Güven Nasıl Öğrenilir? Kaygılı Bağlanma Nasıl Düzelir?

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 500 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Güven: Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu

birinin iyi ve dürüst olduğuna ve size zarar vermeyeceğine veya bir şeyin güvenli ve güvenilir olduğuna inanmak (Cambridge Sözlüğü)

Sarmal bebek bir kedi avucumun içinde duruyor, göbeği açık yüzüme dönük. Avucumun içinde nefes alışını izlerken, ne kadar savunmasız olduğunu düşünüyorum. Benden gelecek herhangi bir tehlikeye karşı savunmasız, gardsız. Tüm bunlardan bir haber ne kadar da teslim bir halde uyuyor avuçlarımda. Nasıl olur da ona zarar verebilirim, düşüncesi bile yüreğimi sızlatıyor. Kendi gücümden sakınır bir edayla okşuyorum onu, okşadıkça yumuşak bir ses tonuyla mırıldanıyorum ona, benden bir zarar gelmeyeceğini hissetmesi için. Bana korkusuz bir hal içinde güvenmesi için neler yapabileceğime bakıyorum.

Peki ya bir bebek, bir annenin ellerinde bundan farklı mı hissediyordur, bir anne bebeğini ellerinde tutarken ne mırıldanıyordur ona?

Hayatın ilk yıllarında ne oluyor da güven duymanın bazılarımızda yarattığı his savunmasız kalmak, incinebilir olmaya açık olmak olabiliyor?

Ne oluyor da güven yerini kuşkuya bırakıyor? Bu kuşku öyle bir kuşku ki cam kırıklarının üzerinde yürümek gibi, tekinsiz. Kuşku duyan biri, herhangi bir duruma ya da olaya karşı aşırı dikkat kesiliyor ki tehlikeyi fark edebilsin ve böylece kendini koruyabilsin. Böyle bir hal içinde yaşayan insan, arzusu olsa dahi sevme ve sevilme deneyimini yaşamaktan oldukça uzağa düşer. Bir insanla kurulan derin bağın ne demek olduğunu hissedemez.

Doğada güven ya da güvensizlik inançlarının gelişmesinde bağlanmanın önemli olduğu düşünülür. Kişinin hayatının ilk yıllarında geliştirdiği temel inançlar kişinin yaşam boyu ilişkileri ve davranışları üzerinde etkili olabilir. Bunlardan en önemlisi belki de güven inancıdır. Güven hissetmek birçok açıdan hayati bir önem taşır. En önemlisi kişilerarası ilişkisel iş birliğidir.

İnsanların birbirlerine olan güveni, duygusal bağ kurmalarını ve bu bağlarını sürdürmelerini sağlar. Bu güven ilişkisi içinde hayata ait olan kaygılarımızdan arınır ve duygusal iyilik halini deneyimleriz. İki kişi arasındaki bu bağ, toplumsal düzeyde yardımlaşma ve adaletli yaşamanın da temel taşıdır.

Güven Nasıl Öğrenilir?

Ana rahmine düştüğün andan itibaren, sana ilk bakım verenle kurduğun ilişkiden başlayarak gelişen, dönüşen bu bağ kurma serüveni bütün hayatının çok temel bir parçasını oluşturuyor. Kendin ve dış dünyayla bağ kurma dokun, rahim duvarına tutunduğun ilk andan itibaren örülmeye başlıyor. Rahim duvarına tutunarak başlanılan bu yolculukta, annenin gözünden kendiliğini deneyimleyen bebeğin bilinci ilmek ilmek anne tarafından dokunur.

Senaryo 1: Güvenli Bağlanmanın Temelleri

Anne yeteri kadar mutludur, bebeğine bakım aşamasında destek alıyordur. Kendini güçlü hissediyor, herhangi bir sorunda alternatif çözümler bulacağını biliyordur. Hem maddi hem manevi kaynakları geniştir. Spontan ve yaratıcı olması güvende hissetmesinden geliyordur.

Annenin şefkati, ses tonu, bebeğe dokunuşu, bebeğin de güvende olacağının ve güvenli kalacağının işaretçileridir. Dünya güvenli bir yerdir, bebek sevilebilir bir bebektir ve tıpkı annesi gibi bir başkasını da güvenle sevebilir. Hem tutulabilir hem tutabilir. İşler iyi gitmese de bir yolu bulunur, bir çaresi bulunur. Hiçbir şey yoksa, annenin teması iyi bir yatıştırıcıdır, iyi bir tesellidir. O şefkatli sesi ve dokunuşu sanki sihirli bir değnek gibi bütün bulutları güneşe çevirir.

Senaryo 1 Analizi: Güvenli Bağlanma ve Teselli Bulma

Bir bebeğin ilk yıllarında bellek otomatik pilot gibi işler. Bebek bilinçli olmayan bir şekilde annesinden bir şeyleri nasıl yaptığının bilgisini örtük olarak öğrenir. Nasıl ilişki kurulacağını, şefkatin dilini, sesini ve nasıl ifade ettiğini öğrenir. Bağlanma teorisi, bir annenin bebeğin ihtiyaçlarına, zihinsel ve duygusal durumlarına “yeterince iyi” uyum sağladığında güvenli bağlanmanın gerçekleştiğini söyler.

güvenli bağlanma senaryosu görseli

Annenin çocuğa uyum sağladığı bu evre, çocuğun başkası tarafından tanındığını, görüldüğünü hissettiği ilk evredir. Annenin gözlerinde çocuk kendini görür. Bu, aynada kendine bakmak gibidir. Bu uyumlu ve ahenkli akış güveni geliştirir. Anne ile çocuk arasındaki bu bağlantı bebeğin kendiliğin açığa çıkmasını ve güçlenmesini destekler. Fakat tek başına bu ahenk, güvenli bağlanma için yeterli değildir. Anne ile çocuğun uyumunun aksadığı durumlarda bu bozulmanın onarılması, bebeğin yatışması güvenli bir bağlanma için esastır.

