Renklerin Tadı, Sayıların Rengi Olabilir mi?: Sinestezi Nedir? Belirtileri ve Türleri

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 500 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Sinestezi Nedir?

İlk kez Théodore Flournoy tarafından 1893’te tanımlanan sinestezi Yunanca kökenli bir kelimedir. “Syn” (birlikte) ve “aisthesis” (algı, duyum, his) kelimelerinin birleşiminden oluşan “synaistesia” birleşik algı anlamına gelir1. Peki kelimenin kökeninden yola çıkıp baktığımızda psikolojide sinestezi ne anlama gelir?

Sinestezi, bir duyusal uyarıcının varlığının bir diğer duyusal uyarıcıyı da etkilemesi ve aktifleştirmesi durumu olarak tanımlanır. Bu tanım, sinestezi dediğimizde kişide eş zamanlı varlık gösteren algılardan bahsetmiş olduğumuz anlamına gelmektedir2.

Sinestet kişiler, küçük yaşlardan itibaren (4 yaş ve öncesi) bir harfe bakarken onu belli bir renkte görebilir, harfin tadını aldığını hissedebilir ya da bir sesi olduğunu duyumsayabilir. Çoğunlukla bu durum hayat boyu devam eder3.

Sinestezinin Özellikleri

İlk bakışta hem deneyimleyene hem de çevresindekilere karmaşık ve farklı gelen bu durum için birçok farklı örnek türetmek mümkündür. Belirtilen örneklerin sinestetlerde istemsiz ve otomatik şekilde gerçekleştiği unutulmamalıdır1. Burada bir öğrenme söz konusu değildir. Ortaya çıkan durum bütünüyle beyin bölgelerinin iletim sistemindeki farklılıktan kaynaklanmaktadır2, 4.

Otomatik oluşunun yanı sıra var olan duruma sinestezi diyebilmemiz için kişinin bazı durumları kesin olarak deneyimlemesi gerektiğinin üzerinde özellikle durulmuştur. Belirtilen bu durumlar şu şekilde sıralanmıştır:5, 6

  • Ortaya çıkan algının sabit olması, her zaman aynı şekilde oluşması
  • Algının kolay kolay unutulmuyor olması, hafızada yer etmesi
  • İstemsiz olması
  • Algı sonrasında oluşan duyguların birden boşalıyor olması

Araştırmalar sonucunda sinestetlerin nüfusun %4,4’ünü oluşturduğu bulunmuştur. Bu anlamda toplumda her 23 kişiden birinin sinestezik algıları olduğu düşünüldüğünde bu sayının pek de azımsanmayacak bir noktada olduğu göze çarpmaktadır6. Son yıllarda sinirbilimciler ve psikologlar tarafından daha fazla incelenmeye başlayan bu konuya gelin bir de sinestetlerin gözünden bakalım3.

Sinestezi Türleri

Günümüzde bilinen en az 60 sinestezi çeşidi vardır1. Yazı-renk, ses-renk, renk-tat, ses-tat, ses-dokunma, şekil-ses, şekil-sayı, harf-renk gibi çeşitler çoğaltılabilmektedir. Sinestezinin bir duyuyu başka bir duyu ile birlikte algılamak olduğu ve 5 duyu organımız olduğu göz önünde bulundurulduğunda türlerinin de bu denli çeşitli olması hiç de şaşırtıcı değildir6.

Buna rağmen araştırmalar, sinesteziyi temelde 2 başlık altında toplamanın mümkün olduğunu belirtmiş ve sık görülen sinestezi türlerini sıralamış ve tanımlamıştır. Buna göre temel ayrım ilişkisel sinestezi ve projektif sinestezi üzerinden yapılmakta; en sık görülenler türlerin ise harf- renk sinestezisi ve kromestezi olduğu bilinmektedir7.

İlişkisel (Bağlantısal) Sinestezi

Bağlantısal sinestezi kişi için bir duyumun bir başka duyumla kuvvetli bir şekilde bağlı olması anlamına gelmektedir. Örneğin bağlantısal durumda şekil-renk sinestezisi deneyimleyen bir kişi için üçgen, mavi renk olarak görünebilmektedir. Bu durumda kişi bir ayrım yapmaz ve onun için üçgen aynı zamanda mavi renk demektir.

Projektif (Yansıtmalı) Sinestezi

Yansıtmalı sinestezide ise dışarıdan bir uyaran alan kişiye bu uyaranı aldıktan hemen sonra uyaranın hedefi olan duyum haricinde farklı bir duyum eşlik etmektedir. Burada baskın olarak deneyimlenen bir uyaran sonrası başka bir duyumun “çağrışımının” yaşanmasıdır. Örneğin ses-tat sinestezisi deneyimleyen bir kişi için bir kuş sesi tatlı bir tadı çağrıştırabilmektedir.

