Kolektif Deprem Travmamız, Verdiğimiz Doğal Tepkiler ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 500 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Güney ve Güneydoğu bölgelerimizde meydana gelen ve ülkemizin her yerinden hissedilen depremlerden dolayı tarif edilemez bir üzüntü ve acı duyuyoruz. Bu büyük afette yaşamını kaybeden tüm insanlara rahmet ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Afet bölgesindeki depremzedelerin ilk olarak barınma, beslenme ve giyinme gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması ve fiziksel güvenliklerinin sağlanması atılması gereken en öncelikli adımlardır.

Hiwell ekibi olarak bu ihtiyaçların karşılanmasına destek oluyoruz. Bu esnada da afet sonrasında ihtiyaç duyulacak olan psikolojik ilk yardım ve psikososyal desteği gönüllü uzmanlarımızla hem sahada hem de online olarak sağlamak için çalışıyoruz.

Afet dönemi ve sonrası için psikoloji alanından doğru ve güvenilir bilgileri sizlere ve deprem bölgesindeki yurttaşlarımıza ulaştırmak için de çalışıyoruz. Deprem öncesinde hazırlamış olduğumuz bu içeriği de yaşadığımız felaketten dolayı güncelledik.

Kolektif Deprem Travmamız ve Verdiğimiz Doğal Tepkiler

Ne yazık ki deprem bölgesinde bulunan bir ülkenin vatandaşları olarak deprem tanıdık olan bir deneyim ancak asla alışamıyor, asla normalleştiremiyoruz. Hatta her felaketle belki de endişelerimiz ve acılarımız artıyor. Unutmayın ki deprem afeti sonrasında yaşadığımız uykusuzluk, korku, ağlama nöbetleri, yabancılaşma, depresif hal, kaygı, stres gibi tüm psikolojik sıkıntılar bu felaketin karşısında verdiğimiz doğal tepkiler.

Travmatik deneyimin ardından ortaya çıkan bu belirtilerin tümü, deprem sonrasındaki ilk 1 ay boyunca son derece doğal ve hatta sağlıklıdır. Bu duygu ve davranışlarımız, yaşadığımız felaketi anlama ve anlamlandırma sürecimizin bir parçasıdır.

Aşağıda detaylı bir şekilde ele aldığımız üzere, Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaşanan bu depremin üzerinden en az 1 ay geçtikten sonra konuşulabilir. Şu an için hepimiz travma deneyiminin ardından normal ve sağlıklı olan duygusal ve davranışsal belirtileri deneyimliyoruz.

Bunları deneyimlerken yalnız olmadığımızı hatırlatmak için mümkün olduğunda çevremizdeki insanlarla birlikte ve birlik içinde olmanın hem kendimize hem de çevremizdekilere iyi gelmenin bir yolu olduğuna inanıyor ve bu süreçte yalnız kalmamanızı öneriyoruz.

İkincil Travma

İkincil travma, travmatik bir olaya dolaylı olarak maruz kalma (olayın izlenmesi veya duyulması) sonucunda ortaya çıkan travma deneyimidir. Yani depremin ve depremzedelerin görüntülerini görmek ve yaşananları duymak dahi ikincil travmatize olmak için yeterlidir.

Dolayısıyla bu dönemde çocuklarımızı ve kendimizi de bu travmatize edici içeriklerden ve ikincil travma deneyiminden mümkün olduğunca korumamız çok önemli ki güçlü kalalım ve yurttaşlarımıza ihtiyaçları olan desteği verebilelim.

Eğer deprem bölgesinden uzaktaysanız ve kötü hissediyorsanız, bunun da son derece normal olduğunu hatırlayın. Bu dönemde hiçbirimiz iyi değiliz. Ancak iyi olmamakta beraberiz, birlikteyiz.

Geçmiş olsun Türkiye. Geçmiş olsun güzel insanlarımız. Yaralarımızı beraber saracağız ve zamanla birlikte iyileşeceğiz.

Hiwell Ekibi


Travma ve Travmatik Olay

Travmatik olaylar doğal afetler, savaşlar, şiddet olayları, kaza veya bedensel bütünlüğe yönelik saldırılar gibi yaşamı tehdit eden durumları kapsayan ve ardında ciddi olumsuz etkiler bırakan olaylar bütünüdür. Travma ise travmatik olarak nitelendirilen bir olaya maruz kalma ya da buna tanık olma gibi durumlarda duygusal olarak verilen bir tepkidir.

