Adet Öncesi Dönem ve Premenstrüel Sendrom

Regl / Adet Öncesi Dönemi

Regl diğer adıyla adet ya da aybaşı kanaması kadınların üreme sistemlerinde her şeyin yolunda gittiğine dair önemli bir işaret olarak kabul edilse de beraberinde getirdiği bazı fiziksel ve psikolojik belirtilerin şiddetine bağlı olarak bazen hayatı olumsuz etkileyebilmektedir.

Regl ve adet öncesi belirtilerinden göğüslerde hassaslaşma, baş ağrısı ve halsizlik gibi fiziksel belirtilerine eşlik eden depresif duygudurum, özgüvende azalma, ani duygusal değişimler, artmış sinirlilik hali ve adet öncesi gerginlik gibi psikolojik belirtiler görülebilir. Bunlar günlük hayatı, kişilerarası ilişkileri ve iş/okul hayatını olumsuz yönde etkilemeye başladığında Premenstrüel Sendromdan (PMS) bahsetmeye ve birtakım tedavi yöntemlerinin adlarını anmaya başlarız. Peki PMS nedir? Bu sendromu birlikte inceleyelim.

PMS Nedir?

Premenstrüel Sendrom nedir? Kadınların birçoğu ovulasyon (yumurtlama) ve menstruasyon dönemi arasında her ay döngüsel olarak tekrar eden çeşitli fiziksel, psikolojik ve davranışsal değişimler yaşarlar1, 2. Baş ağrısı, göğüslerde hassaslaşma ve sinirlilik hali gibi çok çeşitli olan bu belirtiler genellikle adet kanamasından bir süre önce ortaya çıkıp kanamanın başlaması ile beraber ya da sonraki birkaç gün içinde azalır veya sonlanır3, 4.

PMS tam da karşımıza bu noktada çıkar. Kadınların bir kısmı bu belirtileri hafif düzeyde yaşarken diğer bir kısmı ise hayatını olumsuz düzeyde etkileyecek, günlük hayat içerisinde iş ve sosyal ilişkileri de dahil olmak üzere birtakım sorunlar yaşayacak boyutta etkilenir. İşte bu duruma Premenstrüel Sendrom denmektedir2.

Ancak maalesef bazı kadınlar için iş burada bitmez. Duygudurumda çok daha şiddetli değişimler yaşayan, sosyal ve iş hayatı çok daha fazla etkilenen ve baş etmesi zor düzeyde olumsuz duygu duruma bürünenler de vardır. Bu grup için ise biraz daha ağır bir tabloya işaret eden Premenstrüel Disforik Bozukluk (PDB) tanısı oluşturulmuştur.

İşin tanı kısmı tedavide izlenecek yol açısından önemli olsa da kilit nokta diğer psikolojik bozukluklarda olduğu gibi kişinin hayatının bundan ne kadar etkilendiği ve işlevselliğinin ne kadar düştüğüdür. Tedaviye ne zaman başvurulacağını da belirleyen günlük hayatın ve işlevselliğin etkilenme düzeyidir. Eğer kendinizi depresif hissediyorsanız, normalden daha fazla gergin ve öfkeliyseniz, iş performansınız ve sosyal ilişkileriniz bu durumdan olumsuz etkileniyor ise müdahalenin zamanı gelmiş demektir.

PMS Dönemi Belirtileri

PMS belirtileri nelerdir? Psikolojik bozuklukların tanı sistemi DSM-5’te depresyon ile ilişkili bozukluklar içinde yer alan PDB için aşağıdaki semptomlar sıralanmış ve tanı koymak için bunlardan en az 5 tanesinin bulunması gerektiği belirtilmiştir. Durumun PMS mi yoksa PMD mi olarak isimlendirileceği ise en basit haliyle semptomların sayısına ve daha da önemlisi şiddetine bağlıdır diyebiliriz.

