İş Yerinde Mutlu Olmanın Psikolojik Etkileri

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 500 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

İş Yerinde Mutlu Olmak Neden Önemlidir?

Çoğu insan için iş hayatı günün büyük bir bölümünü kaplar ve iş yerindeki deneyimleri kişinin yaşamının neredeyse tamamına yansır. Ne yazık ki toplumun büyük bir kısmı ne yaptığı işten memnundur ne de mutlu oldukları bir çalışma ortamına sahiptir. İş yerinde mutlu olmamak birçok insanın ortak derdidir.

Şimdiye dek yapılan birçok araştırma, çalışanların iş yerindeki iyi oluş hallerinin hem kişinin kendisi hem de çalıştığı kurum adına çok büyük bir öneme sahip olduğunu göstermiştir. Yapılan çalışmalar iş ortamındaki iyilik halini, çalışanın üretkenliği ve örgütsel bağlılığı ile ilişkilendirmiştir1. Ek olarak araştırmalar işteki iyilik halinin, çalışanların benlik saygısını, depresyon ve kaygısı seviyesini etkilediğini bulmuştur1.

Daha bütünsel bakacak olursak iş yeri mutluluğunun kişinin genel yaşam kalitesini, aile içindeki memnuniyetini ve yaşamdan aldığı doyumunu etkilediği gözlemlenmiştir1. Pozitif psikoloji alanında bilinen araştırmacı Mihaly Csikszentmihalyi’ye göre yaptığınız işten zevk alabilmek, anda kalmanızın ve akışta olmanızın, yani üretkenliğe elverişli ve yaratıcı hissettiğiniz bir zihinsel duruma geçebilmenizin ana faktörüdür2.

İş yerinde mutsuz olmanın daha az üretken olma, hastalanmaya daha yatkın olma ve sorun çözme becerilerinde kısıtlılık gibi dezavantajları vardır. Ne yazık ki toplumda hala “iş yeri mutluluğu” pozitif bir çalışma ortamına sahip olmanın faktörlerinden yalnızca birisi olarak görülür; iş yerinde mutlu olmak başlı başına bir hedef olarak görülmez.

İş yerinde mutlu olmanın önemini düşünmeden ve iş yerinde mutlu olmanın yollarını öğrenmeden önce ne tür bir mutluluktan bahsettiğimizi tanımlamak çok önemlidir.

Yaptığınız İşte Mutlu Olmak Ne Anlama Gelir?

“Sevinç” türünde bildiğimiz mutluluk, temel duyguların her tipinde ortaya çıkar. Mutlu hissetmek insan deneyimi için temeldir ve çoğu insan çoğu zaman kısmen mutludur. İş yerinde daha mutlu olan insanlar genellikle:3

  • Daha iyi kararlar verirler.
  • Daha iyi problem çözerler.
  • Daha tatmin edici ilişkilere sahiptirler.
  • Daha hızlı terfi ederler.
  • Daha fazla saygı görürler.
  • Daha çok sevilirler.
  • Daha fazla kazanırlar.
  • Aksiliklerle daha iyi başa çıkarlar.
  • Daha motivedirler.
iş yerinde mutlu olan bir kadın çizimi

Tüm bunlara ek olarak, mutsuz insanlar bir işi yapmaya çalışırken daha fazla zaman harcarlar, yaptıkları işten keyif almazlar, olumsuz duyguları daha yoğun hissediyor olabilirler ve bu kişilerin iş yerindeki ilişkileri daha zayıftır3.

Kişisel sebepler dışında, kontrol dahilinde olmayan dış değişkenler de bir bütün olarak kişinin mutluluk seviyesi üzerinde etkili olabilir. Örneğin kişiliğinizin oluştuğu ve doğduğunuz coğrafya ne kadar mutlu olduğunuzu etkileyebilir. İnsanların genel mutluluk seviyeleri; toplumun genel refahı, politik yapısı, istikrarı ve doğasından birçok şekilde etkilenir.

İş Yerindeki Mutluluğun 5 Sırrı

“Pozitif psikoloji” terimi ilk olarak 1950'lerde psikolog Abraham Maslow tarafından kullanıldı. Kanada Pozitif Psikoloji Ağı'nın kurucusu Dr. Joe Accardi'ye göre pozitif psikoloji, insanların genel hayat çerçevesinde mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürmesine odaklanırken aynı zamanda iş hayatında da insanların başarılı ve mutlu olmasını ön plana koyar.

Pozitif psikoloji alanının öncüsü olarak kabul edilen Martin Seligman, 5 temel unsuru içeren PERMA mutluluk modelini öne sürdü ve bu 5 faktörü; olumlu duygu, bağlılık, ilişkiler, anlam ve başarı olarak belirledi.

1. Pozitif Duygu

Pozitif duygular, genel olarak iyimser olmaya, yaratıcılıktan ve entelektüellikten keyif almaya ve geçmiş, bugün ve gelecek hakkında olumlu düşünmeye odaklanır.

  • Minnettarlık ve affetme, geçmiş deneyimlerimizi daha olumlu değerlendirmemizi sağlar.
  • Farkındalık ve keyif, şu andaki olumlu duygularımızı artırır.
  • İyimserlik ve umut, gelecekle ilgili olumlu duygular oluşturur.

