Ebeveyn Rolü Üstlenen Çocukların Yetişkinlikleri

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Hiwell altyapısıyla 1 milyonu aşkın kullanıcı psikolojik destek yolculuğuna güvenli bir adım attı! Siz de size en uygun uzman ile şimdi ücretsiz ön görüşme yaparak tanışın.

Başlayın

Çocuklukta Yüklenen Yetişkinlik

Günlük hayatımızda çevremizdeki bazı çocukların yaşlarından çok daha fazla sorumluluk aldığını gözlemlediğimiz zamanlar olmuştur. Dışarıda arkadaşları ile oynamak yerine, aile geçimine katkıda bulunmak için çalışan veya yaşının gerektirdiği gibi çocukluğunu yaşamak yerine ev işleri ile meşgul olan, aile bireylerinin bakımını üstlenen ‘‘ebeveynleşen’’ çocukların sayıları toplumumuzda küçümsenemeyecek kadar fazladır.

Ebeveynleşen ve yetişkin bir bireyin üstlenmesi makul olan rolleri üstlenen çocuklara yaşına göre ne kadar olgun olduğuna dair ve ailesine ne kadar güzel destek olduğuna dair toplum tarafından yorumlar yapılarak bu çocuklar yüceltilip içinde bulunulan durum normalleştirilebilir. Toplum tarafından olumlu yorumlar alan çocuk ise doğru bir yaşam tarzını benimsediğine inanarak ‘‘daha iyi bir çocuk’’ ve ailenin gözünde ‘‘daha iyi bir evlat’’ olabilme motivasyonu ile ebeveynleşmeyi kendisi kabul edebilir fakat ebeveynleşme çocuğun kendi yaş döneminin gerektirdiği gelişimleri karşılayamadan kapasitesinin üstünde duygusal ve fiziksel yük yüklenmesine neden olarak zaman içinde çocuğa zarar verici bir hal alabilir.

Ebeveynleştirme (Parentifikasyon) Nedir?

Ebeveynleştirme, çocukların kendi gelişim seviyelerine uygun olmayacak düzeydeki görev ve sorumlulukları üstlenerek yetişkin benzeri bir role girdiği, ebeveyn/çocuk ilişkisinin tersine döndüğü bir durumdur1. Ebeveyn ve çocuk rollerinin tersine dönmesi ile ilişki dengesi bozulmakta ve bazı durumlarda çocuğun ebeveyninin eşi veya bakım vereni rolüne girdiği görülmektedir. Bir başka ifadeyle ebeveyn, çocuk ile olan ilişkisinde bağımlı pozisyonunu benimsemektedir ve çocuğun yetişkin gibi davranarak ihtiyaçlarını yerine getirmesi yönünde beklentiye girmektedir2. Gelişiminin ötesinde rol ve sorumluluk alan ve ebeveynleşen çocuk, rollerin tersine dönmesi ile birlikte kardeşlerine bakım vermek zorunda kalabilir, ev geçiminden sorumlu olan kişi haline gelebilir ve hatta ebeveynlerinin arasında geçen her tartışmaya tanık olan ve ebeveynlerine duygusal destek sağlayan kişi konumuna gelebilir.

ebeveyn rolünü üstlenen çocukların yetişkinlikte karşılaştığı duygusal yükleri betimleyen görsel

Çocuğun aile sistemi içerisinde üstlendikleri görev ve sorumluluklara göre iki farklı ebeveynleṣtirme biçimi vardır.

Araçsal Ebeveynleştirme:

Çocuğun ailenin geçiminden sorumlu olması, evdeki işlerden sorumlu olması (alışverişe gitmek, yemek yapmak vb.), kardeşinin bakımını üstlenmesi gibi sorumlulukları içeren ebeveynleştirme türüdür. Ailedesinde engelli veya hasta bir bireyin bulunduğu çocuklarda araçsal ebeveynleştirme daha sık görülmektedir3. Araçsal ebeveynleştirme duygusal ebeveynleştirmeye kıyasla daha az zararlı olup çocuğa sorumluluk alma bilinci kazandırarak gelişimine katkıda bulunabilmektedir.