PMS Dönemi Belirtileri
  • Belirgin duygusal değişkenlik (aniden üzüntülü ya da ağlamaklı hissetme, reddedilmeye aşırı duyarlılık vb.)
  • Kolay kızma, öfkelenme ya da kişiler arası çatışmalarda artış
  • Çökkün duygudurum, umutsuzluk hissetme ve kendini küçümseyen düşünceler
  • Anksiyete düzeyinde artış
  • İştahta değişiklik - aşırı yeme ya da belirgin yiyeceklere aşırı düşkünlük
  • Etkinliklere karşı ilgide azalma
  • Odaklanmada zorluk yaşama
  • Fiziksel semptomlar (göğüslerde şişkinlik ya da duyarlılık, eklem ya da kas ağrıları, kilo alma vb.)
  • Uyuşukluk, kolay yorulma veya belirgin düşük enerji
  • Aşırı uyuma ya da uykusuzluk
  • Kontrol kaybı veya bunalmışlık hissi

Bütün bu belirtiler elbette ki farklı bir sorun ya da hastalığın göstergesi olabilir. Bu nedenle belirtilerin ne zaman görüldüğü, süreğen mi yoksa regl dönemi öncesi mi ortaya çıktığı belirlenmeli, benzer belirtilere neden olabilecek diğer tıbbi durumlar için gerekli kontroller yapılmalıdır. PMS ya da PMD’den bahsedebilmek için ise en az 2 ay boyunca belirti günlükleri tutularak dönemsel ilişki mutlaka ortaya konmalıdır.

Premenstrüel Sendromun Nedenleri

Bu soruya kesin bir cevap arayanları baştan uyarmak isterim ki PMS/PDB’nin henüz tek ve kesin sorumlusu bulunamamıştır. Hormonal sistem ile ilişkisi olduğu açık gibi gözükse de neden bazılarının diğerlerinden daha çok etkilendiği, kimi PMS düzeyinde kalırken kiminin PDB boyutunda rahatsızlık yaşadığını ancak çoklu nedensellik ile açıklanmaya çalışılmaktadır.

Fizyolojik açıklamalara baktığımızda teoriler genel olarak ovaryen hormon düzeyleri, serotonin seviyeleri, ve Gama-Aminobütrik Asit (GABA) seviyeleri üzerine odaklanmaktadırlar5. Ancak biz konumuz gereği fizyolojik etmenlere değinmeyip psikolojik teoriler ile devam edeceğiz.

Gelelim psikolojik açıklamalara. Bu alanda göze çarpan 2 farklı yaklaşım vardır. Bunlardan ilki Freud’un başını çektiği analitik kuramlardır. Bunlara göre premenstrüel semptomlar çocuk isteğinin bastırılmış bir hali, libidinal enerjinin taşkınlığı ve bilinç dışı çatışmalara (fiziksel değişimlerin kadının hamile olmadığını anlamasına ve geleneksel kadınlık rolünü yerine getiremediği için yaşadığı çatışmalar) bağlamaktadır6, 7.

İkinci yaklaşım ise psikososyal açıklamalardır. Bunlara göre ise bazı kişilik ve bilişsel özellikler kimi kadınları premenstrüel değişikliklere karşı daha hassas yapmaktadır. Bu belirtilere daha çok dikkat eden bu kadınlar çoğunlukla menstruasyonun başlamasını oldukça olumsuz bir durum gibi algılamakta ve PMS/PDB geliştirmeye daha yatkın hale gelmektedirler.

Başka bir deyişle bu kişiler, daha önceki seferlerde yaşadıkları olumsuz deneyimlerin de etkisiyle, şişkinlik, göğüslerde sızlama, artmış sinirlilik hali gibi belirtileri baş edemeyecekleri olumsuzlukların işareti olarak görmeye başlar. Dolayısıyla da sahip oldukları bu tarz olumsuz düşünceler, durumun halihazırdaki olumsuz etkileri tarafından tetiklenerek daha da pekişmekte ve baş etmesi gerçekten zor bir duruma doğru gidilmektedir.

Yaşanılan olumsuz duygu durumların nedenine ilişkin diğer bir açıklama ise temelde yer alan bazı şema ve inançların tetiklenmesine odaklanmaktadır. Örneğin mükemmeliyetçi yapısı olan bir kadının kendi performanslarına dair çok yüksek olan beklentisi: "Her şeyi doğru ve tam yapmam gerekir. Aksi halde kendimi ve başkalarını hayal kırıklığına uğratırım." gibi. Premenstrüel dönemde yaşanan değişimlerin yapmak istedikleri şeyleri tamamlamalarına engel olmasıyla beraber duygudurumun olumsuza gitmesine neden olabilir8. Daha çok çabalayan kadın daha çok yorulacak neticede de daha gergin ve kaygılı olacaktır.

