
Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Hiwell altyapısıyla 1 milyonu aşkın kullanıcı psikolojik destek yolculuğuna güvenli bir adım attı! Siz de size en uygun uzman ile şimdi ücretsiz ön görüşme yaparak tanışın.
BaşlayınKronik Ağrı Nedir?
Ağrı, genellikle vücudumuzda meydana gelen bir problem sonucu hissedilir. Bu rahatsız edici olan ve bireylerin gündelik yaşamlarını olumsuz etkileyebilen his, vücudun alarm sistemi gibidir. Bireylerde hastalık, yaralanma gibi durumlarda görülebilen ağrı bazı durumlarda kronikleşebilir. Eğer vücudunuzda hissettiğiniz ağrı üç aydan fazla sürdüyse bu ağrının kronikleştiği söylenebilir.1 Kronik ağrının vücudun hangi bölgesinden kaynaklandığını tespit etmek ve sebebini uzmanlar aracılığıyla araştırmak oldukça büyük bir önem taşır. Uzun bir döneme yayılan bu ağrı sonucu hayat kalitemiz gibi psikolojik durumumuz da büyük ölçüde etkilenebilir. Kronik ağrının fiziksel ve ruhsal olmak üzere birçok sebebi bulunabilir. Bu ağrıya hem olumsuz duygu ve düşünceler hem de fiziksel problemler yol açabilir.
Psikolojik Sebepli Ağrılar
Bireyler, mutlu oldukları ve kendilerini keyifli hissettikleri zamanlarda daha çok dışarıya yönelebilir ve kendilerini daha aktif hissedebilirler. Hatta bazı durumlarda kendilerini mutlu hisseden bireyler yaşamlarında gerçekleşen olumsuz olayları ve negatif duyguları göz ardı etmeye meyilli olabilirler. Bu noktada hayata adeta farklı bir perspektiften bakarlar. Aynı zamanda kendi vücutlarındaki olumsuzluklara karşı da eskisinden daha duyarsız bir yaklaşımları olabilir. Örneğin başımızın ağrıdığı veya kendimizi fiziksel olarak kötü hissettiğimiz bir zamanda güzel bir haber aldığımızda bir anlığına da olsa ağrıyı hissetmeyebilir, o anın getirdiği mutlulukla kendimizi hafiflemiş hissedebiliriz. Bu durum bize duyguların ağrı üzerindeki güçlü etkisini gösterebilir.
Kronik ağrı, aylarca sürebilen ve aralıklı olarak kendini hissettiren bir ağrı türüdür. Bu ağrı fiziksel bir nedenden ötürü gerçekleşebildiği gibi psikolojik ve duygusal problemlerden de kaynaklanabilir. Kronik ağrı ile psikolojik durumumuz arasında döngüsel bir ilişki vardır. Uzun süre ağrı çeken bir birey sosyal ilişkilerde daha agresif bir tutum sergileyebilir. Ağrıları yüzünden gittikçe sosyal çevresinden, kariyer hayatından uzaklaşan bireyler onlara keyif veren aktivitelerden de zamanla uzaklaşabilirler. Bu da onları depresif bir ruh hali içerisine sürükleyebilir.2 Aynı zamanda psikolojik açıdan problemler yaşayan bireylerde de kronik ağrı gözlemlenebilir. Örneğin depresyon gibi durumlarda bireyler kronik baş ağrısı gibi fiziksel semptomlarla mücadele edebilirler.

Beyinde Ağrı Algı Mekanizması
Hissedilen ağrının geçmesini sağlamak ve tedavisini bulmak için öncelikle ağrının kökenini, nasıl oluştuğunu anlamak gereklidir. Birçok bilim insanı ağrının nasıl meydana geldiğine dair hem hayvanlar hem de insanlar üzerinde çeşitli araştırmalar yürütmektedirler. Ağrının oluşum aşaması beynimizin tek bir bölgesinden kaynaklanmamaktadır. Birbirinden farklı bölgeler ağrının oluşması konusunda çeşitli özelliklere sahiptirler. Bu bölgeler belirli ölçülerde aktivasyon göstererek ağrının vücudumuzdaki hangi kısımda nasıl bir şiddette hissedildiği konusunda bizlere uyarı vermiş olurlar.
