Hamilelik Beyni Nasıl Etkiler? Hamilelikte Beyin Yapısında ve İşleyişindeki Değişiklikler

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 500 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Hamilelik Anne Adaylarının Beynini Nasıl Etkiler?

Hamilelik, anne adayları için birçok fiziksel ve duygusal değişikliği beraberinde getirir. Bu değişiklikler arasında vücut şeklinin değişmesi, sabah bulantıları, yorgunluk ve uykuya duyulan ihtiyacın artması, iştah değişiklikleri ve duygusal değişimler yer alır. Bireyin hayatını büyük ölçüde etkileyen ve dönüştüren hamilelik sürecinin beynin işleyişi ve fonksiyonları üzerinde de etkisi bulunur.

Beyindeki değişikliklere neden olan faktörler arasında yapısal, nörokimyasal ve hormonal değişimler yer almaktadır. Bu üç faktör birbirinden ayrı değildir ve üçünde etkileşimli olarak ortaya çıkan değişiklikler ile hamilelik sürecinde beyinde değişim ve dönüşüm meydana gelmektedir.

Pek çok çalışmada hamilelik sürecinde hormon miktarlarının değişimi ele alınmış ve hormonların beyin yapısı ve işlevi üzerinde önemli etkisi olduğu ileri sürülmüştür. Yine de hamileliğin insan beyni üzerindeki etkileri hala çokça çalışılması gereken bir alandır ve bu konuda araştırmalar sürmeye devam etmektedir.

çocuğuna sevgiyle hamile bir kadın çizimi

Hamilelikte Hormonal Değişimler

Hamilelik beyninin getirdiği en kritik değişikliklerden biri östrojen, progesteron ve oksitosin gibi bazı hormonların miktarlarındaki değişimdir. Hamilelikte radikal hormon dalgalanmaları ve çeşitli biyolojik uyumlanmalar söz konusudur.

Bu hormonların miktarlarındaki değişiklikler; ruh hali, hafıza, dikkat ve öğrenme gibi bilişsel işlevler ve davranış gibi çeşitli beyin fonksiyonlarında ve bu fonksiyonların düzenlenmesinde önemli rol oynar.

Beyinde yer alan ve vücudumuzdaki birçok hormon sistemini kontrol eden yer hipofiz bezidir. Hipofiz bezi ürettiği hormonlar aracılığıyla büyüme, metabolizma, tiroid fonksiyonları, böbrek fonksiyonları, adrenal bez fonksiyonları, üreme fonksiyonları ve süt üretimi gibi birçok süreci düzenler.

Hipofiz bezi, cinsiyet hormonları (östrojen, testosteron) üretiminde önemli bir rol oynar. Bu hormonlar hipofiz bezinden salgılanan lüteinleştirici hormon (LH) ve folikül stimüle edici (FSH) hormon tarafından kontrol edilir.

Çalışmalara göre hamilelikte hipofiz bezinde büyüme görülmesi normal bir fizyolojik durumdur ve bu sayede süt üretimi kolaylaşır. Yani hipofiz bezinde meydana gelen büyüme emzirme dönemi için de faydalıdır. Bazı durumda hipofiz bezindeki büyüme, diğer hormonlarda fazla artışa neden olabileceği için annenin sağlığı açısından kritiktir1.

Östrojen

Lüteinleştirici hormon (LH) ve folikül stimüle edici (FSH) hormon, östrojen ve testosteronun üretimini sağlayan cinsiyet bezleri olan yumurtalık ve testislerde etkilidir. Kadınlarda hipofizden salgılanan lüteinleştirici hormon (LH) ve folikül stimüle edici (FSH) hormon, yumurtalıkların folikül gelişimini ve östrojen üretimini uyarır.

Kadın üreme sisteminin büyümesi ve gelişmesi için gerekli olan östrojen, menstrüel döngüyü de düzenlemektedir. Hamilelik döneminde, kadınlarda hamile olmadığı tüm yaşamı boyunca maruz kaldığı östrojen miktarından fazla bir östrojen artışı söz konusudur1.