Bu açıdan bakıldığında travma soyut bir kavramken travmatik olay somut bir deneyimdir. Her ikisi de insanlık tarihi kadar eskidir. Travmatik olaya verdiğimiz tepkiler (şok, üzüntü, korku, kaygı, öfke, utanç, suçluluk vb.) çok çeşitlidir ve kişiden kişiye değişebilir. Travmatik olaylar da literatürde doğal yolla gerçekleşenler ve insan eliyle yapılanlar olarak ikiye ayrılır.

Travmatik Olayın Türleri

Travmatik olaylar, nedenlerine göre ikiye ayrılabilir: Doğal felaket kaynaklı ve insan eliyle oluşturulmuş travmalar.

Doğal Felaketler Kaynaklı Travmalar

Doğal afetler ve kazalar gibi hayatın akışında, doğal yolla, kendiliğinden oluşmuş olumsuz yaşam olaylarını kapsamaktadır. Travmaya yol açan doğal afetlere aşağıdakiler örnek verilebilir:

  • Deprem
  • Yangın
  • Çığ
  • Tsunami

Bazı araştırmalar, bu tür travmatik olayları kabullenmenin insan eliyle oluşturulan travmaları kabullenmeye kıyasla daha kolay olduğunu önermektedir. Ancak bu yaşadığımız kadar büyük bir felaket ortamında bu kıyaslamanın geçerli olamayacağını düşünüyoruz.

İnsan Eliyle Oluşturulmuş Travmalar

Tecavüz, şiddet, istismar ve savaşlar gibi insan(lar) tarafından oluşturulmuş travmatik olayları işaret etmektedir. İnsan eliyle oluşturulmuş travmaların, olayı deneyimleyen kişi(ler) üzerinde büyük olumsuz etkiler yarattığı ve bu etkilerin uzun süreler hissedilebildiği araştırmalar ve gözlemler sonucunda söylenebilir1.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Nedir?

Travma Sonrası Stres Bozukluğu, deneyimlenen travmatik bir olay sonrası kişide birtakım fizyolojik, psikolojik ve davranışlarla değişikliklerle ortaya çıkan, uzun yıllar sürebilen ve kişinin işlevselliğinde ciddi problemlere yol açabilen bir ruh sağlığı sorunudur. Süreci herkeste farklılık gösteren, bu sebeple bireysel olarak değerlendirilmesi gereken kompleks bir bozukluktur2.

Travma Sonrası Stres Bozukluğunun birçok formu bulunmaktadır ve ortaya çıkışında birçok faktörün rol oynadığı düşünülmektedir. Sonuç olarak yaşanan her olay herkesi farklı şekillerde ve şiddetlerde etkilemektedir.

Aynı olaya maruz kalan iki kişiden biri bunu travma olarak algılarken bir diğeri durumla daha kolay baş edebilir ve travma olarak algılamayabilir. Yaşanılan olumsuz deneyimlerin kişilerce travmatik olarak değerlendirilmesi aşağıdaki faktörlere bağlı değişiklik gösterebilir:

  • Yaşanan olayın büyüklüğü ve etki alanı
  • Durumun/olayın birey için taşıdığı anlam
  • Kişinin kültürel ve bireysel geçmişi
  • Olaya maruz kalma süresininin uzunluğu
  • İnsan eliyle ortaya çıkmış olup olmaması
  • Kişinin hayatını direkt olarak tehdit edip etmemesi
  • Kişide utanç, çaresizlik ve umutsuzluk gibi duygu ve düşünceler uyandırması

Kısacası olayların yorumlanması ve algılanması üzerinde bireysel, biyolojik, çevresel ve sosyal birçok faktör etkilidir. TSSB oluşumunda büyük ölçüde önemli olan ise stresörün kendisi değil, nasıl algılandığıdır3.

Günümüzde TSSB’nin bekar, boşanmış, eşini kaybetmiş ve çeşitli şekillerde kişilerarası sorunlar yaşayan bireylerde daha sık gözlemlendiği bilinmektedir2.

