Çocukluk Deneyimlerinin Öz-Şefkate Etkisi

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 500 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Öz-Şefkat Nedir?

Öz-şefkat kişinin hoş olmayan deneyimler yaşadığında kendisine şefkatle yaklaşması, duygu ve düşüncelerini anlayışla kabul etmesi anlamına gelir1. Bu kabul etme sürecinde, kişi kendisine karşı olan şefkati sayesinde acısına temas eder ve kendisini anlayışlı bir tutumla sakinleştirebilir2.

Başka bir deyişle, öz-şefkat sayesinde hoş olmayan bir deneyim karşısında kendimize dostane bir biçimde yaklaşarak duygu ve düşüncelerimizin farkında olup bu düşünceler ve duygulara karşı nazik bir tutumla kendimizi yatıştırabiliriz. Tanımından da anlaşılabileceği üzere öz-şefkat üç temel bileşenden oluşmaktadır:

  • Öz-nezaket
  • Ortak insanlık anlayışı
  • Farkındalık2

Kişinin kendisine şefkatle yaklaşabilmesi için bu üç bileşenin bir arada var olması gerekir. Örneğin, olumsuz bir olayın bizde uyandırdığı duyguları ve düşünceleri görebilmek farkındalık öğesini, bu deneyime ve bu deneyim sonucunda oluşan düşünce ve duygulara nazik bir tutumla yaklaşmak öz-nezaketi, bu durumun veya duyguların başka insanlar tarafından da deneyimlenebileceğini kendimize hatırlatmak ortak insanlık anlayışını gösterir. Bu üç unsur bir arada olduğunda kendimize şefkatle yaklaşabiliriz.

Yapılan araştırmalar, insanların kendilerine şefkat göstermesinin iyi oluşlarını oldukça olumlu etkilediğini göstermektedir. Örneğin, bir araştırmada kişinin depresyon, anksiyete ve stres seviyesinin öz-şefkat sayesinde azalabileceği bulunmuştur3. Öz-şefkatin depresyon ve anksiyete karşı koruyucu bir role sahip olduğu araştırmalar tarafından gösterilmektedir4, 5. Pozitif psikolojinin önemli konularından biri olan mutluluğun da öz-şefkat ile ilişkisi olduğu araştırmalarda ele alınmaktadır6.

Bunun yanında duygusal zeka, bilgelik, sosyallik, merak, hayat doyumu gibi olumlu unsurların öz-şefkatle beslendiği belirtilmektedir4, 5, 7, 8. Bu araştırmalardan anlaşılacağı üzere öz-şefkat iyi hissetmemize yardımcı olan önemli kavramlardan biridir.

Öz-şefkatin birçok olumlu etkisi olsa da bazılarımız kendisine şefkat göstermekte zorlanabilir, bazılarımız ise bunu nasıl yapacağımızı bilmiyor olabiliriz. Kendimize olan şefkatli tutumumuzu belirleyen birçok faktör bulunur. Örneğin, doğduğumuz andan yetişkinliğimize kadar geçen zamanda çevremizle kurduğumuz temasın öz-şefkat üzerinde belirleyici bir rolünün olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmektedir9-12.

Öz-şefkat hakkında daha fazlası ve kendimize şefkat gösterme ipuçlarını öz-şefkat yazımızda bulabilirsiniz. Bu yazımızda ise erken dönem uyum bozucu şemaların kendimize gösterdiğimiz şefkat üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz. Bunun için öncelikle uyum bozucu şemalardan kısaca bahsedelim.

Erken Dönem Uyum Bozucu Şemalar Nedir?

Şemalar hayatımız boyunca deneyimlerimizi anlamlandırmamıza yardımcı olan düzenleyici bir role sahiptir. Erken dönem uyum bozucu şemalar; anılar, duygular, biliş ve bedensel duyumlardan oluşan, kişilerarası ilişkiler ve yakın çevre ile temas yoluyla çocukluk ve ergenlik çağı boyunca gelişmekte olan modeldir. Şemalarımızı oluşturan ilişkilerdeki figürler ebeveynler ya da öğretmenler, akraba ya da akranlar gibi diğer önemli kişiler de oluşturabilir13.

