüksek derecede lezzetli ödüller için affektif tepkiyi arttırır.

İnsanlarda yapılan nörogörüntüleme çalışmaları, zevk deneyimimizin aynı zamanda Orbitofrontal Cortex tarafından nasıl yönetilebileceğini gösteriyor. Ancak bu bölgenin tam olarak zevki algılayıp algılamadığı veya zevki değerlendirip değerlendirmediği tam olarak belirsiz. Yani, OFC'nin zevki "hissedip" mi yoksa "değerlendirip" mi etkilediği hala net değildir.

Zevk Algısının Bozulması Üzerine Yapılan Güncel Araştırmalar

Depresyon veya şizofreni gibi durumları inceleyen çalışmalar anhedoni denilen durumda, yukarıda bahsettiğimiz NAc ve OFC bölgelerinin aktivitesinde bir azalma olduğunu gösteriyor.

Anhedoni ve Diğer Ödülle İlgili Eksikliklerin Nöral Devrelerini Gösteren Bir Beyin Modeli

Bir kemirgende yapılan hayvan çalışmasında şu bilgilere ulaşılmıştır:

  • Nükleus accumbens, ventral pallidum ve orbitofrontal korteks, zevki algılamada rol oynar.
  • Hoş bir uyarının göreceli ödül değeri, OFC tarafından hesaplanır.
  • Uyarıyı elde etmek için gereken çaba, anterior singulat korteks tarafından hesaplanır.
  • Ventromedial prefrontal korteks, hoş bir uyarıyı elde etmek için hedefe yönelik aktiviteye katılma kararında rol oynar.
  • Ventral tegmental alan ve amigdala, hedefe yönelik aktiviteyi gerçekleştirmek için artan beklenti ve motivasyondan sorumludur. Bu devrelerle etkileşimde bulunan diğer beyin bölgeleri, ödülle ilgili davranışlarda kritik roller oynar.

Duygusal Deneyimdeki Bozulma: Anhedoni, Aleksitimi ve Apati Arasındaki Farklar

Anhedoni, bireyin yaşamında zevk ve keyif alma kapasitesinde azalma veya kayıp olarak tanımlanır. Aleksitimi, duyguların ifade edilememesi veya tanımlanamaması durumudur ve bireyin kendi duygusal durumlarını anlamakta ve ifade etmekte zorlanmasıyla ilişkilidir. Apati ise duygusal soğukluk, ilgisizlik ve motivasyon eksikliği içerir.

Aleksitimi ve Anhedoni Farkı

Aleksitimi ve anhedoni, duygusal deneyimi etkileyen iki farklı kavramdır. Aleksitimide birey kendi duygusal durumlarını anlamakta ve ifade etmekte zorlanır, sıklıkla somatik şikayetlerle ilişkilidir.

Örneğin, bir kişi aleksitmikse, duygusal tepkilerini diğer insanlara anlatmak veya paylaşmak konusunda güçlük çekebilir. Anhedoni ise zevk alma kapasitesinde azalma veya kayıp durumunu ifade eder.

Apati ve Anhedoni Farkı

Apati ve anhedoni arasında belirgin farklar vardır. Apati, genellikle duygusal soğukluk, ilgisizlik ve motivasyon eksikliği ile tanımlanır. Apatik bir birey, çevresine karşı duyarsızlaşabilir, belirlenen hedeflere ulaşmak için gerekli olan motivasyonu kaybedebilir6.

Apati genellikle genel bir duygusal donukluk ve ilgisizlikle ilişkilidir. Anhedonide ise birey, günlük aktivitelerden zevk almakta güçlük çeker ve duygusal tepkilerde azalma yaşayabilir.

Anhedoni ile Başa Çıkmak

Anhedoni ile başa çıkma, genellikle temeldeki psikiyatrik bozukluğa müdahaleyi içerir. İyileşme planı, bireyin özel durumuna ve anhedoniye neden olan temel sorunlara bağlı olarak değişir ve uzman bir profesyonel rehberliği altında olmalıdır.

Antidepresanlar, antipsikotikler ve diğer psikotropik ilaçlar anhedoni ile ilişkilendirilen psikiyatrik bozuklukların yönetiminde yaygın olarak kullanılır. Bu ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzenleyerek belirli semptomları hafifletmeye çalışır.

anhedoni yolda yürüyen adam görseli

Peki anhedonide ilaçtan başka iyileşmeyi destekleyici unsurlar nelerdir? Psikoterapi, bilişsel davranış terapisi ve terapötik konuşma terapileri gibi yaklaşımlar, anhedoniye neden olan düşünce kalıplarını anlamak ve değiştirmek amacıyla uygulanabilir. Elektrokonvülsif (ECT) ve transkraniyal manyetik stimülasyon (TMS) gibi invaziv olmayan beyin uyarı yaklaşımları özellikle dirençli depresyon durumlarında kullanılabilir.

Ayrıca fiziksel aktivite, sosyal destek ve yaşam tarzı değişiklikleri, anhedoni semptomlarına karşı olumlu etkiler sağlayabilir. Hipokampüsteki nörogenezin arttırılması, serotonin düzeylerinin dengelenmesi ve mesolimbik dopaminin dengelenmesi, anhedonin iyileştirilmesi ve duygusal iyilik hali üzerinde önemli etkileri olan hedeflerdir.