Travma Sonrası Stres Bozukluğuna özgü birtakım semptomlar mevcuttur ve bu semptomlar TSSB’yi diğer ruh sağlığı problemlerinden ayırır.

  • TSSB yaşayan kişilerde sıklıkla olayın zihinde imgeler, görseller ve anımsamalar ile tekrar tekrar deneyimlenmesi (flashback)
  • Olayın yeniden başa gelme endişesi ile paralel artmış uyarılmışlık hali (hipervijilasyon)
  • Gündelik hayatta işlevini kaybetmiş kaçma, kaçınma ve güvenlik arama davranışları1

Travmatik olay sonrası yaşanan bu semptomların 3 aydan kısa sürdüğü durumlara “Akut Travma Sonrası Stres Bozukluğu” daha uzun sürdüğü durumlara ise “Kronik TSSB” adı verilmektedir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğunun Belirtileri

Travma sonrası dönemde kişilerde farklı şiddet ve sürelerde fiziksel, duygusal, bilişsel ve sosyal birçok travma tepkisi ortaya çıkabilir5.

Bahsedilen tepkiler fark edilip müdahale edilmediğinde kısır döngü içerisinde birbirlerini besleyebilir ve işlevini zamanla kaybetmiş yoğun tepkilerin tekrarına ve pekişmesine yol açabilir.

Fiziksel Tepkiler

  • Çok kolay irkilme
  • Huzursuzluk ve vücutta gerginlik
  • Diken üstünde hissetme, tetikte olma
  • Uykusuzluk

Duygusal Tepkiler

  • Şaşkınlık
  • Korku
  • Kaygı
  • Üzüntü
  • Öfke
  • Yas
  • Utanç

Travmaya maruz kalmış kişilerin gündelik yaşamlarında birçok duygu ve bu duyguları destekleyen düşünceler aynı anda var olabilir. Olayın yaşandığı ilk zamanlarda durumu anlamlandırmakta zorlanmaya bağlı olarak şaşkınlık ve korku gibi duygular ön plana çıkarken daha sonra öfke, suçluluk, kaygı, yas, utanç gibi duygular gözlemlenebilir.

Bilişsel Tepkiler

  • Olayla ilgili veya farklı içeriklerde kâbus şeklinde rüyalar görme
  • Hafıza, konsantrasyon ve rotasyon (yön bulma) problemleri
  • Dalgınlık
  • Yaşanan olayla ilgili görüntü, ses ve anıları sık sık hatırlama ve yeniden deneyimleme

Sosyal (Kişilerarası Tepkiler)

  • Güvensizlik ve tedirginlik
  • Çabuk sinirlenme ve tahammülsüzlük
  • Çatışma ve tartışma eğilimi
  • Uzaklaşma, yabancılaşma (dissosiyasyon) ve içe kapanma

Tüm bunlara ek olarak Travma Sonrası Stres Bozukluğunun ağır seyrettiği durumlarda kişide aşağıdaki belirtilerle de karşılaşılabilir6:

  • Abartılı kaçınma davranışları (evden çıkmama, işe gitmeme, insanlardan tamamiyle uzaklaşma vb.)
  • Aniden ortaya çıkan alkol ve madde kullanımı
  • Yoğun hafıza ve rotasyon problemleri
  • Disosiye olma (bedenin dışındaymış gibi hissetme)
  • Şiddetli duygusal boşluk deneyimi
  • Uyuşma (emotional numbling)
  • Ağır depresif ve kaygılı belirtiler
  • Tepkisellik ve dürtüsellikte artma
  • Halüsinasyon görme gibi psikotik belirtilerle

Travma Sonrası Stres Bozukluğunda Tanı Kriterleri

Travmanın ruh sağlığına yönelik sonradan gözlemlenebilecek olumsuz etkileri literatüre DSM III ile birlikte 1980 yılında girmiştir. Geçmişten günümüze tanı kriterlerinde bazı değişiklikler yapılan TSSB için günümüzde DSM-5 tanı kriterleri göz önünde bulundurulmaktadır. DSM-5, birine TSSB tanısı konabilmesi için gerekli tanı kriterlerini 5 bölüme ayırmıştır4, 7.