Harf (Grafem) - Renk Sinestezisi

Sinestezinin en yaygın türlerinden biri olan harf-renk sinestezisinde kişiler her bir harfi ve rakamı bir renk ile beraber algılayabilmektedir. Yani sinestezik kişiler, aslında siyah renkle yazılmış olan A harfini kırmızı, 3 rakamını yeşil görebilirler.

harf renk sinestezisi illüstrasyonu

Kromestezi

Sinestezinin belirtilen bu türü yine sık karşılaşılabilmekle birlikte ses ve renklerin bağdaştırıldığı türdür. Motor sesi, zil sesi, korna gibi gündelik hayattan akla gelebilecek her türlü işitsel uyaran bu türde bir sinestezik algıya sahip kişi için farklı bir renkle beraber algılanabilmektedir. Ya da bir müzik aleti çalan ve kromestezi deneyimleyen bir kişi her notayı farklı renkte görebilmektedir6.

Sinestet Olduğumu Nasıl Anlarım?

Sinestezikler dünyayı herkesten farklı algılar. Onları toplumun çoğunun algılayışından ayıran bu farklılık aynı zamanda sinestetler arasında da gözlemlenmektedir. Yani kişiye özel olarak da sinestetik algılarda çeşitlilikler görmek mümkündür1. Örneğin bir sinestezik 5 rakamını pembe renkte görürken bir diğeri için 5 rakamı ağızda ekşi bir tat oluşturabilmektedir. Ya da aynı sinestezi örneğinin şiddeti kişiden kişiye değişebilmektedir.

Bunun yanında yine sinestezik algı fark edildikten sonra kişilerde bununla yaşama ve bu durumu farklı açılardan günlük hayatlarına uyarlama şekillerinde (hesap yapma, numara ezberleme, yaratıcılık faaliyetleri vb.) de farklılıklar olduğu yapılan gözlemler arasındadır. Sinestezi anlaşıldığı üzere çok spesifik ve kişiye özgü değerlendirilmesi gereken bir durumdur.

Sinesteziklerin Özellikleri

Sinestezinin bu kadar kişiye özgü bir durum olmasının yanında aynı zamanda sinestezi durumu yaşayan kişilerde özellikle gözlemlenen ve belirtilen bazı ortak özellikler de bulunmaktadır. Bahsedilen bu özellikleri sinestet kişilerde şu şekillerde gözlemleyebilmemiz mümkündür2:

  • Güçlü bir hafızaya sahip olma
  • Gelişmiş hayal gücü
  • Hassas yapılı bir mizaç
  • Genellikle yüksek zeka seviyesi
  • Konsantrasyonda zaman zaman bozulma
  • Yön duygusunda zayıflık
  • Yüksek çağrışım yeteneği (Tek bir durumu istemsizce birkaç şey ile bağdaştırma)
tat renk sinestezisi çizimi

Belirtilen belli başlı özelliklerden yola çıkarak biyolojik yatkınlıkların ve eş zamanlı algılamanın zaman zaman getirdiği bazı zorlanmaların dışında sinesteziklerin büyük çoğunluğunda zeka ya da ruh sağlığı ile ilgili herhangi bir sorun bulunmadığı göze çarpmaktadır.

Bunun yanında yine algıda çeşitliliğe ve sinestezi hakkında yetersiz bilgi sahibi olunması durumuna bağlı olarak bazı sinesteziklerde öğrenme güçlüğü ile ilgili sorunlar yaşanabildiği bilinenler arasındadır.

Sinestezi Nedenleri

Sinestezinin kendisini ve nedenlerini anlamaya dair çeşitli araştırmalar nörobilimciler tarafından sürdürülüyor. Nedeni henüz tam olarak bilinmemesine rağmen bu zamana kadar yapılan çalışmalar sonucunda sinestezinin özellikle genetik köken etkisinin yadsınamaz derecede baskın olduğu öne sürülüyor3.

Bunun yanında halihazırda var olan genetik etkinin biyolojik, fiziksel ve çevresel birçok faktöre bağlı olarak da ortaya çıkabileceği de göz önünde bulunduruluyor. Bu zamana kadar yapılan tüm bu gözlemler sonucunda sinestezinin ortaya çıkışında etkisi olabilecek temel biyolojik ve çevresel durumları şu şekilde derlemek mümkün:1, 5

  • Genetik yatkınlığa sahip olmak
  • Felç ya da inme durumu yaşamak
  • Körlük ya da sağırlık yaşamak
  • Kafa travması yaşamak
  • Kadın olmak
  • Solak olmak
  • Psikedelik ilaçlar kullanıyor olmak
  • Mani, şizofreni, oligofreni, psikopati gibi hastalıklara sahip olmak

Yapılan çalışmalar sonucunda özellikle kadınlarda erkeklere oranla daha sık görüldüğü gözlemlenen sinestezi bu yönüyle araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Kadınlarda baskın bulunan X kromozomunun etkisinin sinestezi gelişiminde önemli bir faktör olabileceği vurgulanmakta ve bu konu üzerinde durulmaktadır3.

Sonradan Sinestezik Olabilir miyim?

Belirtildiği üzere özellikle genetik yönü baskın gelen bir durum olan sinestezi için akla gelen bir diğer soru da sonradan sinestezi olup olunamayacağı olabilir. Bu sorunun cevabı evettir.

