Antidepresan İlaç Nedir, Ne İşe Yarar? Antidepresanların Yan Etkileri Nelerdir?

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 200 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Antidepresan İlaç Nedir?

Antidepresan ilaçlar, beyindeki nörotransmitter denilen kimyasal iletilerin dengesini sağlayarak depresyon belirtilerinin azalmasına katkıda bulunan ve depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar, beyindeki bazı enzim veya reseptörleri inhibe ederek veya geri alımını bloke ederek nörotransmitterlerin aktivitesini artırırlar. Bu nörotransmitterler arasında dopamin, norepinefrin ve serotonin bulunur.

Antidepresan ilaçlar, bu nörotransmitterlerin beyindeki seviyelerini doğrudan veya dolaylı olarak artırarak beyin fonksiyonlarını düzenlerler. Bu mekanizmalar sayesinde antidepresan ilaçlar klinik pratikte sıkça tercih edilen tedavi yöntemleri arasındadır.

Antidepresan İlaç Türleri Nelerdir?

1. Seçici Serotonin Geri Alım İnhibitörleri (SSRI)

Depresyon ve kaygı bozukluklarının tedavisinde sıkça başvurulan bir tür antidepresan ilaç sınıfıdır. Bu ilaçlar, beyindeki serotonin adı verilen kimyasalın geri alımını önleyerek serotonin seviyesini artırır. Serotonin, duygusal durumu ve birçok biyolojik faktörü etkileyen bir nörotransmitterdir.

Yaygın SSRI ilaçları arasında fluoksetin, sitalopram, essitalopram ve paroksetin bulunur.

2. Seçici Serotonin-Norepinefrin Geri Alım İnhibitörleri (SSNRI)

Bu ilaçlar hem serotonin hem de norepinefrin adlı nörotransmitterlerin geri alımını önleyerek bu kimyasalların seviyelerini yükseltir. Serotonin duygusal durumu etkilerken norepinefrin enerji düzeyini ve dikkati düzenler.

Yaygın SSNRI ilaçları arasında venlafaksin, duloksetin ve desvenlafaksin yer alır.

3. Seçici Norepinefrin-Dopamin Geri Alım İnhibitörleri (NDRI)

Bu ilaçlar hem norepinefrin hem de dopamin nörotransmitterlerinin geri alımını engelleyerek bu kimyasalların seviyelerini artırır. Norepinefrin enerjiyi düzenlerken dopamin ödül ve zevk ile ilişkilidir.

Bupropion gibi ilaçlar bu gruba örnektir. Özellikle diğer antidepresan ilaçlarının yan etkilerine fazla duyarlılık gösteren kişilerde bir profesyonelin gözetiminde NDRI ilaçlarına başvurulabilir.

4. Trisiklik Antidepresanlar (TCA)

Bu ilaçlar hem serotonin hem de norepinefrin geri alımını engelleyerek bu kimyasalların seviyelerini artırır. Ayrıca bazı reseptörleri bloke ederek etki gösterirler ancak yan etkileri güncel antidepresanlara kıyasla daha fazla olabileceği için genellikle ilk tercih edilen ilaçlar arasında yer almaz.

Amitriptilin, amoksapin ve desipramin gibi ilaçlar TCA kategorisinde yer alır.

5. Monoamin Oksidaz İnhibitörleri (MAOI)

Bu ilaçlar, beyindeki monoamin oksidaz adı verilen bir enzimi etkisiz hale getirerek serotonin, norepinefrin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin parçalanmasını azaltır. Böylece bu kimyasalların seviyesinin artmasında etkili olarak duygudurumun iyileşmesine katkı sağlar. MAOI ilaç grubunun diğer ilaçlarla potansiyel etkileşimi daha fazladır, genellikle diğer ilaçlar etkisiz kaldığında düşünülür.

Fenelzin ve tranilsipromin gibi ilaçlar bu kategoriye girer.

Antidepresanlar Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılır ve Kimlere Verilir?