Uyum bozucu şemaların oluşmasında çocukluk ve ergenlik döneminde istismar gibi travmatik deneyimlere maruz kalmanın yanı sıra sağlıklı gelişim süreci için gerekli olan duygusal ihtiyaçların karşılanmaması da etkilidir 13. Duygusal ihtiyaç alanları arasında şunlar yer alır:

  • Güvenli bağlanma, kabul, bakım
  • Özerklik, yeterlik, kimlik algısı
  • İhtiyaç ve duyguları ifade özgürlüğü
  • Kendiliğindenlik ve oyun
  • Gerçekçi sınırlar ve öz-denetim

Bu duygusal ihtiyaç alanlarının herhangi birinde tekrarlayan biçimde ihtiyaçlar karşılanmadığında erken dönem uyum bozucu şemalar oluşabilir. Karşılanmayan duygusal ihtiyaçlara göre gruplanan uyum bozucu şemalar birer şema alanını oluşturur. Bu şema alanları sırasıyla şu şekilde adlandırılır:14

  • Kopukluk ve reddedilme
  • Zedelenmiş özerklik ve başarısızlık
  • Başkaları yönelimlilik
  • Aşırı uyarılma ve ketlenme
  • Zedelenmiş sınırlar

Uyum bozucu şemalar yaşamımızın ilk yıllarında oluşmaya başlasa da hayat boyu şekillenmeye ve gelişmeye devam edebilir. Bu şemalar hayatımızdaki bazı alanlarda işlev bozucu role sahiptir13. Şemalar ile ilgili detaylı bilgi içeren Şema Terapi Nedir? Uyumsuz Şemalar Hangileridir? yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Uyum bozucu şemaların olumsuz etkilerinin görüldüğü alanlardan biri de öz-şefkattir.

uyumsuz şemalarıyla kendine şefkat gösteren ojeli eller çizimi

Erken Dönem Uyum Bozucu Şemaların Öz-Şefkat Üzerindeki Etkisi

Kişinin çocukluğunda yakın çevresi tarafından maruz bırakıldığı olumsuz deneyimler yetişkinliğinde kendisine göstereceği şefkati olumsuz etkilemektedir. Özellikle çocukluğunda duygusal ihmal ya da istismar deneyimlemiş kişilerin öz-şefkat düzeylerinin oldukça düşük olduğu belirtilmektedir15.

Öz-şefkat ve uyum bozucu şemalar ile ilgili yapılan araştırmalar, şemalardan herhangi birinin aktif olmasının kendimize gösterdiğimiz şefkati azalttığını göstermektedir9, 16, 17. Uyum bozucu şemaların doğasını oluşturan deneyimlerin terk edilme, istismar, ihmal ya da reddedilme olduğu düşünüldüğünde öz-şefkatin uyum bozucu şemalarla ne kadar zıt olduğuna dair yorumlar yapmak mümkün13.

Kopukluk ve Reddedilme Şeması

Çocukluk ya da ergenlik döneminde stabil bir ebeveyn figürünün olmayışı, güvenlik, sevgi, bakım ya da aidiyet gibi unsurların yokluğu kopukluk ve reddedilme şema alanıyla ilişkilendirilir.

Bu şema alanındaki uyum bozucu şemalara sahip bireylerde çocukluk çağı travmalarına dair anılar gözlemlenmektedir. Bu kişiler, yakın ilişkilerden kaçmaya ya da sağlıklı olmayan, tahrip edici ilişkiler kurmaya yatkın olmaktadır. Diğerleri tarafından kabul edildiği, anlaşıldığı, başkalarından saygı gördüğü ilişkilerde bulunamayacağına dair inanışlar bu şema alanında yaygın olarak görülmektedir13.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu şema alanı “güvenli bağlanma, kabul ve bakım” duygusal ihtiyaçları karşılanmadığında oluşmaktadır14. Bu şema alanından şeması olan bireyin çocukluğunda ailesinden empati, şefkat ve kabul görmemiş olması muhtemeldir. Haliyle yetişkinliğinde de kendisine nasıl şefkat göstereceğini öğrenememiş olabileceğini söylemek mümkündür.