Bahsedildiği üzere sinestezi genetik faktörünün yanı sıra çevresel faktörlerden de çokça etkilenebilen bir durumdur. Öyle ki alınan bir kafa darbesi ya da beyinde meydana gelen herhangi bir değişim sinesteziye yol açabildiği düşünülür5.

Ayrıca sonradan, bir başka hastalığın var olması durumunda da sinestezi ortaya çıkabilmektedir. Özellikle epilepsi hastalarında duyular arasında sıkça yaşanan geçişler sonucunda bazılarının sinestezi deneyimlediği yapılan gözlemler arasındadır.

Tüm bunların yanında sebebi bilinmeyen sinestezi vakalarının da nadiren de olsa görüldüğü bilinmektedir7.

Sinestezi ve Otizm

Yapılan bazı çalışmaların sonuçları sinestezinin otizm ile bazı yönlerden bağlantısı olduğu yönündedir. Bu araştırmalara göre bu iki grup özellikle genetik yönlerden benzerlik göstermektedirler.

Bunun yanında duyusal yetenekleri ve gelişmiş hayal güçleriyle de sanatsal, bilimsel ve yaratıcı birçok alanda topluma katkı sağlayabilecek olan yetenekli gruplar olarak görülmüşlerdir.

Hem otizmli bireyler hem de sinestezik kişiler genel popülasyonun fark etmediği şekilde algısal çeşitlilikleri ve yetenekleriyle farklı detayları görebilmektedirler1.

Sinestezik Algıyı Avantaja Çevirmek Mümkün mü? Psikolojide Sinestezi

İlk olarak ortaya çıkışında genetik ve çevresel çeşitli faktörlerin rol oynadığı sinestezinin bir hastalık olarak görülmediğini bilmek önemlidir. Sinestezi bir hastalık değil, < a href="https://www.hiwellapp.com/blog/norocesitlilik-nedir">nöroçeşitliliğin değerli bir parçasıdır.

Burada yalnızca bir algı farklılığı vardır. Halihazırda kendisinde sineztezi deneyimleyen biri için bile anlaşılması zor olan bu durumu erken farkındalık, doğru bilgi ve yönlendirmeyle gündelik hayatta bir avantaja çevirmek mümkündür.

Öyle ki bazı sanatçı ve bilim insanları da sinestezik bir algıya sahiptir7. Onlar kendilerinde var olan bu durumu fark etmiş ve yaptıkları işlere, çalışmalarına ve gündelik yaşamlarına bu çoklu algılayışı entegre etmişlerdir8. Bazı verilere göre bu şekilde bir yaklaşım sinestezinin dezavantajdan çok avantaj haline gelmesini olası kılmıştır.

Öte yandan bu algı farklılığını fark ettiğimizde öncelikle buna şaşırmak, garipsemek ve duruma anlam verememek çok anlaşılır bir durumdur. Yaşanan tüm bu içsel değişimleri de gözlemlemek ve kabul etmek en az erken farkındalık kadar önemlidir.

Tüm bunlara rağmen özellikle sinesteziye bir ruhsal problem eşlik ediyorsa (şizofreni, mani veya psikopati gibi) ve zaman zaman ne yaşadığınızı tanımlamakta güçlük çekiyorsanız, sinestezi günlük yaşamınızda sizi zorluyorsa sosyal ve profesyonel destek yardımcı olabilir. Bunlardan birkaçı şu şekilde sıralanabilir:

  • Benzer bir durum yaşayan kişilerle iletişime geçmek, deneyimleri paylaşmak
  • Sinestezinin bir hastalık değil bir farklılık olduğunun bilincine varmak
  • Bilgi kirliliğinden kaçınmak
  • Ortaya çıkan duyum ve algılara alan tanımak, gözlem yapmak, ihtiyaç dahilinde not tutmak
  • Ortaya çıkan bu farklılığın nasıl hissettirdiğini gözlemlemek
  • Ortaya çıkan duyumsal çeşitliliği avantaja dönüştürmenin yollarını araştırmak
  • Tüm süreç boyunca ihtiyaç duyulan zorlanmalarda sosyal ve profesyonel bir destek aramaktan çekinmemek

Kaynakça

  1. Bulutekin Ö., 2020, Sinestezi Nedir? Biyolojik Boyutu,Otizm ile İlişkisi ve Eğitim,International Pegem Conference on Education.
  2. Rothen N., 2018, Synesthesia Improves Sensory Memory,When Perceptual Awareness is High,Vision Research.
  3. Hubbard E.M., 2005, Neurocognitive Mechanisms of Synesthesia.
  4. Grossenbacher P.G., 2001, Mechanisms of Synesthesia: Cognitive and Physiological Constraints,Department of Psychology,Naropa University.
  5. evrimagaci.org/gercek-kafa-karisikligi-sinestezi-ve-evrim-361
  6. sinirbilim.org/sinestezi
  7. psikolojik.gen.tr/sinestezi
  8. Campen C., 1999, Artistic and Psychological Experiments with Synesthesia.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.