Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
Anksiyete Nedir?
Anksiyete, ortada somut bir sebep olmaksızın yaşanan içsel sıkıntı ve huzursuzluk hali olarak tanımlanmaktadır1. Anksiyete geçmiş deneyimlerden köklenen fakat büyük oranda gelecek zaman dilimi ile ilişkili bir kavramdır. Kişi gelecekte yaşanması muhtemel bir olumsuzluğa dair sürekli bir kaygı içindedir. Anksiyeteye çoğunlukla korku duygusu ve endişe süreçleri eşlik eder2.
Anksiyete halindeyken zihin sürekli olarak kaygı uyandıran durumla meşguldür. Bununla birlikte anksiyete yaşayan kişiler deneyimledikleri kaygı ve korkunun şiddetine bağlı olarak değişkenlik gösterebilen terleme, çarpıntı, titreme, üşüme, odaklanmada zorluk çekme ve sürekli hareket halinde olma hali gibi çok çeşitli fiziksel ve bilişsel belirtiler gösterirler.
Her birey canlı olmanın bir getirisi olarak doğal hayat akışında belli bir oranda kaygı deneyimler. O halde anksiyete ne zaman sorun olur? Anksiyetenin bir bozukluk olarak ele alınması, söz konusu kaygının giderek şiddetlenen bir halde olması, kronikleşmesi ve kişinin işlevselliğini etkilemeye başlaması ile mümkün olmaktadır.
Yüksek İşlevli Anksiyete Nedir?
Yüksek işlevli anksiyete kişinin kaygı verici senaryolarla zihnini meşgul etmeye ve anksiyetenin fiziksel semptomlarını deneyimlemeye bile isteye gönüllü olması demektir. Yüksek işlevli anksiyete halinde kişi anksiyete bozukluklarında deneyimlenen tüm semptomların bir getirisi, kendisi için faydası olduğuna inanır.
Bu kişilere göre anksiyeteyi yoğun düzeyde yaşamak gereklidir çünkü yoğun kaygı; kontrol sağlama, mükemmele ulaşma ve olası bir tehlikeyi önleme hali için idealdir, dolayısıyla kişi bir şekilde bunlarla yaşamayı öğrenir.
Günümüzde henüz bir bozukluk olarak ele alınmamasına karşın yüksek işlevli anksiyete de aşırıya kaçan her durumda olduğu gibi kişiyi büyük oranda zorlayan ve yoran bir durum olarak kabul edilmektedir.
Yüksek İşlevli Anksiyete Belirtileri
Yüksek işlevli anksiyete ve anksiyete bozukluklarında gözlemlenen genel geçer semptomlar arasında önemli bir fark bulunur. Bu defa kişiler fiziken ve ruhen zorlayıcı olan şiddetli kaygı semptomlarını gündelik hayat içerisine yedirirler ve sonuç olarak buna yönelik davranışlarda bulunurlar.
Yüksek işlevli anksiyete yaşayan biri dışardan şu belirtilerle fark edilebilir3:
- Aşırı mükemmeliyetçi ve kontrolcü davranışlar sergilemek ve bunun önüne geçememek
- Her şeyi en iyi şekilde yapmaya ve herkesi memnun etmeye çalışmak
- Yoğun yaşanan kaygının bedensel tepkilerini deneyimlemek; tırnak yeme, dudak yolma, ayak sallama benzeri tikler geliştirmek (terleme, titreme, boyun ve sırt ağrıları vb.)
- Zihnin sürekli olarak kaygılı düşünceler, felaket senaryoları ile meşgul olması
- Kaygı verici düşünceler nedeniyle uyku sorunları yaşamak (yorgun uyanmak, uykudan irkilerek uyanmak, uyku sırasında diş sıkmak vb.)
- Yapılan işlerden keyif almak yerine tamamıyla hedef ve başarı odaklı olmak, mükemmeli hedeflemek
- Yüksek kaygı ile başa edebilmek adına süreç içerisinden yeni alışkanlıklar kazanmak (Aşırı yemek yemek, aşırı çalışmak, bağımlılıklar geliştirmek vb.)
- Gelecekte yaşanabilecek olumsuz bir durum için şimdiki zaman diliminde endişelenmek ve bunun bir faydası olacağını düşünmek
- Geçmişte yaşanan olumsuz deneyimleri akılda tutmaya çalışmak ve bunun olası felaket durumlarında bir faydası olacağına inanmak
Yüksek işlevli anksiyete yaşayan kişilerin mükemmeliyetçiliği, detayları gözden kaçırmayışı, titizliği, özeni ve çokça çalışıyor olması etraftakiler tarafından gayet “işlevsel” ve olumlu özellikler gibi görülebilir.