Gebeliğin başlangıcında ciddi bir artış gösteren östrojen seviyesi gebelik testinin pozitif çıkmasına neden olur. Rahim duvarının kalınlaşmasını sağlayarak döllenmiş yumurtanın rahme tutunmasını sağlar. Öte yandan östrojen hormonu plasentanın gelişmesinde ve büyümesinde de etkilidir.

Östrojen, süt bezlerinin büyümesine ve süt üretimine hazırlanmasına yardımcı olur. Ayrıca vücudun sıvı tutmasını kolaylaştırarak kan hacmini arttır. Bu artış ile fetüsün ihtiyaç duyduğu oksijen ve besinleri taşıyan kan miktarı artmış olur 2.

Oksitosin

Oksitosin, doğum sırasında uterus kasılmalarını tetikleyen ve süt üretiminde rol oynayan bir hormondur. Hamilelik sırasında plasenta tarafından salgılanan östrojen hormonu, rahim kaslarını oksitosin hormonuna karşı daha duyarlı hale getirir. Bu durum oksitosinin rahim kaslarını daha etkili bir şekilde uyarmasına ve doğumu başlatmasına yardımcı olur.

Oksitosin, hamileliğin son dönemlerinde bile süt üretimini uyarabilir. Emzirme sırasında salınır ve süt akışını arttırır ancak oksitosin hormonu sadece hamilelik ve doğumla ilgili değildir. Sosyal bağlarda önemli bir rol oynar ve sevgi, güven ve bağlılık duygularını güçlendirir. Aşk hormonu olarak bilinen oksitosin ayrıca empati, duygusal uyum ve sosyal etkileşim gibi sosyal davranışlarla da ilişkilendirilmiştir.

Oksitosin, emzirme sırasında salınarak anne ile çocuk arasındaki duygusal bağın kurulmasında önemli bir rol oynar. Araştırmalar, oksitosin hormonunun anne ve bebek arasındaki bağı güçlendirdiğini ve bebeğin anneye bağlanma duygularını artırdığını göstermiştir. Oksitosin salınımı ile anne beyninin ödül merkezi harekete geçer ve annenin bebeğe olan duygusal bağlılığı artar.

Bununla birlikte hamilelikte oksitosin seviyesi ve doğum sonrası depresyon riski arasında bir ilişki olduğu gösterilmiştir. Buna göre düşük oksitosin seviyesinin annenin doğum sonrası depresyon riskini artırabileceği saptanmıştır3, 4.

Progesteron

Hamilelik sırasında luteal fazdaki (ovulasyonla menstrüasyon arasındaki süre) seviyeye oranla progesteron hormonunda 10 ila 15 kat arası artış gözlemlenmektedir. Progesteron rahim duvarlarının kalınlaşmasını, rahim kaslarının gevşemesini ve bu sayede rahmin büyümesini ve fetüsün gelişebileceği şekilde genişlemesini sağlar.

Progesteron hormonu süt bezlerinin büyümesine ve süt üretimi için hazırlanmasına yardımcı olur. Bağışıklık sisteminin fetüsün anne vücudu tarafından reddedilmemesi için baskılanması da progesteron sayesinde gerçekleşir5.

Progesteron seviyesinin düşük olması erken dönem hamilelikte düşük riskini arttırabilir. Öte yandan yüksek progesteron seviyesi de hamilelik diyabetine yol açabilir6. Bu nedenle hormon seviyeleri hamilelik süresince bir doktor tarafından izlenmeli ve gerektiğinde tedavi edilmelidir.

Östrojen, progestrojen ve androjenler cinsiyet steroid hormonları olarak bilinir. Bu cinsiyet hormonlarına gonadokortikoid yahut gonadal steroidler de denir. Cinsiyet steroidlerinin nöral yapılanma ve nöronal sayı belirlenmesinde önemli bir düzenleyici rol oynadığı bilinmektedir.

hamilelikle birlikte beyninde değişen bir kadın çizimi

Hamilelikte Beyin Yapısındaki Değişiklikler

Hamileliğin prefrontal korteks, ön singulat korteks ve parietal korteks dahil olmak üzere birçok beyin bölgesinde gri madde miktarını azalttığı çalışmalarca desteklenmektedir. Bu bölgeler karar verme, dikkat ve hafıza gibi yüksek bilişsel işlevlerde rol oynar.