1. Hipokampüsteki Nörogenezin Arttırılması

Hipokampus, özellikle öğrenme, hafıza ve duygusal işlemlerde kilit bir rol oynayan bir beyin bölgesidir. Nörogenez, bu bölgede yeni nöronların oluşturulma sürecidir. Bu sürecin arttırılması, özellikle depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik sorunlarla ilişkilendirilen hipokampal atrofiyi tersine çevirme potansiyeline sahip olabilir.

Hipokampüste azalmış nörogenezin anhedoniye yol açabileceği ve bu durumun SSRI ile düzeltilmeye çalışıldığı bilinmektedir. Yeni sinir hücrelerinin üretiminin azalması, zevk alamama veya keyif kaybına neden olabilir ve bu durum, anlamak ve etkili baş etme sağlamak için SSRI yaklaşımının bir odak noktası haline gelmiştir.

2. Serotonin Düzeylerinin Dengelenmesi

Serotonin düzeylerinin dengelenmesi, anhedoninin iyileştirilmesi, duygudurum düzenleme ve mental refah açısından önemlidir. Serotonin, mutluluk ve zevk hissi ile ilişkilendirilen bir nörotransmitterdir. Dengeli serotonin düzeyleri, anhedoniye karşı etkili olabilir1.

SSRI, 5-HT (serotonin) seviyelerini düzenleyerek depresyon semptomlarını hafifletebilir, striatal aktiviteyi artırabilir, sakkaroz tercihini yükseltebilir ve ilaç çekilmesine bağlı anhedoni durumunu düzeltebilir. Ancak, bu yaklaşımı her bireyde farklı yan etkilere veya etkilere neden olabilir. Bu nedenle, bireyden bireye değişen yan etkiler göz önünde bulundurulmalıdır.

3. Mesolimbik Dopaminin Dengelenmesi

Mesolimbik dopamin dengesinin sağlanması da duygusal durumu etkileyen önemli bir faktördür. Dopamin, ödül sistemini ve motivasyonu yöneten bir nörotransmitterdir. Dengeli dopamin düzeyleri, anhedoni gibi duygusal bozuklukların önlenmesine katkıda bulunabilir.

Mesolimbik dopamin ve RN 5-HT(serotonin) devrelerinin dezenhibisyonuna yol açtığı iddia edilen Lateral Habenula (LHb)'nın derin beyin stimülasyonunun antidepresan etkilere sahip olduğu gösterilmiştir.

Anhedoni, iyileştirilmediğinde ciddi olumsuz etkiler doğurabilir ve duygusal refahın bozulmasına neden olabilir. Anhedonik bireyler genellikle duygusal sıkıntı yaşarlar, çevrelerindeki olaylara karşı duyarsızlaşırlar ve yaşamın güzelliklerini algılamakta zorlanırlar. Bu durum, sosyal etkileşimlerde azalma ve sosyal izolasyona yol açabilir.

Zevk alamama durumu, kişinin genel yaşam kalitesini düşürebilir ve günlük aktivitelere olan ilgisini azaltabilir. Anhedoni, depresyon, anksiyete ve diğer duygusal bozukluklara zemin hazırlayabilir. Anhedoninin belirtileri fark edildiğinde, profesyonel yardım aramak ve uygun seçenekler üzerinde çalışmak önemlidir.

Kapatırken

Nöropsikiyatrik bozukluklardaki ödül eksikliklerinin karmaşıklığı göz önüne alındığında, "anhedoni" terimini sadece zevk kapasitesindeki eksiklikleri ifade etmek için kullanmanın sınırlı olduğunu anlamamız önemlidir. Bu terim, nöropsikiyatrik bozukluklarda etkilenen diğer ödülle ilgili süreçleri kapsamamaktadır. Bu nedenle, bu bozukluklarda ortaya çıkan diğer süreçleri (örneğin, isteksizlik; beklenti/tahmin eksiklikleri, değerlendirme, pekiştirme öğrenimi ve karar verme) tanımlamak için ek terimlere ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu karmaşık konu, bireylerin yaşam kalitesini etkileyen birçok yönü içermektedir. Anhedoniye dair daha derinlemesine araştırmalar, bu alandaki bilgi eksikliklerini doldurarak, etkili tanı ve yaklaşımları geliştirmemize katkı sağlayabilir.

Kaynakça

  1. Der-Avakian A, Markou A. The neurobiology of anhedonia and other reward-related deficits. Trends Neurosci. 2012 Jan;35(1):68-77. doi: 10.1016/j.tins.2011.11.005. Epub 2011 Dec 15. PMID: 22177980; PMCID: PMC3253139.
  2. Isella V, et al. Physical anhedonia in Parkinson's disease. J Neurol Neurosurg Psychiatry. 2003;74:1308–1311.
  3. Markou A, et al. Neurobiological similarities in depression and drug dependence: a self-medication hypothesis. Neuropsychopharmacology. 1998;18:135–174.
  4. Starkstein SE, et al. The construct of minor and major depression in Alzheimer's disease. Am J Psychiatry. 2005;162:2086–2093.
  5. Davis C, Woodside DB. Sensitivity to the rewarding effects of food and exercise in the eating disorders. Compr Psychiatry. 2002;43:189–194.
  6. Fahed M, Steffens DC. Apathy: Neurobiology, Assessment and Treatment. Clin Psychopharmacol Neurosci. 2021 May 31;19(2):181-189. doi: 10.9758/cpn.2021.19.2.181. PMID: 33888648; PMCID: PMC8077060.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.