PMS Dönemi Nasıl Atlatılır?

PMS sendromu nasıl geçer? PMS ile baş etmek için kadınların kendi kendilerine yapabileceği bazı müdahaleler elbette ki vardır. Ancak söz konusu olan PDB olunca bir uzmandan yardım almanız çok daha yararlı olacaktır. Özgüvende ciddi düzeyde düşme, stres seviyesinde ciddi artış gibi belirtiler hem sizin hem de beraber yaşadığınız kişilerin hayat kalitesini etkileyecek boyutta ise yardım almak yapılması gereken ilk şey olmalıdır. Daha düşük düzeydeki belirtiler için ise birkaç öneride bulunacak olursak:

PMS Dönemini Atlatmak
  • Stres yönetimi konusunda kendinizi geliştirmek, böylece hem iş/okul hayatınız üzerindeki olumsuz etkileri azaltır hem de kişiler arası ilişkilerinizin bozulmasını önleyebilirsiniz.
  • Düzenli gevşeme egzersizleri yapmak
  • Düzenli egzersiz yapmak
  • Uyku düzeninizi oluşturmak
  • Yeme alışkanlığınızda düzenlemeler yapmak (tuzu azaltmak, kafeini azaltmak, magnezyum ve demir yönünden zengin gıdaları tercih etmek vb.)

Yukarıda saydığımız yaşam tarzı ve diyet değişikliklerinin yanı sıra çevreniz ile iletişimde kalmanız, yaşadığınız durum ile ilgili eş, aile ve arkadaşlarınızla konuşarak sosyal destek sağlamanız semptomlarla daha iyi baş etmenizi sağlayabilir. Kendinizi izole etmeniz o dönem içerisinde daha az çatışma yaşamanızı sağlasa bile uzun vadede daha fazla sorunu beraberinde getirerek belirtilerin artmasına kadar gidebilen bir kısır döngünün oluşmasına yol açabilmektedir9.

Yaşam kalitenizi fazlaca azaltmaya başladığında, ilişkilerinizin bu durumdan olumsuz etkilendiğini fark ettiğinizde, iş/okul performansınızda düşüş oluyorsa bir uzmana başvurma zamanınız gelmiş olabilir. İlaç tedavisinin yanı sıra problem çözme becerilerini geliştirmek, iletişim becerileri ve öfke kontrolü ile ilgili çalışmak sosyal hayata olan etkiyi minimuma indirmek açısından önemli olmakla beraber daha ileri bir müdahale için bilişsel davranışçı terapiler, farkındalık ve kabullenme temelli terapi yöntemlerinin etkili olduğu görülmektedir.


Kaynakça

  1. Janowsky DS, Rausch JL, Davis JM. “Historical studies of premenstrual tension up to 30 years ago: implications for future research”, Current Psychiatry Reports, 2002, 4:411–418.
  2. Doruk A, Erdem M, Gülsün M, Uzun Ö, Perdeci Z. “Adet öncesi disforik bozuklukta mizaç ve karakter özellikleri” , Pamukkale Tıp Dergisi, 2009, 2(2): 68-75.
  3. Zachar P, Kendler KS. “A diagnostic and statistical manual of mental disorders history of premenstrual dysphoric disorder.” J Nerv Ment Dis., 2014, 202(4):346-352.
  4. Neufeld CL. Best practice guidelines for treating premenstrual dysphoric disorder by mental health professionals (Tez). Trinity Western University, Counselling Psychology Thesis; 2006.
  5. Abay H, Kaplan S. “Current approaches in premenstrual syndrome management” Bezmialem Science, 2019, 7(2): 150-156.
  6. Richardson JTE. “The premenstrual syndrome: a brief history”, Soc. Sci. Med, 1995, 41: 6 : 761-767.
  7. Türkçapar AF, Türkçapar MH. (2011) “Premenstrual sendrom ve premenstrual disforik bozuklukta tanı ve tedavi : bir gözden geçirme”, Klinik Psikiyatri, 2011, 14: 241 - 253.
  8. Blake F. “Cognitive therapy for premenstrual syndrome”, Cognitive and Behavioral Practice, 1995, 2: 167-185.
  9. pms.org.uk
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Psikolojik Testler

Ücretsiz ve kolayca çözebileceğiniz psikolojik testler ile kendinizi test edin!
Kendini Test Et