Ergenlikte Karşıt Olma - Karşı Gelme Bozukluğu Nedir?

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 500 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Ergenlik Dönemi

Ergenlik, çocukluktan hemen sonraki ve yetişkinlikten hemen önceki dönemi kapsayan önemli bir gelişim basamağıdır. Kişi bu dönemde ne tam olarak bir çocuk ne de tam olarak bir yetişkindir. Ergenliğin başlangıcı ırk, iklim ve beslenme gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterse de ergenlik dönemi en genel ifadesiyle 13-22 yaş aralığını kapsamaktadır.

Cinsiyet farklılıkları göz önünde bulundurulduğunda ise kaynaklar kız çocuklarının erkek çocuklarından 1-2 yıl kadar daha önce ergenliğe girdiğini belirtmektedir1.

Ergenlik dönemi büyük oranda hormonların etkisiyle yön bulan ve devam eden bir süreçtir. Kızlarda adet görme, göğüslerde büyüme; erkeklerde ise yüzde kıllanma, sivilcelenme ve ses tonunun kalınlaşması gibi fizyolojik değişimlere sebep olur.

Bununla beraber ergenlik yadsınamaz derecede psikolojik değişimin de yaşandığı bir dönemdir. Kendini ve dünyayı bambaşka bir gözle keşfetmeye başlayan ergenler, cinsiyet fark etmeksizin duygusal dalgalanmalar ve davranışsal dengesizlikler yaşarlar2. Bu sürece sıklıkla yoğun öfke, mutsuzluk ve huzursuzluk gibi duygular da eşlik eder.

Ergenlik Döneminde Değişen Davranışlar ve Karşılaşılan Sorunlar

Ergenlik dönemiyle birlikte hayatın hemen hemen her alanında gözle görülür bir biçimde davranış değişiklikleri meydana gelir3.

Değişim ve gelişimin davranışsal yankıları fiziksel (ör: bedensel değişimler), psikolojik (ör: eşlik eden bir ruh sağlığı problemi), sosyal (ör: ailenin tutum ve davranışları) ve çevresel faktörler (ör: sosyal medya ve sunulan “ideal” erkek/kadın örnekleri) sonucu farklı form ve şiddetlerde kendi gösterebilir.

Öte yandan ergenlik döneminde göze çarpan bazı kalıp davranışlara değinmek faydalı olacaktır:

  • Aileye, çevreye, hayatın geneline karşı yoğun öfke, kızgın tutum
  • Giyim tarzında, uyku, beslenme, eğlenme gibi alışkanlıklarda gözle görülür biçimde değişiklikler yapma
  • Sosyal olarak içe çekilme veya aşırı sosyalleşme
  • Eve geç gelmeye başlama, gizemli davranışlar sergileme
  • Dürtüsel, yer ve zamana uygun olmayan sözel veya davranışsal çıkışlar
  • Mutsuzluk, enerjisizlik ve yalnız başına vakit geçirme isteğinde artış yaşama
  • Aileden kopuk, bireysel eylemlere girme
  • Bağımsızlık adına sınırları zorlama
  • Genellikle benmerkezci bir tutumda olma
  • Okul, ders ve hedeflerden uzaklaşma, çalışma isteğinde gözle görülür azalma
  • Otorite figürlerine karşı gelme, kurallara uymama
karşı koyan bir ergen çizimi

Ergenlik döneminde gözlemlenen davranış kalıpları tahmin edilebileceği üzere toplum ve aile yaşantısına uyumu zorlaştırmaktadır. Suça ve kavgaya eğilim bu dönemde büyük oranda artabilir ve kişi toplum kurallarına tamamen aykırı davranışlar sergileyebilir2. Davranış değişimlerinin olumsuz uç boyutlarda gözlemlendiği durumlarda süreç hem kişi hem de aileler için daha karmaşık ve can sıkıcı bir hale gelebilir.