Nöron gövdelerinin bulunduğu gri madde miktarındaki azalmaya rağmen nöron uzantılarının (akson) bulunduğu beyaz cevherdeki artış da hamilelikle ilişkilendirilir. Beyaz madde, beynin farklı bölgelerini birbirine bağlamaktan ve bu bölgeler arasındaki iletişimi kolaylaştırmaktan sorumludur. Hamilelik sırasında beyaz cevherdeki artışın bu dönemde ortaya çıkan karmaşık beyin fonksiyonlarını desteklemeye yardımcı olabileceği ortaya konmuştur.

Hamilelik sırasında yani hamilelik beyninde meydana gelen bir başka değişiklik yani ise nöral esneklikteki (nöroplastisite) artıştır. Nöral esneklik, değişen çevresel taleplere yanıt olarak beyin fonksiyonlarının kendisini yeniden düzenleme yeteneğini ifade etmektedir. Hamilelikle ilişkili hormonal değişiklikler sinir sisteminin esnekliğini artırabilir. Böylece anne beyninin anneliğin zorluklarına nöro-esneklik sayesinde uyum sağlamasına yardımcı olabilir7.

Hamilelik Beyni ve Bilişsel Fonksiyonlar

Birçok çalışma hamilelerin hafıza, dikkat, konsantrasyon, planlama ve problem çözme gibi bilişsel yeteneklerinde geçici bir düşüş olduğunu göstermektedir. Özellikle son üç aylık süreçte bu etki artabilir ancak bazı araştırmalar hamile kadınların sosyal hafızalarını daha iyi kullandıklarını ve duygusal hafızalarının daha güçlü olduğunu göstermektedir8.

Hamilelik sırasında bilişsel işlevdeki bu geçici değişikliklerin nedeni tam olarak anlaşılamamakla birlikte hormonal değişiklikler ve yorgunluk gibi fiziksel faktörlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Hamilelik sırasında vücudun yüksek düzeyde progesteron ve östrojen gibi hormonlar üretmesi beyin fonksiyonlarını etkileyebilir9.

Hamilelik ve Nörokimyasal Değişiklikler

Hamilelik sürecinde nörotransmitterler beyin kimyamızda değişikliklere yol açabilir. Nörotransmiterler, sinir hücreleri arasında kimyasal haberciler olarak hareket eder ve beyin aktivitesi, ruh hali ve davranış gibi çeşitli işlevleri düzenler. Hamilelikte progesteron ve östrojen hormonları dışında özellikle dopamin, serotonin ve norepinefrin gibi nörotransmitterler değişim gösterirler.

Hamilelik sırasında progesteron ve östrojen hormonlarının yüksek seviyeleri, dopamin, serotonin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin işlevini değiştirebilir. Bu hormonlar, özellikle serotonin seviyesi düştüğünde depresyon ve anksiyete gibi duygudurum bozukluklarına neden olabilir. Ek olarak stres hormonu kortizolün seviyesi de hamilelik sırasında artabilir. Yüksek kortizol seviyesi anksiyete, depresyon ve uyku bozuklukları gibi duygudurum bozukluklarına neden olabilir8.

Hamilelik ve Duygu-Durum

Hamilelik, beyin yapısı ve işlevindeki değişikliklerin yanı sıra ruh hali ve davranışlarda da değişikliklere neden olur. Hamilelik birçok kadın için heyecan verici bir dönem olsa da hormonal değişiklikler, fiziksel rahatsızlıklar ve gelecekle ilgili endişeler gibi birçok stres etkenini beraberinde getirebilir. Bu nedenle kadınlar hamilelik sırasında normalden daha fazla anksiyete ve depresyon semptomu gösterme eğilimindedir.

Hamilelik sırasında artan hormon seviyeleri, özellikle progesteron ve östrojen gibi hormonlar kadınların ruh halini etkileyebilir. Bununla birlikte hamilelik sırasında anksiyete ve depresyonun tek nedeni hormonal değişiklikler değildir. Gelecek endişesi, hamilelikle ilgili fiziksel değişiklikler, sosyal destek eksikliği ve stresli yaşam olayları gibi diğer faktörler de anksiyete ve depresyon gelişimini etkileyebilir.