Zedelenmiş Özerklik ve Başarısızlık Şeması

Bu alandaki şemalara sahip kişilerde benlik olarak diğerlerinden ayrılamama ya da başarı algısı ile ilgili yoğun ve olumsuz inanışlar bulunmaktadır. Örneğin hayatlarını devam ettirebilmek adına yakın çevreye bağımlılık, hayatlarındaki önemli kişilerle iç içe geçmiş ilişkiler ya da hastalık/felaket gibi rutin dışında gelişen olaylar karşısında dayanıksız olduğuna dair yoğun inanışlar bu alandaki şemalarda görülmektedir14.

Bu şema alanın oluşumu “özerklik, yeterlilik ve kimlik algısı” duygusal ihtiyacının karşılanmaması ve çocuğun çevresindeki önemli bağlanma figürlerini model olarak alması ile ilişkilendirilir. Bunun yanında çocukluk döneminde yoğun biçimde gergin ortama maruz kalmak ya da ihmal edilmek yetişkinlikte kendisini bu alandaki şemaların aktivasyonu ile gösterebilmektedir14.

İhmal ve gerginliğin yoğun olduğu bir ortamda büyüyen çocukların şefkatten uzak olduklarını söylemek mümkün. Bağımlılık şemasındaki çaresizliğin yatıştırılamaması ve dayanıksızlık şemasında oluşabilecek kaygının dindirilememesi bu şema alanında yaşanması mümkün olan, öz-şefkat eksikliğine dair örnekler arasındadır.

Zedelenmiş Sınırlar Şeması

Bu şema alanı, erken dönemlerde ebeveynlerin ya da önemli diğerlerinin “gerçekçi sınırlar ve öz-denetim” konusunda çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığında oluşmaktadır14. Bu alandaki şemalara sahip kişiler herkesin uyması gereken kurallara uymakta zorlanabilir ya da uzun vadeli hedefler için kendilerini disipline etmekte güçlük çekebilirler.

Bu şemaların oluşmasında çocuğun her istediğini yapmak gibi sınırların çok gevşek bırakıldığı ebeveynlik tutumları etkili olabilirken aynı zamanda çok katı ve aşırı disiplinli ebeveyn tutumları da önemli bir yere sahiptir.

Çocuklukta maruz kalınan katı sınırların, kişinin yetişkinlikte kendisine sert bir şekilde yaklaşması şeklinde bir etkisi olabilmektedir. Bu da kişinin kendisine anlayışlı ve nazik biçimde yaklaşmasını, yani şefkatli bir tutumla kendisini yatıştırmasını engelleyebilir.

Başkaları Yönelimlilik Şeması

Diğerlerinin ihtiyaçlarını ve isteklerini kişinin kendi gereksinimlerinden öncelikli görmesi bu şema alanının karakteristik özelliğidir. Onay almak, ilişkileri devam ettirebilmek ya da diğerlerinden olumsuz tepki almayı ve reddedilmeyi önleme motivasyonu kişinin gereksinimlerini ikinci plana atmasına neden olmaktadır13.

Bu şema alanının çocuklukta “gereksinim ve duyguların özgürce dile getirilmesi” duygusal ihtiyacı karşılanmadığında oluştuğu belirtilmektedir. Çocukken duyguları ikinci plana atmayı öğrenmek, yetişkinlikte duygusal farkındalığımızın azalması ve bu sebeple de kendimize şefkat göstermekte zorlanmamız üzerinde etkili olabilir.

Aşırı Uyarılma ve Ketlenme Şeması

Bu şema alanında yoğun olarak spontane ortaya çıkan duygulara dair farkındalıktan ve duyguları deneyimlemekten kaçınma görülmektedir. Çocuklukta kendiliğinden ortaya çıkan tepkilerin çevre tarafından bastırılması bu şemaların oluşumunda önemli bir faktör olarak değerlendirilmektedir.

Çocuğun spontane biçimde yaşadığı duyguya değer vermemek ve bu duyguyla alay etmek gibi uygun olmayan tepkiler vermek ya da çocuğun eğlence ihtiyacını karşıladığı deneyimleri değersizleştirmek yetişkinlikte duygusal uyaran ve deneyimlerden kaçınmaya neden olur14.

Çocuklukta böyle davranışlara ve tutumlara maruz kalan bireyler zor bir durum yaşadıklarında farkındalıkla kendilerini yatıştırmak yerine yoğun biçimde duygularını bastırabilirler. Bu yaşantılarından dolayı kendisine acımasızca yaklaşabilir veya duygularını aşırı uyarılmış biçimde deneyimleyebilir.