Ergenlik döneminde yaşanan genelgeçer değişimler belirtilen şekilde sıralansa da unutulmamalıdır ki her birey kendine özgüdür. Dolayısıyla önemli bir gelişim ve değişim basamağı olan ergenlik dönemini de her kişi kendine has yollarla geçirecektir.

Ergen ve Ebeveyn Çatışması: Ergenlikte Karşı Çıkma Davranışı

Ergenlerde sıkça gözlemlenen ve büyük oranda çatışmaya sebebiyet veren davranışlardan bir tanesi de karşı çıkma, reddetme davranışıdır. Deyim yerindeyse bu dönemde kişi hemen hemen olup biten her şeye ve herkese karşıdır.

Çoğu zaman inat ve öfkeyle birlikte kendini gösteren karşı çıkma davranışı, ergen ve ergen için otorite figürü oluşturan ebeveynler arasında çoğunlukla bir kaosa sebebiyet verir.

Özellikle ebeveyne dönük ve çoğu zaman herhangi bir değerlendirme sürecinden geçememiş olumsuz duygu boşaltımı, reddetme ve kuralları çiğneme ergen için bu dönemde kendini var etmenin bir yoludur. Buna karşın patolojik bir hal alan ve iletişimin önünü büyük ölçüde kesen bir karşı gelme hali her iki taraf için de süreci zorlaştırmaktadır.

Ergenlerde Karşıt Olma / Karşıt Gelme Bozukluğu

Karşıt gelme davranışı bahsedildiği üzere ergenlik dönemiyle oldukça ilişkilidir. Öte yandan süreğen bir şekilde var olan inat ve karşıt gelme köklerini önceki gelişim basamaklarından yani çocukluk yıllarından alır4.

Çocukluk döneminde ağlama krizleri, reddetmeler ve sinirli çıkışlarla kendini gösteren karşıt olma davranışı basite indirgenip gözden kaçırıldığında ergenlik döneminde yerleşik bir hal alabilir ve yaşanan sancılı değişimle beraber patolojik bir yapıya bürünebilir.

ağlayan bir ergen çizimi

Karşıt gelme bozukluğunda sürekli bir şekilde olumsuz ve düşmanca bir tavır söz konusudur4. Karşı gelme davranışı kişi ve çevresindekiler için yaralayıcı olmaya, işlevsellikte ve günlük hayatta sıkıntı yaratmaya başladığında bir bozukluk olarak ele alınır.

Ergenlikte Karşıt Gelme Davranışının Çözümü

Erken farkındalık ve müdahale her sorunda olduğu gibi karşı gelme davranışında da önemlidir. Kalıp bir davranışın psikiyatrik bir soruna dönüşmeden önce önüne geçilmesi oldukça faydalı bir yoldur. Bu anlamda ebeveynlerin çocuklarında gözlemledikleri, basit gibi görünen ama aşırıya kaçan davranışlar konusunda özenli olması kritiktir.

Karşı olma davranışını profesyonel bir destek varlığında ele almak uygun seçeneklerden biridir. Psikoterapi bu dönemde ergenin değişimine, istek, ihtiyaç ve duygularına ışık tutarken karşıt gelme davranışının köklerinin beraber araştırıldığı bir süreci temsil eder.

Aynı zamanda psikoterapi, yıkıcı davranış kalıplarını olabildiğince işlevsel ve uyumlu olanlarla yeniden çerçevelendirmeyi amaçlar. Erken tespit sonrası yardım arayışıyla birlikte psikoterapi müdahalelerinin, karşı gelme bozukluğu yaşayan bireyde ve dolayısıyla aile ilişkilerinde gözle görülür bir biçimde iyilik halini sağladığı bilinenmektedir.