Duygusal Ebeveynleştirme:

Ebeveynin sorunlarını çocuğu ile paylaşarak çocuğundan çözüm üretmesini ve kendisine destek olmasını beklediği ebeveynleştirme türüdür. Çocuk ebeveynin dert ortağı konumundadır. Anne ve baba arasında problem olan ilişkilere çocuğun da ortak edilerek, çocuğun aracı ve uzlaştırıcı role sokulması da bu tür ebeveynleştirmeye örnek gösterilebilir4. Çocuğun adeta bir danışman gibi kullanılması, duygusal açıdan istismar edilmesi anlamına gelmektedir. Eşler kendi aralarındaki problemleri çocuklarına anlatırken karşı tarafın çocuğun annesi veya babası olduğunu unutmamalıdır. Çocuğun böyle bir durum içerisinde bırakılması psikolojik gelişimine zarar verici olabilir. Çocuğa yetişkinlerin arasında olup biten her türlü problemin en ince detaylarına kadar aktarılması ve çözüm üretmesi beklenmesi çocuğa kaldıramayacağı yükler yükleyebilir. Bazı durumlarda da ebeveyn kaybettiği eşinin yerini çocuğu ile doldurmaya çalışabilir ve duygusal ihtiyacını çocuğuna kanalize edebilir. Bu durumdaki çocuk büyük bir yük altına girer ve kimlik karmaşası yaşar.

Ebeveynleştirme Rolü Neden Üstlenilir?

Ebeveynleştirme rolü ebeveynin görev ve sorumluluklarının bazılarından veya tamamından vazgeçmesi sonucunda çocuğun bu rolleri üstlenmesi sonucunda ortaya çıkar5. Bir başka durumda ise ebeveynleştirme, çocuğun anne ve baba ile ilişki kurması için başvurduğu bir durum olabilir. Normal şartlarda çocuğu ile ilişki kurmayan, onu görmeyen ebeveynler çocuğun üstlenebileceğinden fazla görev ve sorumluluk aldığını görünce onu takdir edebilir. Çocuk ailesinin gözünde değerli bir evlat olabilmek ve sevildiğini hissetmek için yaşından olgun davranmak durumunda kalabilir. Tam zıttı durumda ise ebeveynler oldukça fedakar ve çocuğu ile ilgili olabilir. İlgi gösterdiği oranda çocuğundan da karşılık bekler. Çocuğu için ne kadar fedakarlık yapıyorsa çocuğunun bu fedakarlığa nasıl yanıt verdiğiyle ilgilenir. Çocuklarına adeta hayatlarını adayan ebeveynler çocuklarını da ebeveynleştirir. Bu durumda ebeveynleştirmeyi ayırt etmek zor olabilir çünkü dışarıdan bakıldığında hayatını çocuklarına adayan, son derece fedakar ebeveynler vardır. Çocuk ebeveynleri ile fedakarlık yarışında olduğunu ve kendi gelişim sınırlarını aşan görev ve sorumlulukları üstlendiğini göremeyebilir.

Risk Faktörleri Nelerdir?

Bazı çocuklar içinde bulundukları durumlar sebebiyle ebeveynleştirilmeye daha müsaittir. İlk veya tek çocuk olmak, ebeveynlerden birinin ölümü, ebeveynlerin boşanması, aile bireylerinden birinin ruh sağlığı sorunlarının olması, bağımlı bir ebeveyne sahip olmak, ebeveynin sosyal destek kaynaklarının bulunmaması, maddi olarak sıkıntı çeken bir ailede büyümek, ailede kronik bir hastalığı olan veya engeli bulunan bir bireyin olması risk faktörleri olarak değerlendirilebilir. Ayrıca eğitim düzeyleri düşük olan ebeveynlerin geçim sıkıntısı yaşadıkları durumlarda meydana gelen gerginlikler de ailede rol değişimine yol açabilir6.

Ebeveynleştirmenin Önüne Geçmek: Sınırları Korumak

Çocuğun ihtiyaçlarının bilinmesi ve bu ihtiyaçların dikkate alınması ebeveynleştirmeyi tanımlama noktasında oldukça önemlidir. Ebeveynleştirme söz konusu olduğunda ebeveyn çocuğunun ihtiyacına odaklanmak yerine kendi ihtiyaçlarına odaklanır ve çocuğundan kendisine destek olmasını bekler7. Bu noktada ebeveyn ve çocuk rolleri çok iyi ayırt edilmelidir. Ebeveyn kimdir, görev ve sorumlulukları nelerdir, çocuğu için neleri sağlamalıdır, çocuğundan neleri beklemelidir ve neleri beklememelidir gibi soruları ebeveyn kendisine sormalı ve ne oranda gerçekleştirebildiğini düşünmelidir. Bu rolde bozulma meydana geldiğinde çocuk ebeveynlik rolünü üstlenmektedir. Ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkide sınırların bozulması ile birlikte ebeveyn ve çocuk rollerinin çarpıtıldığı hatta bazen tersine döndüğü, ortaya bozuk bir ilişki çıktığı görülmektedir8.

Çocuk, ebeveynin rollerini üstlenmesi ile birlikte kendi ihtiyaçlarını, sağlığını, sınırlarını ihmal ederek üstlendiği yetişkin rolünün gerekliliklerini yerine getirmeye çalışır. Çoğunlukla kendi sınırlarını ihmal ettiğini ve çocukluğunu yaşayamadığını fark etmeden hayatına devam eder fakat uzun vadede içinde bulunduğu durumun yoruculuğunun kendisine zarar vermeye başlaması muhtemeldir.