A Kriteri

Yaşanan olaya “travmatik olay” denilebilmesi gerekmektedir. DSM-5'e göre Travma Sonrası Stres Bozukluğu tanısı için bu kriterin sağlanması gerekmektedir.

Bunun için kişinin gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma ya da yaralanma tehdidi, gerçek bir cinsel saldırı ya da tehdidini aşağıda belirtilen şekillerde deneyimlemiş olması gerekmektedir.

  • Olayı bizzat yaşamak
  • Olaya tanık olmak
  • Olayın bir yakınının başına geldiğini öğrenme (Bir şiddet olayına ya da kazaya bağlı olmalıdır, hastalık kabul edilmez.)
  • Olayın rahatsız edici detaylarına tekrarlayan bir şekilde ve aşırı derecede maruz kalma

B Kriteri: Zorla Yaşantılama Belirtileri

Tanı için sıralanan belirtilerden en az 1 tanesi bulunmalıdır.

  • Olayın elde olmadan, tekrarlayıcı ve sıkıntı verici şekilde tekrarlanması
  • Travmatik olay akla geldiğinde sanki yeniden yaşıyormuş gibi hissetme (flashback), gerçeklikten kopma (disosiyasyon)
  • Yaşanan olayın duyguları ya da içeriği ile ilgili tekrarlayıcı, sıkıntı verici rüyalar görme (Olaydan sonra görülmeye başlanmış olmalıdır.)
  • Travmatik olayın bir yönüne benzeyen ya da onu çağrıştıran içsel ya da dışsal uyaranlarla karşılaşınca yoğun psikolojik sıkıntı duyma
  • Travmatik olayın bir yönüne benzeyen ya da onu çağrıştıran içsel ya da dışsal uyaranlarla karşılaşınca fizyolojik tepki gösterme

C Kriteri: Kaçınma Belirtileri

Tanı için sıralanan belirtilerden en az 1 tanesi bulunmalıdır.

  • Travmayla ilişkili düşünce ya da duygulardan kaçınma ya da kaçınma çabaları.
  • Travmayı hatırlatan yer, mekân gibi dış uyaranlardan kaçınma.

D Kriteri: Düşünce ve Duygularda Olumsuz Değişim

Tanı için sıralanan belirtilerden en az 2 tanesi bulunmalıdır.

  • Travmatik olayın önemli bir yönünü hatırlamama
  • Kişinin kendisi, başkaları veya dünya ile ilgili aşırı olumsuz inançlara ve beklentilere sahip olması (Örneğin, “Ben kötü biriyim.” “Dünyadaki herkes güvenilmezdir.”)
  • Olayın meydana gelişi ve sonuçları ile ilgili kişinin kendisini ya da başkalarını ısrarlı ve çarpık bir şekilde suçlaması
  • Süregelen olumsuz duygu-durum
  • Daha önceden yapılabilen, önemli etkinliklere karşı ilgide azalma
  • Toplumdaki diğer insanlardan uzaklaşma
  • Olumlu duyguları hissetmede zorlanma

E Kriteri: Uyarılmışlık ve Tepkisellikte Değişim

Tanı için sıralanan belirtilerden en az 2 tanesi bulunmalıdır.

  • Çok küçük şeylerde yaşanan öfke patlamaları, fiziksel ve sözel saldırganlık
  • Kendine zarar veren, pervasız davranışlarda bulunma
  • Aşırı tetikte olma hali
  • Aşırı irkilme tepkisi gösterme
  • Konsantrasyon bozukluğu
  • Uykuya dalma ya da uykuyu sürdürmekte güçlük çekme

Travmatik bir olay sonrası yaşanan her stres ve zorlanma bir bozukluk olduğu anlamına gelmemektedir. Travmatik deneyimin ardından ortaya çıkan belirtilerin tümü, ilk 1 ay boyunca olağan karşılanmaktadır. Bu sürenin uzaması ve işlevselliğin bozulması ise patolojik bir durumu işaret etmektedir.