Ağrı oluşumu bireyler arasında değişebilen öznel bir histir.3 Hissedilen ağrının beyin tarafından nasıl algılandığı, ağrının şiddetini belirleyebilir. Beynimizdeki ağrıdan sorumlu bölgelerde meydana gelen hasarlar ağrının oluşumu ve oluşan bu ağrının hissedilmesi konusunda yanıltıcı olabilirler. Bu hasarlar vücutta hissedilen ağrı sonucunda da gözlemlenebilir. Bunun yanı sıra ağrının hem duygusal hem de duyusal yönleri vardır.3 Beynimiz, ağrıyı hem his olarak algılayabilir hem de onu yorumlayarak duyguya çevirebilir. Duyusal yön, ağrı hissine herhangi bir anlam katmadan sadece hissetmeyi amaçlamaktadır. Elimizde şiddetli bir yanma veya batma hissi hissetmek ağrının duyusal yönüne bir örnek olabilir. Hem ağrının nerede hissedildiği hem de bu hissin şiddeti beyin tarafından tespit edilip ölçülür. Duygusal yönde ise isminin de ipucu verdiği gibi yorumlama ve duygularımız ön plana çıkmaktadır.
Elimizdeki yanma ve batma hissine karşı ifadelerde bulunmamız ve bu ağrıdan çeşitli davranışlarla mücadele etmeye çalışmamız bizleri ağrıya karşı korumuş olabilmektedir. Bunun sebebi ise ağrının aslında bir tehdit olarak algılanabilmesinden kaynaklanır. Sinir sistemimizin asıl amacı vücudumuzu en sağlıklı hale getirip bizleri korumaktır. Sinir sistemimiz ise bu ağrıyı his olarak beynimize iletir ve böylelikle hem duyusal hem de duygusal yönler kullanılarak ağrı tehdidine karşı vücudumuz korunaklı bir hale gelir.
Depresyon ve Kronik Ağrı
Depresyon durumu bireylerin eskiden haz aldıkları aktivitelerden artık zevk almamalarıyla beraber gelen uzun süreli bir üzüntü olarak tanımlanabilir. Bu psikiyatrik durum beraberinde birçok fiziksel ve duygusal semptom da getirir. Bireyler, depresyon belirtileri gösterdiği zamanlarda bu belirtiler arasında kronik ağrılar da oldukça sık gözlemlenebilir. Döngüsel olarak ilerleyen depresyon ve kronik ağrı ilişkisinde bazı durumlarda kronik ağrı sonucu depresyon bazı durumlarda ise depresyon sonucu kronik ağrılar meydana gelebilir.
Kronik ağrı ve depresyon bağlantısını inceleyen birçok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar sonucunda ağrının depresyonu, depresyonun da ağrıyı arttığına dair bir sonuç ortaya çıkmıştır.4 Aynı zamanda beyin açısında bakıldığında, depresyon ve ağrının aynı nörotransmitterler aracılığı ile ortaya çıktığı bulunmuştur. Hem fizyolojik hem de duygusal yönden depresyon ve ağrının ortak özelliklerinin olduğunu söyleyebilir, birbirlerinden ötürü kaynaklandıkları konusunda hemfikir olabiliriz. Depresyon ve kronik ağrı ikilisi de bireyleri kendilerinden ve dış dünyadan uzaklaştırarak hayat kalitelerine büyük ölçüde zarar verebilir. Bu yüzden bu iki olguyu da bir arada ele alıp ona göre bir iyileşme planı uygulanması bireyler için en doğru karar olabilir.