Zaten yüksek işlevli kaygının özelliklerinden biri de budur: Görünürde hiçbir problem yoktur. Öte yandan bu algı, anksiyetenin olumsuz etkilerini görebilme ve çözüm aramanın önünde duran büyük bir engeldir.
Yüksek İşlevli Anksiyete Döngüsü
Yüksek işlevli anksiyetenin ortaya çıkmasında ve kalıcı hale gelmesinde bir döngüden, pekişen bir süreçten bahsetmek mümkündür. Kişinin hedef odaklı olması ve yaptığı işten keyif almaktan ziyade mükemmele ulaşma çabası, anksiyete deneyimlemenin olumlu yanlarına dair var olan inançlar ile birleştiğinde yüksek işlevli anksiyetenin ortaya çıkması olasıdır.
Anksiyetenin yarattığı aşırı tetikte olma hali ile çok çalışan, koşturan ve devamlı kontrol eden kişi, yaptığı işten beklediği sonucu aldığında istediği sonuca yalnızca yoğun anksiyete deneyimlediğinde ulaşabileceği yanılgısına kapılabilir. Bu noktada döngü başlar, zaman zaman yaşanan bedensel ve ruhsal bunaltılar fark edilse dahi kişi yaşadığı anksiyete belirtileri ile hayatına devam eder.
Zamanla objektiflik, olayları farklı yönleriyle görme ve yapılan işten keyif alma var olan işlevsiz inançların güçlenmesi sonucunda giderek sönmeye başlar. Sürekli devam eden huzursuzluk hali, başarıyı getiren tek ve en önemli faktörmüş gibi kabul edilmeye başlanır.
Kişi bu yoğun deneyimle attığı her adımdan nasıl etkilendiğini fark etmeksizin giderek yıpranmaya başlar. Zararın fark edilmediği ve müdahale edilmediği noktada ise bahsedilen döngü kendini devam ettirir.
Yüksek İşlevli Anksiyete ile Başa Çıkmak için Öneriler
Kişinin hayattan keyif almasını engelleyecek, yalnızca başarı ve hedef odaklı yaşamasına sebep olacak türde deneyimlenen kaygı zamanla oldukça zorlayıcı bir hal alır. Kişi bu kaygıyı belirtildiği üzere hayatının hemen her alanında deneyimler, fiziksel ve psikolojik olarak yıpranır.
Şayet siz de yüksek işlevli anksiyete yaşıyorsanız ve bununla nasıl baş edeceğiniz konusunda çaresiz hissediyorsanız gündelik hayatta uygulayabileceğiniz önerilerimiz var:
- Kaygının sizin için nasıl bir anlama geldiğini, hayatınızda kaygıyı nereye koyduğunuzu keşfedin. Bu konuda notlar alın, kendinize kişisel bir farkındalık alanı yaratın.
- Kaygılı düşünceler ile savaşmak veya bu düşünceleri bastırmaya çalışmak yerine onların varlığını yalnızca bir gözlemci gibi fark etmeye çalışın. Zihninizden geçen her düşüncenin peşine takılmamak mümkün mü, bunu araştırın.
- Yaptığınız işlerde zorunluluk hissettiğiniz ve mükemmeliyetçi bir tutum sergilediğiniz anları fark edin. İçinde bulunduğumuz işi hedef, amaç ve başarı doğrultusunda görmek yerine, başarıya giden yolda aynı zamanda keyif almak da mümkün mü ve bunun için nasıl bir tutumda olmak faydalı olurdu soruları üzerine düşünün.
- Yoğun şekilde gelen kaygılı düşünceler ve olumsuz duygular deneyimlerken kendinize karşı eleştirel bir tutumda olmak yerine şefkatli bir şekilde yaklaşmanın mümkün olup olmadığını değerlendirin.
- Yüksek kaygı anlarında bedeninizdeki duyumsamaları ve gerginliği fark etmeye çalışın. Bedeninizin bu şiddetli anksiyete halinden nasıl etkilendiğini gözlemleyin.