TSSB sırasında ortaya çıkan semptomlar görüldüğü üzere çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Bu anlamda TSSB çoğunlukla diğer psikolojik problemlerle birlikte görülebilmektedir. TSSB, depresyon başta olmak üzere uyum bozuklukları, fobik bozukluklar, obsesif kompulsif bozukluk, panik bozukluk ve alkol bağımlılığı gibi rahatsızlıklarla bir arada görülebilir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğunun Tedavisi ve Destek Sürecinde Psikoterapi

Travma Sonrası Stres Bozukluğu büyük oranda profesyonel desteğe ihtiyaç duyulan bir rahatsızlıktır ve çoğunlukla kendi kendine geçmez. Bu dönemde ortaya çıkan semptomlar ve bunlarla baş etmekte zorlanmak ise oldukça anlaşılır ve doğaldır.

Günümüzde Bilişsel Davranışçı Terapi, Kabul ve Kararlılık Terapisi ve EMDR terapisi gibi bilimsel temelli terapi yöntemlerinin TSSB belirtilerinin hafifletilmesinde etkili olduğu bilinmektedir. Travma Sonrası Stres Bozukluğu terapi sürecinde amaç, yaşanan olayı yok etmek, kişinin hafızasından silmek değildir ve bu mümkün ya da işlevsel de değildir.

Özünde istenen ve amaçlanan, kişinin başına gelen olumsuz ve beklenmedik deneyimle kendisini güvende hissettiği bir ortamda temas etmesine alan açmaktır. Bununla birlikte deneyimi profesyonel bir destek eşliğinde anlamlandırmasını, daha sonrasında da deneyime mesafe koymasını sağlamaktır.

Terapi sürecinin amacı, yaşanan olayla bağlantılı olarak ortaya çıkan, yoğun ve şiddetli duygusal, fiziksel, bilişsel ve kişilerarası tepkileri ve işlevini kaybetmiş baş etme şekillerini terapist-danışan işbirliği ile gözden geçirip yeniden yapılandırmaktır.

Bahsedilen amaçlar doğrultusunda psikoterapi süresince aşağıdaki tekniklerden sıkça yararlanılmaktadır:

  • Rahatsızlığa dair danışanı bilgilendirmek ve sürece entegre etmek adına psikoeğitim
  • Adım adım kişiyi kaçınılan olayın zihinsel imgesiyle (olayın niteliği ve danışanın buna hazır olması göz önünde bulundurularak) karşı karşıya getirme (exposure)
  • Bilişsel yeniden yapılandırma
  • Gerekli olduğu noktada ve ölçüde gevşeme egzersizleri
  • Şimdiki ana dönmeye yönelik farkındalık pratikleri (mindfulness)

TSSB ve EMDR Terapisi

Travmatik olaylar doğaları gereği sıradan anılar gibi işlemlenmez. Ortaya çıkan duygular ve duyumsamalar beyin ve beden tarafından net bir şekilde kaydedilmez. Travmatik anı, bu yönüyle kişinin hayatında tıpkı büyük bir puzzle’ın eksik kalan bir parçası gibidir.

Dolayısıyla Travma Sonrası Stres Bozukluğunda danışanlar her ne kadar olayın geçmiş zaman diliminde yaşanıp bittiğini farkında olsalar da bu yalnızca entelektüel düzeyde bir bilgi olabilir ve yüzeysel kalabilir.

Aynı zamanda danışanların semptomlarına ve bugünlerinde yaşadığı travma kaynaklı sıkıntılara bakıldığında çoğu danışan gelecekte olası benzer bir durumla karşılaşma endişesi ve travmaya bağlı oluşan çeşitli inançları sonucunda geçmiş deneyimle zihinsel olarak çokça meşgul olabilmektedir1.

EMDR (Eye Movement Desensitization Reprocessing) yani Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme travmadan iyileşme ve Travma Sonrası Stres Bozukluğuna yönelik müdahaleler arasında sıkça başvurulan, etkili bir terapi tekniği olarak karşımıza çıkmaktadır.

Dr. Francine Shapiro tarafından 1987 yılında geliştirilmiş olan EMDR temelde sistematik, aşamalı, uygulama sırasında iki yönlü göz hareketleri veya ses, dokunma gibi diğer uyarım yöntemlerinden faydalanan, farklı ekollerin de öğelerini bünyesinde barındıran bütüncül bir terapi yöntemidir8.

EMDR terapisinde üzerinde çalışılacak olumsuz deneyim belirledikten sonra aşağıdakiler amaçlanmaktadır.