Bu duyguların varlığı, yeteneklerinizi kullandığınız ve zevk aldığınız işi yaparken zorlayıcı işlerden de keyif aldığınız anlamına gelir. Ayrıca hedeflerinize ulaşmak için ne gerekiyorsa yapabileceğinize inandığınızı gösterir. Geçmişe gelince, başarısızlığı düşünmek yerine, bir deneyimden öğrendiklerinizin şu anda yaptığınız işte sizi nasıl daha iyi hale getirebileceğine odaklandığınızı gösterir.

2. Bağlılık

ABD’de yapılan bir anket, insanların sadece %33’ünün yaptığı işe bir aidiyet duygusu geliştirdiğini ve bağlı hissettiğini göstermiştir. Aynı zamanda yaptığı işe bağlılık duymayan kişilerin iş hayatında ve genel hayatlarında daha az üretken olduğu bulunmuştur. Bunun aksine işine bağlılık gösteren çalışanların, çalışırken keyif aldıkları ve o ortamda olmaktan hoşlandıkları görülmüştür.

Bağlılık, ne yapıyor olduğunuzdan ziyade işinizi nasıl yaptığınızla ilişkili bir durumdur. Bağlılık hissediyor olmanız işinizi yaparken bir tür tutku hissettiğinizi gösterir ve işinizle aranızda bir bağ kurmayı başardığınız anlamına gelir.

Bağlılık, keyif aldığınız bir işe daldığınız ve tüm dikkatinizi üzerinde topladığınız “akış” durumudur. Sadece sizin için önemli olan ‘o’ şeye odaklandığınız zaman farkındalığınızın yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Sıradan işlere karşı bile bağlılık hisseden ve akış haline geçen birçok insan vardır çünkü akış; dikkat, odaklanma ve tamamen şimdiki zamanda olmakla ilgilidir.

3. İlişkiler

İlişkiler hayatımızı şekillendirir ve iş hayatımızda da bu durum farklı değildir. Birbirimize bağlantıda olduğumuz, destekleyici ve tatmin edici bir hayat yaşamanın temelinde ilişki kurmak vardır. İyi işleyen ve yardımlaşan ekipler oluşturmak, iş yerinde amaç ve anlam bulmak için iyi bir stratejidir.

4. Anlam

Anlam, size kendinizin ötesinde bir amaç verir. Yaptığınız şeyin etkisini anlamak, işler zorlaştığında devam etmenizi sağlar ve tükenmişliği önlemeye yardımcı olur.

Kar amacı gütmeyen bir kuruluşta veya bir sosyal hizmet uzmanı olarak çalışmıyor olsanız bile, yine de işinizde anlam bulabilirsiniz. Kuruluşunuzun misyon ve vizyonuyla bağlantı kurmak, çalışırken yaptığınız işlerin ötesindeki büyük resmi görmenize yardımcı olur.

Örneğin bir satış elemanı olarak çalışıyorsanız müşterilerinizin bir şey satın alırken yaşadığı deneyimi çok daha keyifli bir hale getirebilirsiniz veya sattığınız şeyin müşterinizin hayatında nasıl bir etki yaratacağına odaklanabilirsiniz. Bu sayede tamamen müşterinizin hayatına dokunmuş olmakla ilgilenirsiniz ve bu sizi tatmin eder.

5. Başarı

Başarı hissi, kişinin iyilik halini pozitif yönde etkiler ve büyük veya küçük diye ayırmadan her türlü başarıyı kabul etmek, pozitif duygular yaşama sıklığınızı artırır. Kendimiz için koyduğumuz birtakım hedeflere ulaşmak, benliğimiz hakkında daha olumlu yargılara sahip olmamızı sağlar ve daha da önemlisi bize öz-yeterlik hissiyatını verir.

Ne yazık ki birçok kişi yapabildiklerinden ziyade yapamadıklarına odaklanır ve bu tür olumlu hisleri daha az deneyimler. Bunun önüne geçmek için güçlü yönlerinize ve başarmış olduklarınıza odaklanabilirsiniz ve sonucunda hayata karşı daha tatmin ve motive olmuş hissedebilirsiniz.

iş hayatında mutluluktan uçan bir erkek çizimi

İş Yerinde Mutlu Olmanın Yolları

İnsanların birçoğu iş hayatında mutsuz ve günün önemli bir kısmını mutsuz bir şekilde geçirmek oldukça zorlayıcı. Bir yerde çalışırken daha çok keyif almak ve yapılan işten tatmin olabilmek için bir adım atmak, stresi ve tükenmişlik hissini azaltabilmek ve daha mutlu ve sağlıklı bir çalışma ortamına sahip olmak için çok değerlidir.

Pozitif psikolojinin önerdiği 5 faktörü hayata geçirmek ve iş yerine uyarlamaya gayret etmek, yaptığınız işten tatmin olmanızı ve kişisel gelişiminizi artırmanızı sağlamak için harika bir yol olacaktır.