Bowlby’e göre güvenli bağlamanın bu bileşimi, işler iyi gitmediğinde ya da uyum aksadığında çocuğun anneyi bir sığınak ve teselli kaynağı olarak bulabilmesi ya da gittiğinde geri geleceğini bilmesidir. Bu teselli, “Kötü olduğunda seni bırakmayacağım, her şey yoluna girecek, gidersem geleceğim.” fikrinin çocuğa aktarılmasıdır. İşler bozulsa da, tamiri vardır. Giden geri gelir, her şey çarelidir, işler bir şekilde yoluna girer, anksiyete ile baş edilebilir, yakınlık kaybedilse de tekrar bulunabilir. Umut her daim o temasta, içe yerleşmiş güvenli annenin temsilindedir. İşte güvenli dünya, sevilebilir dünya, tutulabilir dünya budur!

Senaryo 2: Güvensiz Bağlanmanın Temelleri

Anne yeteri kadar mutlu değildir. Desteksiz kalmıştır. Depresif ve karamsar duygularıyla nasıl başa çıkacağını bilemez. Üstelik bakım vermeye devam etmek zorundadır. Çaresiz hisseder. Bebeğine bakarken oldukça kaygılıdır. Zaman zaman öfkelenir, sonra öfkelendiği için öfkelenir. Suçlu hisseder. Bebek duyumsar; annenin ses tonu gergindir, yorgundur, bitkindir. Dokunuşu belirsizdir. Bazen yakın hisseder bazen uzak. Dünya güvenli bir yer değildir. Kime güvenilir? Belki sevilebilir belki sevilemez nerden bilebilir. İşler kötü gider. Gidenin çaresi bulunamaz. Çaresizlik, şefkatten uzaktır. Korku doludur, Korkuda sevgi değil hızlı atan kalp atışları ve mideye giren sancılar hissedilir. Gelecek belirsizdir.

Senaryo 2 Analizi: Güvensiz Bağlanma, Kaygılı Olma, Kuşku Geliştirme

Bazen bakım verenin ihtiyaçları bir sebepten ötürü (depresyon, madde bağımlılığı, ağır ekonomik sıkıntılar vb) çocuğun ihtiyaçlarından daha öncelikli olur. Annenin bebeğin duygusal ve dokunsal ihtiyaçlarına uyumlanamaması bebekte güvensiz bir ilişki temsili oluşmasına sebep olur.

güvensiz bağlanma senaryosu görseli

İşler yolunda gitmediğinde annesi tarafından yatıştırılmayan bebek, kaygılanır. Anneyle bağlantısı kopan bebek için dünya güvenli bir yer değildir. Gidenler geri gelmez, yalnızlık avutulmaz, anksiyete ile başa çıkmanın kendisi bile anksiyete yaratır. Anneyle güvenli bağlanamayan bebeğin, kendilik temsili, kendililik inancı da anneyle beraber yitip gider. Bu yiten kendilik ve güvensiz bağlanma yetişkinliğe kadar uzanır. Gerçek kendiliğin acı verdiği bu yerde, sahte kendilikler gelişir. Kişi sevilebilir olmak için başkalarına kendisini feda eder. Kendi kendine kalmakta zorlanır, yalnız kalmaktan çok korkar. Yalnız kalmamak için her şeyi yaparken nasıl biri olduğunu unutur. Hatta bazı durumlarda, bu tekinsiz ve güvensiz gerçeklik o kadar acı verir ki, kişi kendini dış gerçeklikten koparır ve kendi iç gerçekliğinde izole bir şekilde yaşamını sürdürür. İşte güvensiz dünya böyle doğar. Güvenli bağlantıdan kopukluk, ruhsal çöküşün ve ölümün habercisi olur.

Kaygılı / Güvensiz Bağlanma Düzelir Mi? Güvenli Bağlanma İçin Ne Yapmalı?

Cevap: Epigenetik.

"Epigenetik" terimi, yunanca "epi" (üzerinde) ve "genetik" (genlerle ilgili) kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. Epigenetik, çevresel etkenler, yaşam tarzı faktörleri gibi birçok faktörün gen ifadesini nasıl etkileyebilceğini gösterir.

Biz geliştirdiğimiz bilincimiz ile kendi genetiğimizin üzerine çıkan varlıklarız. Yani katılım kaderimiz değildir. Başka bir pencereden baktığımızda, hayatımızın kontrolünün bizde olmadığı dönemlerinde bize aktarılan örtük bilgilerin, öğrenmelerin, şemaların esiri değiliz demektir. Hayat muzip bir şekilde bize kontrolümüz dışında gelişen şeyleri değiştirebilme ve dönüştürebilme imkanı sunar.

Biz şimdi yeni ve yeniden, güvene itibarını iade ederek, güveni baştan yaratabilir ve bu yarattığımız güveni yeniden tecrübe ederek, bağlantıda olma halini deneyimleyebiliriz.

Tecrübeye sahiptik, ama anlamı kaçırmıştık ve anlama yaklaşmak, tecrübeyi yeniden inşa eder. Farklı bir şekilde.. T.S Eliot

Kaynakça

  1. Bowlby, J (1988) Secure base; Parent- Child Attachment and Healthy Human Development.
  2. Masterson, J. F (1988) The Search for the Real Self.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.