1. Majör Depresif Bozukluk (Depresyon):
En yaygın kullanım alanlarından biri majör depresif bozukluk olarak da bilinen depresyonun tedavisidir. Depresyon; düşük ruh hali, enerji eksikliği, ilgi kaybı, uyku ve iştah sorunları gibi belirtilerle karakterizedir.
2. Anksiyete Bozuklukları:
Antidepresanlar, anksiyete bozukluklarının tedavisinde de kullanılabilir. Bu bozukluklar arasında sosyal anksiyete bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu ve panik bozukluğu yer alır.
a. Sosyal Anksiyete Bozukluğu:
Topluluk önünde konuşma gibi sosyal durumlarda yoğun anksiyete yaşayan kişilerin tedavisinde antidepresanlar etkili olabilir.
b. Panik Bozukluk:
Ani ve şiddetli panik atakları ile karakterize olan panik bozukluğunun tedavisinde antidepresanlar yardımcı olabilir.
3. Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB):
Tekrarlayıcı düşünceler ve zorlayıcı davranışlarla belirgin olan bu bozukluğun tedavisinde antidepresanlar kullanılabilir.
4. Yeme Bozuklukları:
Bulimia nervoza ve anoreksiya nervoza gibi yeme alışkanlıklarıyla ilgili sorunların tedavisinde antidepresanlar kullanılabilir.

Antidepresan Tedavi Süreci Nasıldır?

Antidepresif ilaçların etkileri genellikle 1 ila 3 hafta arasında görülmeye başlar. Bu süreçte bireyin uyku kalitesi, iştah durumu, duygusal durumu ve sosyal işlevselliği iyileşir.

Antidepresan tedavisinde ilacın dozu ve kullanım süresi kritik öneme sahiptir. İlacın etkinliğinin değerlendirilmesi için en az 4 ila 6 haftalık bir zaman diliminin geçmesi gerekir. Bu zaman dilimi içinde istenen sonuçlar elde edilemezse farklı bir etki mekanizmasına sahip başka bir ilaç denenebilir.

Daha önceden hasta veya aile fertleri tarafından kullanılmış ve olumlu sonuç vermiş antidepresan ilaçlar öncelikli olarak tercih edilebilir. Antidepresan tedavisine yanıt vermediği görülen hastaların bir kısmında ilacın yeterli dozda ve sürede kullanılmadığı saptanmıştır. Bu gibi durumlarda tedaviye yanıtsızlığın altında subklinik hipotiroidi gibi durumlar veya inme gibi serebrovasküler olaylar gibi dahili diğer hastalıklar olabilir.

Tedaviye olumlu yanıt verildiğinde iyileşmeden sonra 6 ila 12 ay arasında ilaç kullanımına devam edilmesi gereklidir. Bu süre sonunda ilaçların dozu kademeli olarak azaltılmalı ve en sonunda tamamen kesilmelidir. İlaçların başlanması, artırılması, değiştirilmesi, azaltılması ve kesilmesi gibi tüm süreçlerde psikiyatri hekimi tarafından düzenli takip gerekmektedir.

Antidepresan İlaçlar Nasıl Etki Eder?

Antidepresanların beyindeki işlevlerini tam olarak açıklayan kesin bilgiler mevcut değildir. Fakat antidepresanların birçoğu monoaminerjik nörotransmisyon aracılığıyla etki gösterirler. Tüm antidepresanlar, nöronların presinaptik ve postsinaptik reseptörleri ile nörotransmitter taşıyıcıları yoluyla etki ederler.

Antidepresanların sinapslarda ilk etkileri oluşturduğu ve bunun da hücre içi iletimleri ve ikincil haberci yollarını etkilediği bilinmektedir. Bu etkiler neticesinde antidepresanlar beyindeki nörotransmitterlerin (serotonin, norepinefrin, dopamin) düzeylerini değiştirirler.

Örneğin, seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar), serotonin düzeylerini yükselterek çalışırlar. Bu nörotransmitterlerin beyindeki nöronlar arasındaki iletişimi sağladığı düşünülmektedir.

Antidepresanların bu nörotransmitter seviyelerini düzenleyerek beyindeki iletişimi iyileştirmesinin depresyon semptomlarının hafiflemesine katkı sağladığı düşünülmektedir.

Antidepresanlar Ne Zaman İşe Yaramayabilir?

Antidepresan tedavisi bazı bireylerde yeterince iyi veya hiç yanıt vermeyebilir. Depresyon, farklı bireylerin benzer tedavilere farklı yanıt vermesine neden olan bir durumdur ve herkesin süreçteki deneyimi farklıdır.

Tedaviye dirençli klinik semptomlar bazı hastalarda ortaya çıkabilirken bazı durumlarda depresyonun yanında başka sağlık problemleri de tedaviyi güçleştirebilir.