1. “İyi” bir hayatın sizin için ne ifade ettiğine bakın.

Bu konuda yapılan çalışmalar insanları üçe ayırıyor; mutluluğa öncelik verenler, anlama öncelik verenler ve verimliliğe öncelik verenler.

Hayatta mutluluğu ön plana koyan biri, yapacağı işin stres seviyesine odaklanır ve minimum stres doğuracak işleri yapmaya daha istekli olur. Bu kişiler genellikle iş arkadaşlarıyla olan pozitif ilişkilere ve iş yerinde de eğlenebilmeye önem verir. Boş zamanlarında iş hakkında konuşmazlar ve genellikle düşünmeyi de reddederler.

İş yerinde anlam faktörüne tutunan biri, daha idealisttir ve kendisi için kişisel olarak anlamlı hissettiren deneyimler yaşamak ister, yaptığı işin kişisel değerlerini yansıtmasını ister.

İş hayatında verimliliği daha çok önemseyen biri ise farklı deneyimler yaşamaktan çok hoşlanır. İş hayatında meydana gelecek olası bir yenilikten ve karşı karşıya kaldığı karmaşık problemlere çözüm üretmekten keyif alır. Dahası, yeni beceriler öğrenmekten ve bu becerileri iş hayatında sergilemekten de çok büyük bir haz alır.

Bu kavramları kendi hedeflerinize ve hayalinizdeki iş ortamına göre önceliklendirin. Bu öncelik sıralamasını yapmak, hangi işin sizi daha mutlu edeceğini anlamanıza yardımcı olacaktır. Daha sonrasında bu bilgileri bir iş rolü seçmek için kullanabilirsiniz.

2. İş ilişkilerinize önem verin.

İnsanlar sosyal varlıklardır ve kendimizi insanlarla ne kadar bağlantıda hissedersek yaptığımız işe karşı da o kadar ilgili ve üretken oluruz. Dolayısıyla işteyken iş ortamını sadece çalışma arkadaşlarınızla paylaştığınız ortak bir alan olarak görmek yerine o ortamı gerçek ve güçlü bağlantılar kurarak değerlendirebilirsiniz ve bu sayede sosyalleşebilirsiniz.

İş arkadaşlarınızdan biriyle veya birkaçıyla işten hemen önce beraber kahve içebilirsiniz veya bütün ekibe bir yemek teklifinde bulunabilirsiniz. Birlikte çalıştığınız insanlarla geçirdiğiniz vakitten keyif almanız, işte geçirdiğiniz zamanı çok daha anlamlı ve keyifli hale getirecektir.

3. Hayatınıza hareket katın.

Yoga ve yürüyüş gibi fiziksel aktivite programlarının, insanların mutluluğu üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur.

Yapılan araştırmalar sonucunda özellikle kas gevşetme, kuvvetlendirme, koordinasyon ve esneklik egzersizlerinin yanı sıra yoga, aerobik ve ağırlık antrenmanı kursunun bir kombinasyonuna odaklanan 13 haftalık bir kursun çok etkili olduğu görülmüştür. Bu nedenle fiziksel aktiviteyi artırmak hem genel iyi oluş halinizi hem de iş yerindeki iyi oluşunuzu destekleyici bir etkiye sahiptir diyebiliriz.

4. Zorlandığınızda dışarıdan destek almayı değerlendirin.

Yapılan araştırmalar, Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimlerinin ve psikolojik sağlamlık eğitimlerinin insanların iyi oluş halini daha olumlu bir yöne çektiğini göstermiştir. Bir araştırma, 8 haftalık bir farkındalık eğitiminin öğretmenler arasında hem iş doyumunu hem de yaşam doyumunu artırdığı sonucuna ulaştı.

Başka bir araştırma, 5 haftalık dayanıklılık eğitimi programının insanların iş yerindeki hedef duygusunu ve iş doyumunu artırdığını gösterdi. İş hayatıyla başa çıkmakta zorlandığınız zamanlarda dışarıdan psikolojik destek veya eğitim almayı bir opsiyon olarak değerlendirebilirsiniz.

Yaptığınız şey hakkında hissettiklerinizi değiştirmek, hayatınızda çok büyük etkiler yaratabilir çünkü iş yeri zamanınızın büyük bir kısmını geçirdiğiniz ortamdır. Çok fazla insan iş yerinde mutsuz bir ruh hali içerisindedir ve bu gerçek bir trajediye sebep olmaktadır.

Bunun temel sebebi mutsuz çalışanların olduğu bir ortamın stres seviyesinin de daha yüksek olmasıdır. Bu durum çalışanların performansını olumsuz etkilemesinin yanı sıra hem psikolojik hem fiziksel hasarlar yaratır.

Her gün yaptığınız şeyi neden yaptığınızı bilmediğinizde ve yaptığınız şeyin dünyada bir fark yarattığına inanmadığınızda bu durum sizin için daha zorlayıcı ve anlamsız bir hal alabilir. Yukarıdaki ilkeleri iş hayatınıza uygulamak, işinizle olan ilişkinizi değiştirebilir ve sadece işte değil, hayatınızın her alanında gelişmenize destek olabilir.

*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.