- Bedeni ve zihni sakinleştirmek adına kısa vadede rahatlatıcı uzun vadede sorun yaratan alışkanlıklar edinmek yerine (aşırıya kaçan alkol kullanımı, aşırı besin tüketimi, işkolik olma vb.) nefes egzersizleri gibi öz şefkat içeren hem kısa vadede rahatlatıcı hem de uzun vadede sağlıklı eylemlere yönelin.
- Kendiniz için ve başkaları adına aldığınız aşırı sorumlulukları fark edin. Gündelik hayatta programlama ve iş önceliklendirmesi yapmayı deneyin. Bu konuda da mükemmeli hedeflediğinizi fark ederseniz bunun yalnızca bir pratik olduğunu hatırlayın.
Yüksek işlevli anksiyete durumunda kişi yoğun anksiyete deneyimlemezse başarısız olacağı veya başına bir felaket geleceği gibi düşüncelere kapılabilir. Bu nedenle bahsedilen uygulamalar kaygı verici, korkutucu, rahatsız edici ve bazen oldukça zorlayıcı olabilir.
Dolayısıyla kaygıyı yenmek kolay bir süreç değildir fakat kaygılı olmak kader de değildir. Zorlanılan noktada profesyonel destek almak oldukça faydalı bir seçenektir.
Yüksek İşlevli Anksiyetede Psikoterapi Yöntemleri
Özellikle anksiyete ve sebep olduğu sorunlarda günümüz psikoterapi yöntemleri oldukça gelişmiştir. Yüksek işlevli anksiyete deneyimleyen kişiler uzman bir terapist eşliğinde yaşadıkları bu sıkıntı verici durumu detaylıca ele alabilirler.
Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel davranışçı psikoterapi uygulamalarının tüm anksiyete bozukluklarında oldukça etkili olduğu bulunmuştur. Bu müdahaleler sırasında kişi, bir yandan kaygının doğasına dair psikoeğitim alırken diğer taraftan yoğun anksiyetenin faydalı olduğuna dair yerleşmiş inançlarını fark etme fırsatı yakalar.
Ortaya çıkan duygularını ve yüksek işlevli anskiyetenin kısa ve uzun vadeli sonuçlarını ele alarak tüm bunları yeniden çerçeveler. Değişime dair uygulamalar ise bu farkındalık sonucu beraberce planlanır.
Metakognitif Terapi
Üçüncü nesil terapi yöntemlerinden kabul edilen Metakognitif Terapi de anksiyete sorunları üzerinde oldukça etkilidir. Bu yaklaşımda düşünce ve duyguların işleyişini ve zihnin doğasını anladıktan sonra kişide endişeleri ve anksiyeteye dair olumlu-olumsuz inançları belirlenir.
Ardından zihne gelen düşünce hangi içerikte olursa olsun bu düşüncenin peşine takılmamak, düşünceye yanıt vermemek ve mesafelenmek mümkün mü beraberce araştırılır.
Planlanan egzersizler ile kişi içeriğinden bağımsız olarak zihnine gelen her düşüncesinde onu bastırmadan veya yok etmeye çalışmadan odağını değiştirme özgürlüğü olduğunu fark eder. Uzun vadede amaç kişinin zihin içinde geçirdiği vakti azaltıp gerçek hayat ve şimdiki zamanla kurduğu teması arttırmaktır4.
Sonuç
Yüksek işlevli anksiyeteyle ister gündelik uygulamalarla ister profesyonel bir destekle baş etmeye çalışın, amaç hiçbir zaman mükemmel bir hedef belirleyip kendini kaygıyı tamamen yok etmek için zorlamak olmamalıdır. Bu gerçekçi ve işlevsel bir beklenti değildir. Her iki durumda da en temel hedef, yeniden dengeye gelmek, işlevli gibi görünen fakat işlevini kaybetmiş anksiyete üzerine çalışmaktır.
Hiwell online terapi platformunda, anksiyete sorunlarında uzmanlıkları bulunan yüzlerce uzman online psikolog yaşadığınız sorunlarda size destek olmak için hazır.
Kaynakça
- Şahin, M. 2019, Korku, Kaygı ve Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları, Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi.
- Türkçapar, H. 2004, Anksiyete Bozukluğu ve Depresyonun Tanısal İlişkileri, SSK Ankara Eğitim Hastanesi Psikiyatri Kliniği.
- https://www.psikologofisi.com/blog/yuksek-islevli-anksiyete-olabileceginizi-gosteren-11-isaret
- Gündüz, A. 2019, Yaygın Anksiyete Bozukluğunda Bilişsel Davranışçı Terapiler, İstanbul Kent Üniversitesi.