Antidepresan tedavisinde başarısızlık nedenleri arasında aşağıdaki faktörler yer almaktadır:

  • Yanlış tanı
  • İlacın yetersiz dozda verilmesi
  • İlacın yan etkileri
  • Hasta uyumunun yetersiz olması
  • İlacın yanlış şekilde kullanılması
  • İlacın etkisinin yetersiz kalması
  • Tedavinin yeterince uzun sürmemesi

Bu nedenlerin yanı sıra hastanın yaşam biçimi, stres düzeyi, sosyal destek, genetik faktörler ve diğer tıbbi durumlar da tedavi sonucunu etkileyebilir.

Antidepresan tedavisinde başarısızlık olması halinde tedavinin gözden geçirilmesi ve hem tanının hem de seçilen tedavinin yeniden değerlendirilmesi gereklidir. Ayrıca tedaviye uyumu arttırmak ve yanıtı iyileştirmek için tedaviye başladıktan sonra sık aralıklarla hastaların durumunu izlemek gerekir.

Antidepresanların Tarihçesi

1952 yılında Dr. Max Lurie ve Harry Salzer, tüberküloz tedavisinde kullanılan izoniazidi depresyon tedavisinde test etmişler ve bu ilacın etkileri için "antidepresan" terimini kullanmışlardır.

Ancak 1961'de izoniazidinin ölümcül karaciğer hasarına neden olabileceği anlaşılmış ve kullanımı sona erdirilmiştir. 1958'de ise ilk MAOI olan iproniazid ve imipramin gibi bileşiklerle antidepresan araştırmaları başlamıştır.

1961 ile 1980 arasında antidepresanların yaygın kullanımının artmasıyla birlikte MAOI ve trisiklik antidepresanlar ilaç endüstrisinde öne çıkmıştır. 1987'de ise Prozac (fluoksetin) adlı SSRI ilacı, depresyon tedavisinde önemli bir etki göstererek piyasaya sürülmüştür.

Bu dönemde sertralin (1991), paroksetin (1992) ve sitalopram (1998) gibi diğer SSRI ilaçları da kullanıma girmiştir. Aynı dönemde norepinefrini hedef alan bir başka ilaç sınıfı olan SSNRI da venlafaksin (1993) ve nefazodon (1994) gibi ilaçlarla doğmuştur.

antidepresan ilaç illüstrasyonu

2000 yılından sonra antidepresan patentlerinin sona ermesiyle birlikte FDA (Food and Drug Administration), önceki ilaçların antidepresan tedavisi için kullanımını onaylamıştır. Mirtazapin (2002), bupropiyon (2006) ve aripiprazol (2007) gibi ilaçlar da bu dönemde yeniden ruhsatlandırılmıştır.

Günümüzde majör depresif bozukluğun farmakoterapisi genellikle monoterapiye odaklanmış durumdadır ancak yeni antidepresanlar beyindeki diğer reseptörleri, örneğin N-metil-D-aspartat (NMDA) reseptörlerini veya melatonin yolaklarını hedefleyerek gelişmektedir.

Antidepresanların ruh hali üzerindeki etkilerinin tam mekanizmaları hala tam olarak anlaşılmamış olup çoğu antidepresanın monoaminerjik nörotransmisyonu ve hücresel sinyal yollarını etkilediği düşünülmektedir.

Tüm antidepresanlar, presinaptik ve postsinaptik reseptörleri ve nörotransmitter taşıyıcılarını etkileyerek işlev gösterirler. Bu etkileşimler, nörotransmitter konsantrasyonunu presinaptik nöron içinde veya sinaptik aralıkta değiştirerek etki eder. Bu etkiler, postsinaptik nöronlardaki sinyal iletimine ve ikincil hücresel sinyallemeye yansır. Bu süreçler sonucunda antidepresanlar sinir ağlarının yeniden şekillenmesine olanak tanıyarak nörojenezi teşvik edebilirler.

Türkiye'de En Çok Kullanılan Antidepresanlar Hangileridir?

Türkiye'de en çok kullanılan antidepresanlar, seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) olarak bilinen gruptur. Türkiye'de en çok kullanılan SSRI'lar şunlardır:

  • Fluoksetin (Prozac)
  • Sertralin (Lustral)
  • Paroksetin (Paxil)
  • Esitalopram (Cipralex)
  • Fluvoksamin (Faverin)

En Etkili Antidepresan Hangisidir?

En etkili antidepresanın ne olduğuna dair net bir cevap bulunmamaktadır. Bu durum, antidepresanların özelliklerinin, avantajlarının ve dezavantajlarının farklı olmasından kaynaklanmaktadır.