Bu yazımızda uyum bozucu şemaların, öz-şefkati nasıl etkileyebildiğine değindik. Özetle çocuklukta birtakım duygusal ihtiyaçlarınız karşılanmadığında kendinize şefkatle yaklaşmakta zorlanabilirsiniz. Kendinize daha acımasız bir şekilde yaklaşmak, duygularınızı ve düşüncelerinizi objektif bir şekilde değerlendirebilmek ve kendinize ihtiyacınız olan anlayış ve şefkati gösterebilmek istiyorsanız Hiwell’deki uzman klinik psikologlar ile terapi sürecinize başlayabilirsiniz.

Kaynakça

  1. Germer, C., K. (2019). Öz şefkatli farkındalık (4. Baskı) (H. Ü. Haktanır, Trans.). İstanbul: Diyojen Yayıncılık. (Original work published 2009)
  2. Neff, K. (2003a). Self-compassion: An alternative conceptualization of a healthy attitude toward oneself. Self and Identity, 2, 85–101.
  3. Neff, K., D., and Costigan, A., P. (2014). Self compassion, well-being, and happiness. Psikologie in Österreich, 2(3), 114–119.
  4. Neff, K., D. (2003b). The development and validation of a scale to measure self-compassion. Self and Identity, 2(3), 223–250.
  5. Neff, K., D. Kirkpatrick, K., L., and Rude, S., S. (2007). Self-compassion and adaptive psychological functioning. Journal of Research in Personality, 41, 139–154.
  6. Hollis-Walker, L., and Colosimo, K. (2011). Mindfulness, self-compassion, and happiness in non-meditators: A theoretical and empirical examination. Personality and Individual Differences, 50, 222–227.
  7. Heffernan, M., Griffin, M., Mcnulty, S., and Fitzpatrick, J. J. (2010). Self-compassion and emotional intelligence in nurses. International Journal of Nursing Practice, 16, 366–373.
  8. Martin, M., M., Staggers, S., M., and Anderson, C., M. (2011). The relationships between cognitive flexibility with dogmatism, intellectual flexibility, preference for consistency, and self-compassion. Communication Research Reports, 28, 275–280.
  9. Thimm, J., C. (2017). The relationships between early maladaptive schemas, mindfulness, self-compassion, and psychological distress. International Journal of Psychology and Psychological Therapy, 17(1), 3–17.
  10. Yakın, D. (2015). Towards an integrative perspective on the interplay between early maladaptive schemas and well-being: the role of early recollections, self-compassion and emotion regulation (Doctoral dissertation). Middle East Technical University, Ankara.
  11. Fırıncı, C. (2019). Mediating roles of self-compassion, gratitude and forgiveness in the relationship between early maladaptive schemas and break up adjustment: a mixed method study (Yüksek Lisans Tezi). TED University, Ankara.
  12. Konuş, B. (2019). Madde bağımlılığı tedavisi gören bireylerde çocukluk çağı travmalarının erken dönem uyumsuz şemalar üzerine etkisi: Öz şefkatin aracı rolü üzerine bir inceleme (Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Arel University, İstanbul.
  13. Young, J., E., Klosko, J., S., and Weishaar, M. (2003). Schema therapy: A practitioner guide. Guildford Publications: New York.
  14. Arntz, A. ve Jacob, G. (2022). Uygulamada şema terapi: Şema mod yaklaşımına giriş rehberi. Prof. Dr. Gonca Soygüt (Ed). Ankara: Nobel Yayın.
  15. Wu, Q., Chi, P., Lin, X., and Du, H. (2018). Child maltreatment and adult depressive symptoms: Roles of self-compassion and gratitude. Child Abuse & Neglect, 80, 62–69.
  16. Pyszkowska, A., and Stojek, M., M. (2022). Early maladaptive schemas and self-stigma in people with physical disabilities: The role of self-compassion and psychological flexibility. International Journal of Environmental Research and Public Health, 19, 10854.
  17. Koçak, L., ve Çelik, E. (2021). Lise öğrencilerinde öz-şefkat ile duygusal özerklik arasındaki ilişkide erken dönem uyumsuz şemaların aracı rolü. Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 18, 4360 – 4399.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.