Ergen Ebeveynlerine için 10 Altın Öneri

Ergenlik döneminden geçen çocukları olan anne babalar çoğunlukla tartışmalar, duygusal dengesizlikler ve inatlaşmalarla dolu zor anlar yaşayabilir ve durum gittikçe karmaşık bir hal alabilir. Gelişimin oldukça önemli bir adımı olan bu sancılı süreci beraber mümkün olduğunca konforlu geçirebilmeleri adına ebeveynlere faydalı önerilerimiz var.

  1. Kendinizde beliren duygu ve düşünceleri es geçmeden çocuğunuzu can kulağıyla dinleyin. İstek ve ihtiyaçlarını fark edin.
  2. Ergenliğin doğal ve geçici bir süreç olduğunu kendinize hatırlatın, yargılayıcı tutumdan ve eleştiriden mümkün olduğunca uzak olun.
  3. Aranızdaki güven duygusunu pekiştirin, çocuğunuza güvendiğinizi ve anlaşıldığını hissettirin. Çocuğunuzun şimdiki zaman diliminde kullandığı dil, ilgi alanları ve merakına aşina olun.
  4. Kuralları dikte etmek yerine birlikte belirleyin, katı bir görüntü çizmek yerine esnetilebilecek sınırları beraber keşfedin.
  5. Çocuğunuzun size ve dünyaya nasıl yaklaşmasını istiyorsanız siz de ona öyle konuşun ve davranın, rol model olmayı sürdürün.
  6. Zaman zaman yükselen rahatsız edici duygularınızı fark edin ve bunları makul biçimde ifade edin, bastırmamaya ve biriktirmemeye özen gösterin.
  7. Beraber yapmaktan keyif aldığınız aktiviteleri es geçmeme konusunda özenli olun. Herkesin enerjisini sağlıklı yollarla boşaltabileceği yeni ve ortak ilgi alanları belirlemek iyi bir fikir olabilir.
  8. Onay ve takdirinizi esirgemeyin. Çocuğunuzun olumlu davranış ve özelliklerini öne çıkarın, teşvik edin fakat bunu yaparken yapaylıktan uzak durun.
  9. Çocuğun ifade etmediği fakat aşırılık gözlemlediğiniz, endişe verici durumlar (iştah, uyku ve enerjide gözle görülür değişiklikler, kendini izole etme vb.) karşısında temkinli olun ve gerektiğinde sosyal ve/veya profesyonel bir yardım almaktan çekinmeyin.
  10. İfade edemediğiniz ve baş edemediğiniz duygu ve davranışlarınız olduğunda çocuğunuzunkine benzer bir şekilde, özenli ve öz şefkatli bir tutumda olun. Gerektiğinde sosyal ve/veya profesyonel destek almaktan çekinmeyin.

Sıralanan önerileri uygularken ergenlik döneminde sıkça gözlemlenen öfke nöbetleri, reddetme ve karşı çıkmalar ebeveynlerin önünde bir engel gibi görünebilir. Fakat ergenler bu dönemde ailelerine tamamen karşı gibi görünseler de dinlenilmeye, anlaşılmaya, onay ve şefkatli yaklaşımlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyarlar. Anne babaların destekleyici tutumu, gelişimin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için oldukça önemlidir.

Kaynakça

  1. Koç, M. 2004, Gelişim Psikolojisi Açısından Ergenlik Dönemi ve Genel Özellikleri, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  2. Gül, S.K. & Güneş, İ.D., 2009, Ergenlik Dönemi Sorunları ve Şiddet, Sosyal Bilimler Dergisi.
  3. Kekeç, A.N., 2019, Ergenlik Dönemindeki Bireylerde Saldırganlık Davranışları ve Algılanan Anne Baba Tutumları, İstanbul Gelişim Üniversitesi (Yüksek Lisans Tezi).
  4. Arman, A.R., 2019, Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu ve Davranım Bozukluğunda İzlem ve Süreç, Prognostik Faktörler ve Erken tedavinin Etkisi, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi (Davranım Bozukluğu Prognostik Faktörler Kitap Bölümü).
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.