Çocuğun ‘’ben’’ alanına saygı duyulması, ebeveyn ve çocuğun sınırlarının ne olduğunun bilincinde olunup bu sınırların ihmal edilmemesi önemlidir. Örneğin ebeveynin ilişki problemlerini çocuğuna aktarması çocuğun sınırlarına girmektir. Çocuğa duygusal olarak kaldıramayacağı yükler yüklemek, kendi gelişim döneminde düşünmesi gerektiğinden daha ağır durumları düşünmeye maruz bırakmak çocuğun kendi alanına müdahale etmektir. Dolayısıyla ebeveynleştirme bir sınır ihlali sorunu olarak değerlendirilebilir. Ebeveyn-çocuk arasındaki sınırların çizilmesi ve buna göre hareket edilmesi önemlidir.

parentification sürecini ve bu çocukların psikolojik gelişimini anlatan illüstrasyon

Çocuklukta Görülen Etkiler: Oyun Yerine Sorumluluk

Ebeveynleştirilen çocuklar, aile bakım sorumlulukları gibi büyük yükler aldıklarından kendi gelişimsel görevlerini gerçekleştirmede güçlük yaşayabilirler9. Yeme bozukluklukları, uyku problemleri, stres, depresyon, kaygı bozuklukları gibi durumların ebeveynleşen çocuklarda daha fazla ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. Yaşanılan fiziksel olumsuzlukların yanı sıra ebeveynleşen çocukların sosyal hayatları da aynı oranda olumsuz etkilenmektedir. Çocukluğunu yaşayamama hissi ile büyüen çocuğun akran ilişkilerinde zorluklar yaşaması muhtemeldir. Ayrıca daha önce yapılan çalışmalarda ebeveynleşmenin akademik başarıyı olumsuz yönde etkilediği saptanmıştır10.

Yetişkinlikte Ebeveynleştirmenin Ayak Sesleri

Yapılan çalışmalar, çocukken ebeveynleşen bireylerin yetişkinliklerinde psikopatoloji yaşama risklerinin daha fazla olduğunu göstermiştir (11). Ebeveynleştirilen çocuklar, yetişkin olduklarında genellikle kendi sınırlarını çizme konusunda zorluklar yaşayan, kendi sınırlarını koruyamayan ve bazı durumlarda başka kişilerin sınırlarına dahil olan kişiler haline gelebilirler. Çocukluğunu yaşayamayan ve erkenden olgunlaşmak zorunda kalan kişiler, bağımlı ilişkilere ve insanları daima memnun etmeye çalışma motivasyonu ile hareket etmeye yatkın olabilirler. Genelde çok dikkatli ve her an tetikte olan bireylerdir. Çünkü çocukluğundan itibaren hep çeresindeki insanların neye ihtiyaç duyduğu, duygusal olarak nasıl değiştikleri, ne yaptıkları konusunda duyarlı oldukları için bu duyarlılıklarını yetişkinliklerinde de çevresindeki insanlarda devam ettirebilirler.

Ebeveynleştirilen çocukların yetişkin olduklarında karşılaştıkları bir başka durum ise ilişkilerinde güven problemi yaşamalarıdır. Küçüklüğünde ebeveynleri tarafından hep sorumluluk yüklenen, kendisinden bir şeyler istenen kişi konumunda oldukları için yetişkinliklerinde de diğer insanların kendilerinden hep bir talepleri olacağına inanabilirler ve insanlara güvenme konusunda zorluklar yaşayabilirler. Ek olarak, çocukluktan itibaren oldukça fazla sorumluluk aldıkları için bu özelliklerini yetişkinliklerinde de sürdürmeleri muhtemeldir. Aşırı sorumluluk sahibi olma durumu, bir zamandan sonra kişinin kendisini tükenmiş hissetmesine sebep olabileceğinden dolayı kişinin izole bir yaşam tarzı tercih etmesine neden olabilir.

Terapi Sürecinde Ebeveynleştirme: Görünmeyen Çocuğu Görmek

Ebeveynleştirme kavramının ne anlama geldiğinin, çocukların gelişimine ve gelecekteki yaşamlarına nasıl zarar verebileceğinin bilincinde olunması büyük önem taşımaktadır. Çok erken yaşta olgunlaşmak, çocukken yetişkin gibi davranmak toplumun büyük bir kesimi tarafından normalleştirilmesinin aksine doğru değildir. Normal olanın çocuğun yaşının gerektirdiği gelişim evrelerini tamamlayarak ve yaşının gerektirdiği sorumlulukları alarak büyümesi olduğunu anlamak, bu durumun üstesinden gelmenin ilk adımıdır. İkinci olarak, bir uzman desteği almak ve mümkünse grup terapilerine katılmak faydalı olabilir. Uzmandan destek alarak kişinin kendi olumsuz deneyimlerini paylaşması ve travmatik bir geçmiş söz konusu ise uzman desteği ile sürecin işbirliği içerisinde daha iyi yürütülmesi sağlanabilir.