Ayrıca depresyonun altında yatan nedenler, türü, şiddeti ve depresyona eşlik eden sağlık sorunları her bireyde farklılık gösterir. Bu yüzden en iyi antidepresanı belirlemek için kişinin kişisel durumu, tercihleri ve yanıtı göz önünde bulundurulmalıdır.

Antidepresan İlaçların Yan Etkileri/Zararları Nelerdir?

Antidepresanların, kullanıcıların fiziksel ve zihinsel sağlığını etkileyebilecek potansiyel yan etkileri bulunmaktadır. Bu yan etkiler, bazı durumlarda yaygın ve hafif seyrederken bazen nadir ve ciddi de olabilir.

Yan etkiler antidepresan türüne, dozuna, tedavi süresine ve bireysel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Vücut ilaca alıştıkça bazı yan etkiler zamanla düzelme eğilimi gösterebilirken diğerleri devam edebilir veya şiddetlenebilir. Bu nedenle tedavi süreci boyunca yan etkilerin izlenmesi ve düzenli olarak bir doktora danışılması büyük önem taşır.

SSRI ve SNRI'ların Yan Etkileri

SSRI'lar ve SNRI'lar, genellikle depresyon ve anksiyete bozukluklarının tedavisinde ilk tercih edilen ilaçlardır. SSRI ve SNRI'ların yaygın yan etkileri şunlar olabilir:

Sindirim Sistemi Sorunları

Bulantı, kusma, ishal veya kabızlık gibi sindirim sistemine ait semptomlar. Bu semptomlar, bağırsaktaki serotonin reseptörlerinin uyarılmasından kaynaklanabilir ve genellikle tedaviye başladıktan veya doz ayarlamalarından sonra zaman içinde azalma gösterirler.

Baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk veya uykusuzluk gibi şikayetler. Bu belirtiler, beyin kimyasındaki veya kan basıncındaki değişikliklerden kaynaklanabilir ve zamanla veya ilacın farklı saatlerde alınmasıyla hafifleyebilir.

Cinsellikle İlgili Sorunlar

  • Cinsel işlev bozukluğu
  • Libido azalması
  • Orgazma ulaşmada zorluk
  • Erektil disfonksiyon

Bu tür etkiler SSRI'ların ve SNRI'ların en yaygın ve kalıcı yan etkilerindendir ve kullanıcıların yaklaşık %70'ini etkiler. Bu tür etkilerle başa çıkmak için ilaç değişiklikleri veya ek tedavi yöntemleri denenebilir.

Kilo ve İştah Değişimleri

Kilo artışı; iştah artışı, metabolizma hızının azalması veya hormonal değişikliklere bağlı olarak meydana gelebilir. Bu etki fiziksel sağlık ve öz güveni olumsuz etkileyebilir. Kilo artışını önlemek veya yönetmek için beslenmeye dikkat etmek, egzersiz yapmak veya alternatif ilaç seçeneklerini değerlendirmek gerekebilir.

TCA'ların Yan Etkileri

TCA'lar ise genellikle diğer tedavilere yanıt vermeyen şiddetli depresyonun tedavisinde kullanılır ve günlük pratikte kullanımları yan etkileri nedeniyle azalmıştır. TCA'ların yaygın yan etkileri ise şunlar olabilir:

Ağız kuruluğu, bulanık görme, kabızlık veya idrar tutamama gibi semptomlar. Bu tür semptomlar asetilkolin etkisini bloke eden antikolinerjik etkiden kaynaklanabilir ve zamanla veya uygun yöntemlerle hafifleyebilir.

Uyuşukluk, baş dönmesi veya düşük tansiyon gibi belirtiler. Bu semptomlar TCA'ların antihistaminik etkisi sonucu ortaya çıkabilir ve bu durum uyanıklık düzenini ve kan basıncını etkiler. Bu etkilerin yönetimi için doktorun önerilerine uygun şekilde hareket etmek önemlidir.

Bu yan etki bilgileri, antidepresanların kullanımında dikkat edilmesi gereken önemli faktörleri vurgulamaktadır. Yan etkilerin izlenmesi ve doktorun önerdiği şekilde tedaviye devam edilmesi son derece kritiktir.