Destek Grupları ve Kronik Ağrı
Kronik ağrı, toplum içerisinde oldukça sık rastlanan bir rahatsızlıktır. Birçok birey hissettikleri yoğun ve uzun süreli ağrıya karşı mücadele vermektedir. Kronik ağrının ilaç ve terapi uygulamaları şeklinde sık kullanılan tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bu tedavi yöntemlerinin yanı sıra destek grupları da kronik ağrının tedavisi için kullanılabilir. Destek grupları bireylerin baş ettikleri problemleri başkalarının da deneyimlediklerini görmelerini sağlayan bir ortam oluşturabilir. Bu ortamda bireyler yalnız olmadıklarını fark eder ve o gruba karşı bir aidiyet duygusu5 geliştirebilir. Aidiyet duygusu her ne kadar kronik ağrı olgusundan bağımsız bir duygu gibi gözükse de aslında bireylerde iyi hissetmenin temelini oluşturabilir. Kendini bir gruba ait hisseden ve yalnızlık çekmeyip mutlu olan bireyler kronik ağrıya karşı ilk adımını atmış olurlar. Ruhsal açıdan pozitif duygular hissetmek bireylerde ağrı gelişimini durdurabilir ve beynin ağrıyı algılamasındaki şiddeti azaltabilir. Aynı zamanda destek gruplarında, diğer insanların kronik ağrıyla yaşadıkları deneyimler ve gruptakilerin birbirlerine yaptıkları geri dönüşler bireylerde yeni perspektifler yaratabilir.
.webp)
Psikoterapi ve Kronik Ağrı
Psikoterapi teknikleri, bireylerin kronik ağrıya olan bakış açılarının değişmesine ve bu ağrıyı daha hafif bir şekilde deneyimlemelerine yardımcı olabilir. Özellikle ağrının yönetiminde psikolojideki bilişsel davranışçı yaklaşım etkili olabilir. Bilişsel davranışçı terapi, bireylerin düşüncelerinin duygularında etkili olduğunu savunur ve duygu durumları ile zarar verici düşüncelerin değiştirilmesi sonucu baş edebileceği konusuna odaklanır. Bazı bireylere göre ağrı sadece fizyolojik olarak gerçekleşen bir histir ancak düşünceler de ağrıyı oluşturan etmenler arasında yer alabilir. Tam tersi olarak ağrılar da düşünceleri etkileyerek döngüsel bir ilişki içerisine girebilirler.6 Bu yüzden, kronik ağrıların önüne geçebilmek ve onları düşünce gücümüzle yönlendirmek için terapi son derece önemli olabilir. Profesyonel yardım almak bireylerin kronik ağrılarını azaltabileceği gibi yaşam kalitelerini de artırarak bireylerin daha stabil bir hayat yaşamalarına olanak sağlayabilir. Deneyimli Hiwell psikologlarını şimdi keşfedin, terapiye size en uygun uzmanla başlayın.
Kaynakça
- Chronic Pain. Cleveland Clinic. (n.d.). https://my.clevelandclinic.org/health/diseases/4798-chronic-pain
- Psikolojik Ağrı ve Kronik Ağrı Bozukluğu. Antalya Psikiyatri. (n.d.-b). https://www.psikoterapi.pro/psikiyatri-antalya/psikolojik-agri-ve-kronik-agri-bozuklugu
- The Anatomy and Physiology of Pain. National Library of Medicine. (n.d.). https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK219252/
- Tütüncü, R., & Günay, H. (2010). Kronik ağrı, psikolojik etmenler ve depresyon. https://www.diclemedj.org/upload/sayi/12/Dicle%20Med%20J-01308.pdf
- Franqueiro, A., Yoon, J., Crago, M., Curiel, M., & Wilson, J. (2023, October 27). The Interconnection Between Social Support and Emotional Distress Among Individuals with Chronic Pain: A Narrative Review. Dovepress. https://www.dovepress.com/the-interconnection-between-social-support-and-emotional-distress-amon-peer-reviewed-fulltext-article-PRBM
- Babaoğlu, G., İnan, L. E., & Özdel, K. (2017). Bilişsel Davranışçı Terapinin Kronik Ağrı Tedavisindeki Yeri. Journal of Cognitive Behavioral Psychotherapies and Research. https://jcbpr.org/storage/upload/pdfs/1708094893-tr.pdf