Hamilelik sırasında anksiyete ve depresyon anne ve fetüs için risk oluşturabilir10. Bu nedenle kadınlara gebelik döneminde psikolojik destek ve tedavi seçenekleri sunulmalıdır. Bu takviyeler stres seviyesini azaltmaya, anksiyete ve depresyon semptomlarını hafifletmeye ve hamileliği daha sağlıklı ve mutlu hale getirmeye yardımcı olabilir.

Özetleyecek olursak hamilelikte ciddi bir değişimden geçen hormonal sistem yapısal ve kimyasal değişikliklere yol açabilmektedir. Bu durum özellikle son üç ayda bilişsel fonksiyonlarda düşüşe neden olmakta fakat öte yandan sosyal işlevlerde artışa neden olmaktadır.

Sinir sistemini ve bedeni etkileyen bu süreç halen araştırılmaya devam edilmekte olup hormonal değerlerin ve duygu-durumunun takibi yapılmalıdır.

Kaynakça

  1. Hoekzema, E., Barba-müller, E., Pozzobon, C., Picado, M., Lucco, F., García-garcía, D., Soliva, J. C., Tobeña, A., Desco, M., Crone, E. A., Ballesteros, A., Carmona, S., & Vilarroya, O. (2016). Pregnancy leads to long-lasting changes in human brain structure. Nature Publishing Group, December. https://doi.org/10.1038/nn.4458
  2. Chourpiliadi C, Paparodis R. Physiology, Pituitary Issues During Pregnancy. 2022 May 8. In: StatPearls [Internet]. Treasure Island (FL): StatPearls Publishing; 2023 Jan–. PMID: 31869188.
  3. Campbell, A. (2010). Oxytocin and human social behavior. Personality and Social Psychology Review, 14(3), 281–295. https://doi.org/10.1177/1088868310363594
  4. Neumann, I., & Group, N. (1993). OXYTOCIN AND VASOPRESSIN RELEASE WITHIN THE SUPRAOPTIC AND PARAVENTRICULAR NUCLEI OF PREGNANT , PARTURIENT AND LACTATING RATS : A MICRODIALYSIS STUDY. 53(1), 65–75.
  5. Czyzyk A, Podfigurna A, Genazzani AR, Meczekalski B. The role of progesterone therapy in early pregnancy: from physiological role to therapeutic utility. Gynecol Endocrinol. 2017 Jun;33(6):421-424. doi: 10.1080/09513590.2017.1291615. Epub 2017 Feb 28. PMID: 28277122.
  6. Rehbein, E., Sundström, I., & Derntl, B. (2021). Shaping of the Female Human Brain by Sex Hormones : A Review. 183–206. https://doi.org/10.1159/000507083
  7. Hoekzema, E., Tamnes, C. K., Berns, P., Barba-müller, E., Pozzobon, C., Picado, M., Lucco, F., Martínez-garcía, M., Desco, M., Ballesteros, A., Crone, E. A., Vilarroya, O., & Carmona, S. (2020). Psychoneuroendocrinology Becoming a mother entails anatomical changes in the ventral striatum of the human brain that facilitate its responsiveness to o ff spring cues. Psychoneuroendocrinology, 112(October 2019), 104507. https://doi.org/10.1016/j.psyneuen.2019.104507
  8. Leuner, B., & Sabihi, S. (2016). The birth of new neurons in the maternal brain: Hormonal regulation and functional implications. Frontiers in Neuroendocrinology, 41, 99–113. https://doi.org/10.1016/j.yfrne.2016.02.004
  9. Henry JD, Rendell PG. A review of the impact of pregnancy on memory function. J Clin Exp Neuropsychol. 2007 Nov;29(8):793-803. doi: 10.1080/13803390701612209. PMID: 18030631.
  10. Heron, J., Connor, T. G. O., & Evans, J. (2004). The course of anxiety and depression through pregnancy and the postpartum in a community sample. 80, 65–73. https://doi.org/10.1016/j.psyneuen.2019.104507
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.