Antidepresan Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Antidepresanlar; farklı ilaçlar, takviyeler, bitkisel ürünler, alkol ve yasa dışı uyuşturucularla öngörülemeyen ve potansiyel olarak zararlı etkileşimlere girebilir. Bu tür etkileşimler, antidepresanın etkinliğini azaltabilir, yan etki riskini artırabilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Bu sebeple kullanıcılar, doktorları ve eczacıları ile aldıkları veya almayı düşündükleri tüm maddeleri paylaşmalı ve antidepresan tedavisi sırasında nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda tavsiyelere uymalıdır.

Hamilelik ve Emzirme Döneminde Antidepresan Kullanımı

Antidepresanlar, gelişmekte olan fetüs veya emzirilen bebek üzerinde düşük doğum ağırlığı, erken doğum, yoksunluk belirtileri veya davranış sorunları gibi etkilere neden olabilir. Ancak tedavi edilmemiş depresyonun da anne ve çocuk için olumsuz sonuçları olması muhtemeldir.

Bu nedenle hamilelik ve emzirme dönemlerinde antidepresan kullanımının riskleri ve faydaları doktor ile detaylıca tartışılmalı ve alternatif tedavilerin avantaj ve dezavantajları düşünülmelidir.

Çocuklar ve Ergenlerde Antidepresan Kullanımı

Antidepresanlar genellikle 18 yaşın altındaki çocuklar ve ergenlerde daha az sıklıkla kullanılır çünkü bu yaş grubunda intihar düşünceleri ve kendine zarar verme davranışları riskini artırabilir. Ancak bazı durumlarda diğer tedavilere yanıt vermeyen ciddi veya dirençli depresyon vakalarında antidepresan faydalı olabilir.

Bu nedenle çocuklar ve gençler için antidepresan tedavisine başlamadan önce bir çocuk ve ergen psikiyatristine mutlaka danışılmalı ve ruh hali kötüleşmesi veya intihar düşüncesi belirtileri açısından danışanın durumu yakından izlenmelidir.

Antidepresanlar ve Yoksunluk Belirtileri

Antidepresanlar tıbbi gözetim olmadan aniden kesilmemelidir çünkü yoksunluk semptomlarına yol açabilirler. Bu semptomlar grip benzeri etkiler, baş dönmesi, mide bulantısı, baş ağrısı, sinirlilik, anksiyete, uykusuzluk ve elektrik çarpması hissini içerebilir.

Bu nedenle antidepresan kullanımını kesmeden veya azaltmadan önce mutlaka bir doktora danışılmalı ve yoksunluk semptomlarını en aza indirmek için doktorun önerdiği şekilde kademeli bir azaltma süreci izlenmelidir.

Antidepresanlar Etkili midir?

Antidepresanlar, her birey için aynı ölçüde etkili olmayabilir. Bazı kişiler belirli bir antidepresan türüne veya hiçbir antidepresana cevap vermeyebilir. Bazıları kısmi bir yanıt alabilir veya iyileşme döneminden sonra semptomları yeniden ortaya çıkabilir.

Bazı durumlarda en iyi sonuçları elde etmek için birkaç farklı antidepresan denemek veya ilaç kullanımını diğer tedavilerle birleştirmek gerekebilir. Bu nedenle kullanan kişiler antidepresan tedavisinin sonuçlarına sabırlı ve gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşmalı, ilerlemeleri ve beklentileri düzenli olarak doktorlarıyla paylaşmalıdır.

Kaynakça

  1. Bjarnadottir, A. (2018, 4 Aralık). A guide to common antidepressant side effects. https://www.healthline.com/health/antidepressant-side-effects sitesinden alındı.
  2. Cautions - Antidepressants. (2021, 4 Kasım). https://www.nhs.uk/mental-health/talking-therapies-medicine-treatments/medicines-and-psychiatry/antidepressants/considerations/ sitesinden alındı.
  3. Örsel, S. (2004). Depresyonda tedavi: Genel ilkeler ve kullanılan antidepresan ilaçlar. Klinik Psikiyatri, 4, 17-24.
  4. Varhan, B. (2021). Antidepresan kullanan hastaların tanıları ve kaçıncı kez antidepresana başladıklarının araştırılması (Uzmanlık tezi). T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi.
  5. Willner, P., Scheel-Krüger, J., & Belzung, C. (2013). The neurobiology of depression and antidepressant action. Neuroscience & Biobehavioral Reviews, 37(10), 2331-2371.
  6. Yüzbaşıoğlu, D., Yılmaz, E. A., & Fatma, Ü. (2016). Antidepresan ilaçlar ve genotoksisite. TÜBAV Bilim Dergisi, 9(1), 17-28.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.