Grup terapisi ile kişi kendi yaşadığı deneyimlerde yalnız olmadığını hatırlayabilir. Diğer insanlar ile paylaştığı ortak deneyimleri görür ve onların gelişimlerinden dersler çıkarabilir. Eğer ki grup terapisi katılımcılarından biri kendi sürecinde birkaç adım ilerideyse, kişi o an işine yarayacak ipuçlarını alabilir ve kendi deneyimlerinde uygulayabilir. Ek olarak, terapiye gitmek farkındalığı arttıracağı için kişinin çocukluğunda yaşadığı olumsuz deneyimlerini kendi çocuklarına da aktarmasının önüne geçilebilir. Kişi eğer ki kendisine içinden geçtiği süreç ile ilgili düşünme fırsatı sunmazsa ve yanlış olan deneyimini doğrulama eğiliminde olursa kendi çocuklarının da aynı deneyimleri yaşaması muhtemeldir.

Görünmeyen Kahramanlara Işık Tutmak

Ebeveynleşen çocuk, içinde bulunduğu durumun kendi hayatını nasıl olumsuz yönde etkilediğini kısa vadede gözlemleyemeyebilir fakat uzun vadede üstlendiği sorumlulukların yükü zarar verici bir hal almaya başlar. Kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve kendi hayatını yaşamak yerine ebeveynlerinin ihtiyaçlarını karşılayarak büyüyen çocuk yetişkinlik hayatında zorluklarla karşı karşıya kalabilir. Çocuk, yaşının gerektirdiği rol ve sorumlulukların çok daha ötesinde görevlere maruz bırakıldığı ve çok erken yaşta olgunlaştığı için toplum içindeki gelişimine ve diğer insanlar ile olan ilişkilerine zarar verebilir. Bu nedenle çocukken yaşanılan her türlü deneyimin o kişinin yaşamının tamamında etkilerinin süreceği unutulmamalı ve çocuklardan istenilen görevlerin ne kadar gerçekçi olduğunun bilincinde olunmalıdır. Ebeveynleştirilen çocuklar, çocukken yetişkin bir birey gibi davranmak zorunda kalan ve hala içlerinde yaşanmamış çocuğu barındıran kişilerdir. Ve belki de şu soruyu düşünmeye ihtiyaçları vardır: “Senin çocukluğunu kim yaşadı?”

Kaynakça

  1. Emre, O. (2016). Ebeveynleṣtirmenin Çocukların Geliṣim Sürecine Etkisi. Annals of Health Sciences Research, 29-34.
  2. Engelhardt, J. A. (2012). The Developmental Implications of Parentification: Effects on Childhood Attachment. Graduate Student Journal of Psychology, 45-52.
  3. Haxhe, S. (2016). Parentification and Related Processes: Distinction and Implications for Clinical Practice. Journal of Family Psychotherapy, 185-199.
  4. Jolanta Żarczyńska-Hyla, Bożena Zdaniuk, Jolanta Piechnik-Borusowska, Barbara Kromolicka. (2019). Parentification in the Experience of Polish Adolescents. The Role of Socio-demographic Factors and Emotional Consequences for Parentified Youth. The New Educational Review, 135-146.
  5. Judyta Borchet, Aleksandra Lewandowska-Walter, Piotr Połomski, Aleksandra Peplinska and Lisa M. Hooper. (2021). The Relations Among Types of Parentification, School Achievement, and Quality of Life in Early Adolescence: An Exploratory Study. Frontiers in Psychology, 1-10.
  6. Lisa M. Hooper, Jamie DeCoster, Nyshetia White, and Mukesha L. Voltz. (2011). Characterizing the Magnitude of the Relation Between Self-Reported Childhood Parentification and Adult Psychopathology: A Meta-Analysis. Journal of Clinical Psychology, 1028-1043.
  7. Lisa M. Hooper, Scyatta A. Wallace. (2010). Evaluating the Parentification Questionnaire: Psychometric Properties and Psychopathology. Contemporary Family Therapy, 52-68.
  8. Shaffer, A., & Sroufe, L. A. (2014). The developmental and adaptational implications of generational boundary dissolution: Findings from a prospective, longitudinal study. In Implications of parent-child boundary dissolution for developmental psychopathology, 67-84.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Hiwell altyapısıyla 1 milyonu aşkın kullanıcı psikolojik destek yolculuğuna güvenli bir adım attı! Siz de size en uygun uzman ile şimdi ücretsiz ön görüşme yaparak tanışın.

Başlayın