  • Bahsedilen yöntemlerle kişiyi travmatik olayla güvenli bir ortamda yeniden bir araya getirmek
  • Adım adım ortaya çıkan fakat tam olarak kaydedilemeyen duygu, düşünce ve duyumsamaları işlelemek
  • Sağlıklı yollarla olayın hazmedilmesini kolaylaştırmak
  • Danışana işlevselliğini geri kazandırarak geçmiş zaman diliminden şimdiki zaman dilimine gelmesini sağlamaktır1.

Travma Sonrası Büyüme

Her ne kadar bunu konuşmak için erken olsa da yaşadığımız bu felaket sonrası şu anda ne kadar kötü hissetsek de travmatik bir olayın ardından büyümenin mümkün olacağından bahsederek bitirmek istiyoruz. Çünkü başa gelen olumsuz bir deneyim sonrasında kişilerde görülen bir diğer durum ise travma sonrası büyüme ve gelişmedir.

Başlangıçta kulağa anlaşılmaz ve şaşırtıcı gelen travma sonrası büyüme kavramı, yaşanan travmatik olaylarla bağlantılı olarak kişilerde zamanla ortaya çıkabilen olumlu özellikleri kapsar9.

Bireyler veya kolektif olarak toplumlar travmatik bir olay yaşadığında o anın felaket koşullarında hayatta kalmaya odaklanacaktır. Fakat zaman geçtikçe başa gelen bu olaylardan gelecek için bir şeyler öğrenmek ve bunlarla gelişmek mümkündür.

Belki de en önemlisi yaşanan durum her ne olursa ve ne kadar zorlayıcı olursa olsun onunla birlikte hayatta kalabilmiş ve günün sonunda travmadan iyileşebilmiş olmaktır. Dolayısıyla yaşadıklarımız her ne kadar kötü ve acı verici bir olay yoluyla oluşsa da kendimizi daha iyi tanımaya ve bir süre sonra gelişimimize kapı aralayabileceği de unutulmamalıdır.

Yazar: Psikolog İlayda Cebeciler


Kahramanmaraş Depremi Sonrası Ücretsiz ve Online Psikososyal Destek

Yazımızın başında belirttiğimiz gibi gönüllü uzmanlarımızın depremzedeler ve yakınları için sağlayacağı ücretsiz online psikososyal destek için planlamalarımız sürmekte. Arama kurtarma çalışmalarının tamamlanması ve depremzedelerin fiziksel güvenliklerinin sağlanmasının ardından elimizden gelen tüm psikolojik desteği kendilerine ulaştıracağız.

Eğer depremden birincil dereceden etkilenmiş tanıdıklarınız varsa onlara destek sağlamamız için bize e-posta adreslerimiz ve sosyal medya kanallarımızdan ulaşabilirsiniz.

Bir kez daha geçmiş olsun Türkiye. Geçmiş olsun güzel insanlarımız. Yaralarımızı beraber saracağız ve zamanla birlikte iyileşeceğiz.

Kaynakça

  1. Sağlam, S. & Şener, Ö. 2020, Travma Sonrası Stres Bozukluğu için EMDR: Bir Olgu Sunumu, Araştırma Makalesi.
  2. Özgen, F. & Aydın H. 1999, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Klinik Psikiyatri.
  3. Sungur M.Z. 2022, İstanbul Kent Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Bilişsel Davranışçı Terapi Ders Notları.
  4. DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru El Kitabı.
  5. Lofti, S. & Başcıllar M. 2017, Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Sosyal Hizmet, p. 275-286.
  6. https://www.dbe.com.tr/tr/yetiskin-ve-aile/8/travma-sonrasi-stres-bozuklugu/
  7. Şalcıoğlu, E. 2021, Bilişsel ve Davranışçı Terapilerin Klinik Uygulamaları Eğitimi Notları, DATEM.
  8. https://www.dbe.com.tr/tr/yetiskin-ve-aile/8/emdr-nedir/?gclid=Cj0KCQiA_bieBhDSARIsADU4zLfcS5NiaJJtLNCJ7AXVNOmAbQw25yDznPOFgArNv5ycdaZOmiTYK2MaAiWiEALw_wcB
  9. Duma, N. 2018, Travma Sonrası Büyüme ve Gelişim, Uluslararası Afro-Avrasya Araştırma Dergisi.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.